Şunu söylemeden edemeyeceğim , satır arası yorumlarınıza bayılıyorum ! KEYİFLİ OKUMALAR ...
Tam oynat tuşuna basmıştım ki Erdem beni dürtmesiyle başımı kaldırdım ve bana hiddetle bakan bir adet Merve'yle karşılaştım .Bu kız ne kadar yüzs- Ne ! Merve mi ?! Gözlerinden ateş çıkmasından korktuğum Merve'nin çantasını Erdemle aramıza hiddetle atması , sınıfı koşarak terk etmesi ve Erdem'in kısık sesle bir küfür savurması aynı anda gerçekleşmişti . Erdem'e küfür ettiği için sinirle baktım . Kolunu sıkıştırmama - benim deyimimle çimdirmek - karşılık o da kafama vurdu .
-Gerizekalı ya , Erdem senin beynin evde kalmış ya beyin hücresinin üzerinde horon teptiğim !
-Dur bende senin gibi yapacağım .
Ne ? Ne yapıyordu bu çocuk ? Ne diyirdi len bu ?
Erdem ne yapacak diye beklerken Erdem beni kahkahalara boğacak bir konuşma yaptı .
-Bana bak Almina , beni sinir etme ! Mirasımdan pay bile vermeyeceğimin kızı ! Hem bi kere sen ne diye çimdiriyorsun beni ya !?
Erdem'in yüz ifadesi çok tatlıydı . Yüzünde kalan sinir kırıntıları gözlerindeki şaşkınlık duygusunu bastıramıyordu . Gözlerinde şaşkınlığın hakim olduğu Erdem birazda dehşetle bakıyordu . Çünkü Erdem'e göre durdu yere kolunu çimdirmiştim . Ama küfür ettiğini duymadığımı sanan Erdem yanılıyordu .Kısık sesle söylediğini sandığı küfrü duymuştum ve küfürden nefret ederim !
Erdem bana cevap olarak benim gibi yaptığı konuşması - ki ne kadar becerebildiği faili meçhul - için bir cevap bir yorum bekliyordu .Ama kahkahalara boğulmuş biri olarak cevap veremiyordum .
-Ya Almina sussana !
-Ahahahaha E-Erdem Ahahahah
-Ya bende senin gibi yaptım ya !
-Ahahah Hı-Hı Aahaha
-Ya .. Of ya , ben gidiyorum !
-...
E çok komik ama ! Ne değil mi ?
Erdem yerinden kalktı ve gitmek için ayaklandı . Hey biz daha konuşmayı dinleyecektik ! Ama Erdem şuan bana trip atıyordu ! Kullandığım sihirli sözcüklerle daha doğrusu konuyla Erdem'i durdurmayı başardım :
-Konuşmayı dinleyeceğiz daha , nereye ! Gel şuraya telefon bende hem !
Erdem bir an duraksadı . Bana doğru döndü . Ben tam yanıma geleceğini düşünürken Erdem telefonu alıp sınıf kapısına doğru koşmaya başladı . Ve giderken söylediği sözler beni çileden çıkarmıştı :
-Kıskandın dimi beni , hıh ben senden iyiyim bi kere !
Dil çıkartarak sınıftan çıkan Erdem hakkında düşündüğüm tek şey vardı :
-Bu çocuk hiç büyümeyecekti !
***
İlk ders bitmişti . Erdem trip atmaya devam etmişti . Sanırım benden kaçtıktan sonra Merve'nin yanına gitmişti . Çünkü Merve Erdemle beraber gülerek girmişti sınıfa ... Şimdide oturmuş , teneffüsümü aşkın saçmalığını düşünerek geçiriyorum .
Aşk .. Belki kulağa çok boş gelse de aşk hayatımızın anlamıydı . Aşk insanın kalbiyle kalmayıp beynini de ele geçiren bir duyguydu . Tüm duyguların en aptalıydı aynı zamanda .. Canının yanacağını bile bile sevmek aşktı . Kırılacağını bile bile sevmek aşktı . Üzüleceğini , bile bile sevmek aşktı .. Hayatında yaptığın en büyük yanlışın aşık olmak olduğunu bile bile aşık olmaktı , yanlış yapmaktı . Parçalanmaktı aşk .. İntihardı aşk .. Ve ben öldüreceğini bile bile seviyordum Erdem'i ... Öleceğimi bile bile ... Kırılacağımı bile bile .. Parçalanıp ağlayacağımı bile bile .. Gözyaşlarımın değmeyeceği insanlar için ağlayacağımı bile bile aşık olmuştum ! Parçalanacağımı bile bile !
Sıramın yanında beliren çocukla başımı karaladığım defterimden kaldırdım . Daha önce görmediğim biriydi . Ve bizden küçük duruyordu . Sanırım 9. sınıftı . Çocuğa gözlerimi kısarak bakmaya başlayınca çocuk konuşmaya başladı :
-Spor hocası seni çağırıyor . Hemen spor salonuna inmeliymişsin !
Çocuğun üzerindeki nöbetçi kartı dikkatimi çekmişti .
-Neden çağırıyor ki beni ?
-Ben de bilmiyorum
İyi de benim sporla bir alakam yoktu ki ! Sadece bir ara Spor Kolu Başkanıydım .
-Peki tamam sağol .
Çocuk koşar adımlarla sınıftan çıkmıştı . Hemen gitmekte fayda vardı . Çünkü derse geç kalmak istemiyordum . Hazal raporlu olduğu için okula gelmiyordu 2-3 gündür .. Merve ise .. Neyse.. Tektim kısaca , yalnız ...
**
Koşar adımlarla aşağı indim . Hocanın odasına doğru yürümeye başladım . İçeri girmek için uzandığım kapı kolunun kapıyı açmaması kilitli olduğunu gösteriyordu . Hoca burada olmadığına göre spor salonunda olmalıydı . Özel okulda okumanın dezavantajı buydu sanırım .. Koca okulda bir çok alan bulunduğu için bir hocayı bulmak baya zor oluyordu .Spor salonun önünde durdum . Üzerimi düzeltip içeri girdim . İçerinin sessizliğine şaşırmıştım . Normalde Nazan hoca boş durmaz , sürekli spor yapardı . Yüksek sesli müzik eşliğinde . Hocaya seslendim :
-Nazan Hocam !
Ses yok .
-Hocam beni çağırmışsınız . Neredesiniz ?
Yine ses gelmeyince başka yerlere bakmak için salondan çıkmaya karar verdim . Giderken söylenmeyi de ihmal etmiyordum .
-Hayır beni çağırmışsın , neredesin ? Ben anlamıyorum ! İnsan öğrencisini çağırır da beklemez mi! Allah bilir neredesiniz ! He-
-Belki de ben çağırmışımdır !
Hadi canım ?! Caner !?
-Ne dedin sen ?
Caner yüzüne yerleştirdiği kendince gerçek bana göre sahte hüzünle konuşmaya başladı :
-Almina yemin ederim senin iyiliğini düşündüğüm için öyle konuşuyordum . Vallahi başka amacım yoktu . Eğer kırdıysam özür dilerim . Ben sadece sen yalnız hissetme diye konuşmuştum . Hem ne var ki psikoloğa gitmen de ? İhtiyacın var sonuçta ... Karaltılar falan ...
Caner son cümleyi söylerken alaylı bir ses tonu kullanmıştı . Ve bu çıldırmam için yeterli bir nedendi . Tam ağzımı açıp cevabımı yapıştıracakken arkadan gelen ses beni rahatlatmış ve güldürmüştü
-Hadi canım , atıyorsun !
Dostlaaarr , çook kısa olduğunun farkındayım ama sizi daha fazla bölümsüz bırakmamak için kısa da olsa bölüm atayım dedim . Eee nasıl olmuş ? Bu arada tekrar herkese teşekkürler 1K oluşumumuz hakkında yardımları için .. Alttaki yıldızı boyamadan geçmeyin vee bir sonraki bölümde görüşmek üzereeeğğğ !
ŞAPŞAL YAZARINIZDAN ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞLARIYLA BESLENMEK (ASKIDA )
ChickLitTek suçu sevmek olmuştu . Karşılık beklemeden sevmek .. Gözyaşlarının değmediği insanlar için gecelerce ağlamak olmuştu .. Sevilmek isterken kırılmak .. O , güvenebileceği insanlar ararken kandırılmıştı .. Güveni kırılmıştı .. Kalbine saplanan hançe...