Türkan içeri girer, Ömer hemen elindeki valizi alır ve içeriye geçerler tam salona geçecekken;
Türkan: Defne kızım bu bavul ne
Defne: Hangisi, bu mu bu şey bu ya şey anane
Türkan: Ne
Ömer: Evet Defne ne bu
Defne: (Ömer'e sert sert bakar ve dişlerini sıka sıka gülmeye çalışarak) Hayatım sana sabah da dedim ya
Ömer: Ne demiştin hayatım duymamışım
Defne: Ömer! (Sesi yüksek çıkmıştır ve Türkan tereddüt içinde ikisine bakıyordur) yani şet Ömercim aşkım dedim ya sana fazla bunlar diye öyle gereksiz şeyler
Ömer: (Parmağını şaklatır, Defne'nin yanına gider elini omzuna koyup kendine çeker ve saçını öper) Ah özür dilerim karıcığım şimdi hatırladım
Türkan: (Rahatlar ve salona doğru geçer) eh iyi madem Defne kızım bana bir bardak su getir
Defne: (Ömer'e dirsek atar) Tabi anane tabi tabi (sessizce Ömer' doğru) sen gelsene bir mutfağa bakalım
Ömer: (Bilerek yüksek sesle) Geliyorum hayatım geliyorum bensiz de hiç yani oo duramaz hiç hiç
mutfağa geçerler Defne su dolduruyordur, Ömer mutfağa gelince onu tezgahın önünde sıkıştırır ve Ömer'i tezgaha dayar
Defne: Ne yapıyorsun sen
Ömer: (Ömer, kendinden geçmiştir bu sert Defne her zaman ona daha çekici gelmiştir) Ne yapıyormuşum
Defne: Oyun oynama, şimdi anlarız nolmuş ananeme sonra gideceğim
Ömer: Defne saçmalama ortada hiç bir şey yokken
bu arada Türkan içeriden seslenir
Türkan: Defne kızım nerdesiniz
Defne: Geliyorun anane, senle sonra görüşeceğiz Ömer
içeri geçerler.
Defne: Eee anane bu ziyareti neye borçluyuz, yani tabi gel gel başımızın üzerinde yerin var tabi de
Ömer: Valla çok güzel bir sürpriz oldu bu kalacaksınız galiba
Türkan: yani size yük olmazsam kalacağım oğlum
Ömer: Estağfurullah ne yükü
Defne: Ne bir şey mi oldu evde
Türkan: Abinle kavga ettik, vurdum kapıyı çıktım
Defne: Neden
Türkan: Dün annen geldi
Defne: Nasıl, nereye eve mi
Türkan: Evet sonra da kızılca kıyamet koptu tabi
Defne: ya anane nasıl yani ne yüzle (Sonra Ömer'e bakar ve onunla daha önceki konuşmaları gelir aklına) Esra gördü mü
Türkan: Gördü çocukçağız çok sevindi
Defne: anane ben ne diyeceğimi inan bilmiyorum sen burda kal tabi ama şimdilik bu konuyu konuşmayalım hem ben bi abimle de konuşayım.
Türkan: Ama kızım
Defne: anane lütfen, bizim şimdi işe gitmemiz lazım ama istersen kalırım
Türkan: Yok siz gidin ben bakarım başımın çaresine
Defne kalkar ve yüzüne su çarpmak için banyoya gider, Türkan ve Ömer yalnız kalırlar. Ömer konuya çok dahil olmamış, olamamıştır hele ki Defne ile araları bu kadar açıkken.
Türkan: Ömer oğlum kızımla konuşmuşsun, yani Defne'nin annesiyle sağol oğlum
Ömer: Yani aslında çok daha falasını yapmak isterdim, denedim de ama
Türkan: olsun bu kadarı bile senin ne kadar doğru bir delikanlı olduğunu gösteriyor
Ömer: Aslında aklımda bir şey var ama şuan bizim için sırası mı bilemiyorum
Türkan: ne, sizin için?
o sırada Defne aşağı iner
Defne: Hazırım
Ömer: Tamam çıkalım o zaman
Türkan: Hadi size hayırlı işler
Defne ve Ömer evden çıkarlar. Ömer arabanın kapısını açar
Defne: Taksi çağırdım gelir birazdan, hem yarım arabam servisten gelir
Ömer: Defne saçmalama
Defne : Taksi çağırdım diyorum
Ömer: (Defne'yi kolundan tutar) Bin dedim
Defne'yi zorla arabaya bindirir, Defne çırpınıyordur filan ama Ömer'in bu ser halleri hoşuna gitmiştir.
Defne: Sen... sen
Ömer: (Kemerini bağlıyordur) Bende seni seviyorum Defne, hadi kemerini bağla
Defne: Zorbasın zorba
Ömer: Kimin yüzünden acaba
Defne: aa aa ben mi suçlu oldum yani şuna bak bitmediler bi bitiremedik sizin geçmişinizdeki kadınları efendim biri gitti biri geldi ne çokmuşlar öyle ya vardır ama daha dimi vardır vardır illaki
Ömer: Defne şuan hakkaten saçmalıyorsun
Defne: Tabi tabi saçmalıyorum az bile yaptım ona dua etsin bardağı fırlatmadım
Ömer: Ne, ne yaptın sen
Defne: Bu konuda konuşmak istemiyorum hatta seni de duymak istemiyorum şarkı açayım ben evet nerede bu radyo
Radyoyu açar (Ve bende şuan radyo dinliyorum Mabel Matiz-Gel çıktı o olsun madem) Mabel Matiz- Gel şarkısı çıkar Defne gözlerini kapatır ve arkasına yaslanır Ömer'in onu ilk öptüğü an, onun evinde ilk karşılaşmaları Ömer'in üstü kapalı evlenme teklifleri, Golf oynadıkları zaman, birikte çizim yaptıkları zaman, ayrıldıkları zamanlar, Ömer'in ona evlenme teklifi ettiği anlar hepsi hepsi bir anda film şeridi gibi gözünün önünden geçen ve kafasını yana çevirip Ömer'e bakar; Kuzguni saçları ve küçük burnu öylesine güzeldir ki şuan sinirle önünde bakarken bile öyle başkadır üstelik kulakları da kızarmıştır 'sinirden olsa gerek oh olsun' diye geçirir içinden Defne ama bu nasıl bir aşk böyle diye de düşünmeden edemez
'Hergün, her Allahın günü nasıl oluyorda bir önceki günden daha fazla seviyorum bu adamı nasıl bir yıl onsuz kalmışım böyle nasıl dayanmışım. Peki sabah gideceğim dedim de nasıl gideceğim'
Bu sırada Ömer kafasını çevirir.
Ömer: Bir şey mi oldu
Defne: yoo yok ne olacak canım öyle yola şey yaptım baktım öyle
Birlikte şirkete gelirler ve asansöre binerler Ömer'in boynunda yaprak görmüştür Defne
Defne: boynunda yaprak var
Ömer: Efendim
Defne: boynunda diyorum yaprak var
Ömer: (Eliyle sirkeler) Hani
Defne: (Elini Ömer'in boynuna atar ve yaprağı alır bir kaç saniye öyle göz göze kalırlar) Tamam aldım
Ömer: Sağol
Asansöden inerler ve odalarına giderler. Tüm gün boyunca hiç konuşmamışlardır üstelik Defne Ömer'i görmemek ve kendisini göstermemek için jaluziyi de indirmiştir. Ömer ne yapması gerektiğini bilmiyor ve Defne'yi kısmen haklı bulduğundan Türkan'ın gelişini kendisi için bir can simidi olarak görüyordur. saat 20:00 olmuştur. herkes gitmiş ikisi hala ofiste harıl harıl çalışıyorlardır. Ömer artık dayanamaz ve Defne'nin odasına gider.
Ömer: Hadi çıkalım
Defne: sen git benim biraz daha işim var
Ömer: Defne ananen bizde farkındaysan
Defne: A şey evet
Ömer: Hadi çıkalım ne işin varsa yarını bekleyebilir
Defne: Ben taksi ile
Ömer: Defne sinirleniyorum artık
Defne: Allah Allah ya Allah Allah (sinirle yerinden kalkar ve yürürken bir anda tökezler Ömer onu ellerinden yakalar)
Ömer: Hadi dedim hadi
Defne: Off geliyorum
Yine hiç konuşmadan asansöre binerler ve aynı şekilde hiç konuşmadan arabaya binerler. Eve geldiklerinde şahane bir masa onları bekliyordur. Türkan her yeri iyice temizlemiş ve Şahane bir masa kurmuştur.
Türkan: Gelin çocuklar öyle evde boş durmayayım dedim ama Ömer oğlum ne sever pek bilemedim
Ömer: Ellerinize sağlık her şey şahane gözüküyor
Defne: Anane niye zahmet ettin
Türkan: Hadi üstünüzü değiştirin de gelin sofraya
Ömer ve Defne yukarı çıkarlar. Defne Ömer'in eşyalarını verir ve banyoya gönderir giyinmesi için Ömer de sabrının son demlerine gelmiş bir vaziyette eşyalarını alıp banyoda giyinmeye gider. Hep birlikte yemek yerler. masada çatal bıçak sesinden başka bir ses çıkmıyordur. kimse ihtiyaç olmadıkça konuşmuyor sadece zaruri muhabbetler dönüyordur. Yemekten sonra kahveler içilir ve Türkan esnemeye başlar
Defne: anane sen benim yani şey bizim odaya geç yat biz yatarız burda
Türkan: aaa ne münasebet ben şuracıkta yatarım
Ömer: Defne haklı Türkan teyzeciğim siz geöin odaya
Türkan: Aa aa çocuklar üzerime iyilik sağlık gelip sizi yerinizden edecek değilim herhalde hem nerede görülmüş karı kocanın ayrı yattığı hadi bakalım siz odanıza ben odama
Defne: ama anane
Türkan: İtiraz istemiyorum
Defne ve Ömer odaya çıkarlar. Defne camın önündeki perdeleri çeker ve ellerini nereye koyacağını bilmez bir vaziyette sanki ilk defa Ömer ile bir odada yalnız kalıyormuşcasına bir ruh haline bürünür. Ömer de aynı durumdan hallice Defne'den gelecek herhangi bir hareketi kolluyor ona sarılmamak ve öpmemek için kendini zor tutuyordur. Bu sırada Ömer'in telefonu çalar Ömer meşgule atar ve masanın üzerine bırakır. Defne tam yelkenleri suya indirecekken bu hareket ona olanları hatırlatır.
Defne: Kimdi o, ya da bırak ya nasıl olsa doğruyu söylemeyeceksin
Ömer: Koraydı Defne koray
Defne: Yaa hııı evet
Ömer hemen telefonu alır ve son arayan numarayı geri arar sesi de hoparlöre verir
Koray: Ömüş buz şelalesi adam niye meşgule attın beni hem ben Koray sargın koskoca Koray sargın Nasıl meşgule atarsın beni ama sonra dayanamadın değil mi tabi başını taştan taşa vurmaları bırakıp döne döne geri aradın beni hem biliyor musun benim telefonda filan da sesim de güzel gelir ya herkescikler bağımlı kalır bana hem hayatım biliyorsun benim dilim falan da çok tatlıdır kimsecikleri sıkmam üzmem o kaknem karın seni bizden nasıl da uzaklaştırdı
Ömer: Tamam koray tamam sonra görüşürüz
Koray: Dur kapatma
Ömer: Ne oldu
Koray: Kuru kızın fotoğraflarını istemiştin hani ay ne yapacaksan artık sanki canlı kanlı yanında değilmiş gibi
Ömer: Ta tamam koray biz onu sonra konuşuruz oldu mu hadi görüşürüz
Ömer telefonu kapatır ve Defne ye imalı bir bakış atar.
Defne: Ne
Ömer: Asıl sana ne?
Defne: Bunun şey olması diğer şeylerinin de şey olduğunu göstermez tamam mı yani haklıyım ben
Ömer: Ne yaptım ki ben bi anlasam tamam dedikçe sen daha da uzatıyorsun
Defne: Allah Allah sen beni aldatmış olabileceğini düşündün çok mu peki ya ben...
Ömer: Sakın, sakın devam etme o cümleye
Defne: Nedenmiş o bak gördün mü
Ömer: Hakketen çok saçma bir yere götürüyorsun muhabbeti
Defne sesinin dozunu iyice arttırır ve Ömer'in üzerine yürüyordur ellerini de hararetle sallıyordur. Ömer onu ellerinden yakalar ve kendisine çeker. Defne ile göz göze gelirler sanki ilk defa bu kadae yakınlaşmış gibi hissediyorlardır.
Defne: (Derin nefes alışları yavaşlar ve sinirlenmeye çalışıyordur) sen ne yapıyorsun bırak beni kızgınım sana
Ömer: (Defne'nin heyecanından cesaret alarak nefes vere vere kulağına eğilir ve iç gıcıklayıcı sesi ile ) Ananen arkada bizi görüyor
Türkan tuvalete kalkmıştır ve Defne ile Ömer'in seslerini duyar gibi olmuştur odalarının perdesi çekiktir ama biraz Defne'nin elleri gözüküyordur tam kavga mı ediyorlar diye düşünürken Ömer'in onu çektiğini görür ve utanıp aşağı iner.
Defne öylece kalakalmış Ömer ise Defne'nin bu halinde zevk almıştır. Türkan gidince kendini geri çeker.
Ömer: ananen gitti neyse yatalım mı sabah iş var
Defne öylece kalakalmıştır
Defne: Tabi yatalım
Defne fotoğrafların ne olduğunu sormak istiyor ama bir türlü soramıyordur.
Biri yatağın sağına, biri soluna geçer ve birbirlerine iyi geceler deyip yatarlar. Defne sağa dönüyor sola dönüyor ama bir türlü uyuyamıyordur. Bir ara uyuyan Ömer ona doğru döner. Defne önce bir kaç saniye durur ve daha sonra başını onun yastığına yaklaştırır. "Öyle seviyorum ki seni "
daha sonra Ömer'in uyuduğundan emin olduğu için Ömer'in dudağına küçük bir öpücük kondurur
"İyi uykular sevgilim"
Defne de arkasını döner ve uykuya dalar bu sırada Ömer gözünü açar ve Gülümser
"Sana da iyi uykular sevgilim"
sabah erkenden kalkıp kahvaltı ederler. Defne'nin arabası servisten gelmiştir ikisi ayrı arabalarla şirkete giderler. aynı anda şirkete gelirler ve asansöre binerler. Defne Ömer'den bir atak bekliyordur ama Ömer hiç bir şey demedikçe artık sinirlenir.
Defne: Sen... beni delirtmeye mi çalışıyorsun
Ömer: Ben ne yapsam ya da yapmasam seni delirtiyorum zaten
Defne: Bana bakarak konuş
Ömer, Defne'ye döner ve onu iyice köşeye sıkıştırır
Defne: öyle değil
Ömer: Of Defne seni bir anlayabilsem
tam 14. katta asansör durur.
Defne: Ömer çalıştır şunu durdurmanın sırası değil yani onu dün gece şey yapacaktın
Ömer: Ben durdurmadım
Defne: Nasıl
Ömer: Basbaya Defne ben durdurmadım
Defne: Nasıl yani asansörde mi kaldık
Ömer: Ööööyle gözüküyor.
Defne: Olamaz
Ömer: Ne oldu
Defne: Benim klostrofobim var!