Defne karşısında annesini görünce oldukça şaşırır ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordur. Bir yandan Ömer'e bakıyor ve onun taburlarına anlam vermeye çalışıyor bir yandan da bu karşısındaki kadına,Annesine Nasıl davranması gerektiğini kestirmeye çalışıyordur. O sırada annesi yavaş yavaş içeri girer ve Türkan, Ömer ile yaptıkları bu sürprizi açıklamaya koyulur.
Türkan: Defne, Serdar ne olur kızmayın bana... Defne özellikle sen kızım sakın ömer oğlumu suçlama Ömer oğlumdan ben rica ettim o da Defne bilsin dedi ama beni kıramadı şu çizim işi de denk gelince
Defne: Ne çizimleri?
Türkan: Bugün Ömer oğlum sana getirmiş hani onlar annenin çizimleri sende beğenmişsin yalan da sayılmaz çok güzeller
Defne hızla bakışlarını Ömer'e çevirir. Ömer'in gözlerinde mahçubiyet, Defne'nin gözlerinde ise hayat kırıklığı vardır.
Ömer: Evet o çizimler annenin
Türkan sözlerine devam eder.
Türkan: Bakın artık benim bir ayağım çukurda, Serdar oğlum yüzüme bak benim hiç mi hatrım, emeğim yok üzerinizde he Defne benim için bir konuşun bir dinleyin illaki vardır Bir yolu barışmanızın.
Serdar: anane seninle bu konuyu konuştuk defalarca
Defne: Abi tamam bir konuşalım bir dinleyelim bakalım baksana Ömer bile... Neyse
Ömer: Biz çıkalım isterseniz Türkan teyze, Nihan, Esra sende gel
Ömer, Esra , Nihan ve Türkan odadan çıkarlar. Defne, annesi ve Serdar kalırlar.
Defne: Evet dinliyoruz neymiş bizi bırakmana sebep hadi bizi geçtim Esra'yı kundaktaki bebeğini
Serdar: Ben hiç dinlemezdim de ne anlatacaksın, Nasıl izah edeceksin
Annesi: Sizi anlıyorum... Sizden af dilemeye bile yüzüm yok ama sizi bırakırken bende çok toydum neyin ne olduğunu bilmiyordum
Defne: Bu mudur yani bu kadar mı
Annesi: kendimce sebeplerim vardı belki bunalmışlık belki aptallık ama o an en doğru şey bu gibi geldi hata yaptım Defne hata yaptım Serdar kabul ediyorum size çocuklarıma doya doya sarılmaya evlatlarım demeye bile hakkım olmadığını biliyorum ama herkes hata yapmaz mı? Siz hiç yapmadınız mı...
Defne hemen Kiralık aşk oyununu hatırlar, Serdar da kumar borcunun olduğu dönemi hatırlar.
Defne: Bu öyle hataydı denip telafi edilebilecek bir şey değil yani zaman lazım uzun bir zaman hatta telafisi mümkün mü bilmiyorum
Serdar: Zamana filan gerek yok benim konuşacak da halledecek de bir şeyim yok (İçeri seslenir) Nihan, Esra, anane hadi gidelim
Nihan, Esra ve Türkan içerden gelirler.
Serdar: Hadi gidiyoruz
Türkan: Serdar oğlum
Serdar: Defne sen ananemin eşyalarını sonra getirirsin, Hadi gidelim
Serdar'lar apar topar giderler. Defne, Ömer ve annesi öylece ayakta kala kalırlar. Defne'nin annesi elindeki çantasını büyük bir mahçubiyet ile tutuyor ve göz yaşlarını gizlemeye çalışıyordur. Ömer bu haline dayanamaz.
Ömer: Lütfen oturun ayakta kaldınız
Defne: Otur istersen yani
Annesi: Yok ben rahatsız etmeyeyim gideyim
Defne: Otur lütfen böyle gitme yani
Annesi yavaş yavaş oturur. Defne imalı imalı Ömer'e bakar.
Defne: Demek o çizimler senindi peki Nasıl Ömer'in eline geçti
Annesi: Evet, Ömer oğlum beni ziyarete geldiğinde görmüş demek aklında kalmış benden de rica edince bende verdim umarım işinize yarar
Defne: Ya ziyaret demek (Ömer kafasını önüne eğer) yarar herhalde bilemiyorum daha konuşmadık ama Ömer iyi bilir anlar bu işlerden de böyle gizli saklı işleri, emri vaki ve yalanı sevmez Ömer yani sevmezdi öyle kalmış aklımda ama vardır bir bildiği bir gördüğü elbet
Ömer: Defne bu konuyu sonra konuşsak ikimiz
Defne: Biraz geç kalmadın mı Ömer
Ömer: Defne sonra
Defne: Neyse siz oturun konuşun filan sonuçta patron olan Ömer, Benim biraz işlerim var zaten halledersiniz aranızda bekli Bir ofis verir Ömer, çizimleri filan orada yaparsın
Defne kalkar ve yukarı çıkar, Ömer peşinden gitmek ister ama Defne'nin annesini de yalnız bırakmak istemiyordur.
Annesi: Ben de kalkayım hem de geç oldu... Zaten Benim yüzümden de aranız açıldı özür dilerim
Ömer: Yok halledebiliriz biz Defne ile siz hiç üzülmeyin lütfen
Annesi: umarım halledersiniz yaptıkların için tekrar teşekkür ederim
Ömer: Rica ederim, keşke elimden daha fazlası gelse
Annesi: Yok yok sen yapabileceğinin fazlasını yaptın, aslında onun için değerlerinden ödün vermişsin baksana kızım öfkesi geçince bu durumu anlayacaktır.
Ömer: Hiç şüphem yok
Annesi: iyi akşamlar
Ömer: size de iyi akşamlar
Ömer, Defne'nin annesini yolcu eder. Ve derin bir nefes alıp yanaklarına bir iki tokat atıp yukarı çıkar. Defne yukarıda hıncını, öfkesini çarşaf ve nevresim takımlarını değiştirerek çıkarıyordur.
Ömer: Konuşalım mı biraz
Defne: tabi
Ömer: Defne bak ben gerçekten de o çizimleri beğendim yani annen olduğu için değil
Defne: Biliyorum
Ömer: Yani sana söylemem gerekirdi ama zaten bu ortaya çıkavak bir şey değil mi yalan değil ama beğenip beğenmeyeceğini bilemezdim
Defne: bilirdin
Defne bir yandan da yastıkları değiştirmeye devam ediyordur hatta tekrar ve tekrar değiştiriyordur.
Ömer: Defne...
Defne: (Yastığı fıtlatır) Ben seni tanıyamıyorum sen böyle bir adam değildin o ilkeleri olan, o mükemmel derece dürüst ve doğru Ömer İplikçi nerede ne yaptın ona
Ömer: Defne bak lütfen geriye alınamayacak şeyler söylemeyelim birbirimize sen biraz sakin ol bende
Defne: Sen bir git Ömer beni yalnız bırak olur mu yoksa ben gideceğim
Ömer: (Derin bir nefes alıp Defne'ye doğru bi adım atar ve Defne de bir adım geri adım atar) Peki Defne, nasıl istersen öyle olsun...
Ömer arabanın anahtarlarını alıp evden çıkar ve Sadri Ustanın yanına gider. İso, Sadri ve Ömer ufak bir rakı masası hazırlayıp başına otururlar. Ömer olanı biteni anlatır.
Ömer: Ben her şeyi onun için yaptım yani inanmadığım bir şeyi de yapmadım
İso: Yani bu senin Deden ile olan olayında Defne'nin olduğu yerde durman gibi bir şey
Ömer: Ama benim Dedem ile barışmam ile neticelenen bir olaydı o
Sadri: Senin yüzükleri atacak dereceye geldiğin bir olaydı aynı zamanda
Ömer: Yanlış yaptın diyorsunuz yani öyle mi
İso: Yani tam olarak yanlışı yapan taraf olmanla alakalı değil bu
Sadri: Yanlış yapmaya yönlendiren taraf olabilirsin
Ömer: Nasssıl yani
İso: Defo çok öfkelenmiştir
Sadri: Öfke çok güçlü bir duygudur Ömer'ciğim
Ömer: Yok ya yok yok Defne... Defne'm geçer onun siniri de öfkesi de sabah alırım ben onun gönlünü bir dinlensin bir nefes alsın, kafasını toplasın da
Sadri: Umarım
İso: Hadi inşallah
Ömer'in kafası iyice allak bullak olmuştur. Düşündükçe böyle bir olayın neresinde olması gerektiğini seçerken yanlış davranıp davranmadığını sorgulamaya başlar. Ama bildiği tek şey vardır hepsi Defne içindir... Defne'si için...
sabah ilk iş güzel bir buket çiçek yaptırır ve eve gider. içeri girer ve yukarı çıkar saat 07:15'dir. Defne muhtemelen uyuyordur diye geçirir içinden ama Defne odada yoktur. Banyoya ve diğer odalara bakar. Defne'yi göremeyince hemen gidip dolaplara bakar neyseki kıyafetler dolaplarda duruyordur. Derin bir ohh çeker ve üstünü değiştirip şirkete geçer. Şirkete gelir gelmez Defne'yi sorar. Erkenden bir toplantısı olduğu için Defne daha gelmemiştir.
Ömer iç ses:
" Neyseki toplantısı varmış yani ne olacaktı ki zaten neyse akşam ki sürpriz iyi olacak iyi her şey zaten güzeldi sakin sakin"
Ömer işlere gömülür ve yaklaşık bir saat sonra kafasını kaldırınca Defne'yi ofisinde görür hemen kalkar üstünü başını düzeltir ve Defne'nin ofisine geçer.
Ömer: Defne
Defne: efendim
Ömer: Sabah geldim
Defne: Toplantım vardı
Ömer: hmm nasıldı peki
Defne: İyi
Ömer: iyi o zaman, şey akşam
Defne: Evde görüşürüz
Ömer: Ben biraz erken çıkacağım haberin olsun
Defne: Olur, benim biraz işim var ama dokuz gibi gelirim
Defne oldukça düz ve soğuk konuşuyordur, Ömer durumun farkındadır ama bir şey de diyemiyordur.
Ömer: O zaman akşam görüşürüz Defne
Defne: Tamam
Ömer: Tamam
Defne hemen kafasını eğer ve işine devam eder. Ömer Ellerini cebine koyar ne yapacağını tam kestiremez halde ofisine geçer ve saat 18:00 gibi ofisten çıkar.
Ömer: Defne ben çıkıyorum
Defne: Tamam
Ömer: Gelmiyorsun yani
Defne: Dokuzda dedim ya
Ömer: Ne işi bu
Defne: iş işi
Ömer: tamam o zaman evde görüşürüz
Defne: tamam
Koray'dan daha Önce Defne'nin katalog çekimlerinde kullandıkları fotoğraflarını ve düğün fotoğraflarını alıp onları evde güzel bir fotoğraf köşesi hazırlar. en güzel ikili fotoğraflarını da güzel bir şekilde paketletip yatağın üzerine koyar. Daha sonra mutfağa geçer güzel bir masa hazırlar. lazanya, salata ve şarap... saat tamda dokuz olmuştur ki Defne anahatarları ile kapıyı açar ve içeri girer. Ömer ona doğru yönelir ve aniden öper yanaklarından.
Ömer: Tam zamanında
Defne: Zahmet etmişsin
Ömer: Hadi üstünü değiştir de yiyelim
Defne: önce seninle bir şey konuşmam lazım yani aslında sadece konuşsak yeter.
Ömer: Tamam acelemiz yok konuşacak çok şeyimiz var hem sana bazı sürprizlerim var yukarıda ve içeride bakalım beğenecek misin
Defne: Ne sürprizi
Ömer: Bir gel önce yemeğimizi yiyelim
Defne: Ömer! (Defne bağırmıştır)
Ömer şaşkın şaşkın ona bakıyordur.
Defne: Konuşmamız lazım
Ömer: Şu işin ile ilgili mi yani buraya gelmeden önce gittiğin
Defne: Hayır... aslında evet yani
Defne elini çantasına götürür ve çıkardığı kağıdı Ömer'e uzatır.
Defne: Bununla ilgili
Ömer: Bu ne?
Defne: okusana
Ömer kağıdı açar ve okumaya başlar büyük bir şok geçirir.
Ömer: Bu...
Defne: evet, boşanma dilekçesi
Ömer: Defne!
Defne: Zorluk çıkarma Ömer boşanmak istiyorum
Ömer: Boşanmak istiyorsun
Defne: Evet
Ömer: Tamam, boşanalım
Defne, bir an duraksar çünkü Ömer'den onu ikna etmesini biraz olsun çabalamasını bekliyordur.
Defne: Yani sende
Ömer: Nasıl istiyorsan öyle olsun
Defne: Boşlanalım...
Ömer: Boşanalım...
( 18. Bölümü şimdiden belirteyim baya baya bir şeyler var kafamda bakalım 😉 hemen gelmez ama yb sonralara🙋🏻)