Üstündeki, zarif, siyah şalvar kameze (çarşaf) ile başını ve om-
zunu hafifçe örten siyah şifon c/uparrayla (şal), çarpıcı güzellikteki
yüzüne yaraşır bir vücudu vardı.
Örümcek maymun şimdi iyiden iyiye tava gelmiş, davulun rit-
mine kuvvetle eşlik ediyordu. Bu sefer, kadının kolları da alkışa ka-
tılmak için havaya kalktı. Ilık yaz esintisi Jcamezesinin ince kumaşını
narin vücuduna yapıştırdı ve başındaki dupattayı uçurarak hoş
kıvrımlarla omuzlarına düşmesine neden oldu. Kadın, erkeklerin
çoğunlukta olduğu, halka açık yerlerde başını örtmesi gerektiğine
ilişkin kuralı gözardı edip, örtüsünü yeniden başına çekmek için
herhangi bir harekette bulunmadı.
Üç yaşlı kadının dışında, me/ada başka bir kadın yoktu, çünkü
kadınların erkeklerce idare edilen bunun gibi etkinliklere katılması
sık rastlanan ve toplumsal olarak hoş görülen bir şey değildi.
Kadının bu âleni meydan okuyuşu yabancının hem ilgisini çek-
miş, hem de hoşuna gitmişti. Kadının hâlâ başını örtmek için bir çaba
göstermediğini görünce, dudaklarına bir gülümseme yayıldı.
O seyrederken, genç bir adam kadının yanma geldi ve atı ağaç-
tan çözdü. Yabancının külrengi gözleri büyüdü; bir anda dikkati
ayağa gelmişti. Genç adamın, neredeyse kadımnkinin tam bir kopyası
olduğunu keşfettiği yüzünü incelerken ise, garip bir durgunluk sardı
bedenini.