Villada heyecanlı bir hareketlilik vardı. Karaçi'den bekledikleri
misafirlerin gelmek üzere olduğunu herkese haber vedikten sonra, Zarri
Banu basamakları ikişer ikişer tırmanarak üst kattaki odasına fırladı ve
üstündeki özel tasarım kıyafeti bir başka özel tasarım kıyafetle
değiştirdi, bu seferki pembenin solgun bir tonuydu. Küçük kardeşi Ruby
odaya girdi ve alaycı bir bakışla Zarri'yi baştan aşağıya süzdü.
Şaşırmış gibi yaparak, 'Üstünü değiştirmişsin! Gerçekten aşağıya
inip misafirleri karşılayacaksın! İnanmıyorum' dedi. 'Normalde,
taliplerinle ya da aileleriyle tanışmaya bile tenezzül etmezsin. Benim
melikem, kraliçe kardeşim, giyindiğine göre, bu adam gerçekten özel biri
olmalı.' Ruby bir beğeni ifadesiyle gözlerini kardeşinin ince vücudunda
gezdirdi.
'Of, yapma Ruby. Cafer'le birlikte meladaydık. Hava sıcaktı,
terlediğimi hissettim ve değişmeye karar verdim. Hem onunla tanı-
şacağımı da kim söylemiş. Gelmeden önce bir fotoğrafını göndermeye
bile tenezzül etmeyip, doğrudan buraya gelerek yüzsüzlük yapan o.'
Zarri Banu, bir yandan birkaç kıvrımının kulaklarının arkasına
kaçmasına izin vererek başının üstünde çekici bir biçimde topladığı
saçlarının bir buklesiyle ilgilenirken, bir yandan da kardeşini haşlıyordu.
Yabancının onu görmüş olmasından ve muhtemelen
kim olduğunu biliyor olmasından ötürü canı sıkkındı. Onun eline bir
koz vermişti.
'Böylece bir ön görüşme şansınız oldu, öyle mi?' Ruby kardeşinin
düşüncelerini doğru okumuştu.
'Hayır' diye yalan söyledi Zarri Banu.
Bir ön görüşme olmuştu gerçekten. Adamın kavurucu bakışlarını
hatırlayanca utançtan ve kızgınlıktan kızardığını hissetti Zarri Banu.
Onun içinde olduğu otomobil adamın cipini geçtiğinde, adam bir kez
daha, sanki ruhunun derinliklerine dalarcasına bakmıştı ona.
Ürpertiyle baktığı aymada, kendi gözlerinde bir belirsizlik sezdi ve
başka bir şey daha...
İşini bitirip, villalarının geniş ve bakımlı ana avlusunu gören
pencereye doğru ilerledi. Tam o sırada siyah cip açık olan kapıdan