Duyduklarına inanamıyordu adam.Aslı şimdi onunla evlenmeyi kabul mu etmişti?Kalbi yerinden çıkacak gibiydi.Ama yanlış anlamadığını doğrulamak istedi.
"Sen ciddi misin?"dedi heyecanını bastırmaya çalışarak.
"Evet."dedi kadın.Adamın aksine sakin ve durgundu.
"O-o zaman hemen konuyu ailelerimize açalım.En kısa zamana buluşup ayrıntıları konuşalım."dedi adam aynı heyecanla.
Adamın sözlerine güldü kadın.Hiç bir şey olmamış gibi davranması sinirlerini bozmuştu.Daha fazla adamın sesini duymaya tahammülü yoktu.O konuştukça her şey yeniden canlanıyordu gözünde.
"Tamam."dedi sadece kestirip atarak.Telefonu kapattı.
Yatağına tekrar uzandı.Gözlerini dikti tavana.Bir anda her şey mahvolmuştu.Hayalleri,duyguları,mutluluğu en önemlisi de sevgisi ellerinden kayıp gitmişti.O tutamamıştı.Kocaman bir bilinmezliğin içindeydi kadın.Başına ne geleceğini tahmin dahi edemiyordu.Ender bulunan o gri gözleri resmen parlıyordu adamın.Mutluluktan ne yapacağını şaşırmış haldeydi.32 diş etrafa bakarak gülüyordu.'Sevdiğim kadınla evleniyorum.'dedi içinden bağıra bağıra.'Aşık olduğum kadınla evleniyorum!'dedi içinden çığlık çığlığa.Aklına gelen şey ile birden suratı düştü.Mutluluktan parlayan gözlerini acı kapladı.'Mahvettiğim kadınla evleniyorum!'dedi vicdanı sızlaya sızlaya.
Peki şimdi onunla evlenmek neyi düzeltecekti?Neyi geri getirirdi ki bu?Bilmiyordu ne yapacağını.Belki dedi, belki bir ihtimal bir şeyler düzelir.Belki bir ihtimal beni affeder.Dediği şeye kendisi bile inanmıyordu aslında.Ama küçük de olsa bir umuda tutunmaya çalışıyordu.Kadının o küçük umudu bile yoktu.
***
Sabah büyük bir baş ağrısıyla uyandı kadın.Yataktan çıkmak istemiyordu.Sanki odasından çıktığı anda tüm kâbusları başlayacaktı.Ağır adımlarla banyoya doğru ilerledi kadın.Yüzünü yıkadı sonra yavaşça kafasını kaldırdı.Aynada gördüğü yüz kendine yabancı geldi.Yavaşça elini yüzüne koydu.Ağlamaktan zaten şişmiş gözleri tekrar doldu.Gözaltları morarmış rengi solmuş perişan bir haldeydi.Yüzündeki elini aynada yansıyan yüzüne koydu.Aynada gördüğü yüzün kendisi olduğuna inanamıyordu kadın.Elini çekti aynadan solmuş yüzüne tekrar bakıp odasına gitti.
Yavaşça üstünü giyindikten sonra aşağı inmek için kapıya yöneldi.O arada telefonu aklına geldi geri döndü yatağının üstündeki telefonu aldı.5 tane mesaj gelmişti açtı mesajları Yiğit'tendi.
"Günaydın."
"Hala uyuyormusun."
"Bugün konuşmamız lazım."
"Uyunanınca cevap ver lütfen."
"Bugün sende müsaitsen saat 13:00 kafede buluşup konuşalım."
Mesajların hiçbirine cevap vermedi kadın.Telefonu cebine atıp odadan çıktı.Aşağı indiğinde annesiyle babasının mutfakta kahvaltı yaptığını gördü.Derin bir nefes alıp girdi mutfağa.
Zaten yüzü asık olan babası kızını görünce daha da astı.Kızının böyle bir şey yapmış olduğunu düşünmesi canını acıtıyordu Mahmut Bey'in.Onun güvenini sarstığı için o sebepten yüzüne bile bakmıyordu.Yine yüzüne bakmadan konuştu.
"Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz?"dedi.Sesi düz ve bir o kadarda sert çıkmıştı.
"Bi-bilmiyorum"dedi kadın sesi titreyerek.Babasının ona bu şekilde davranması daha çok acıtıyordu canını.
Kızının titreyen sesi iyice içini daralttı Mahmut Bey'in.Kızını seviyor ama bu yaptığını kabullenemiyordu.
"Seni ortada mı bırakacak yoksa?Hiç şaşırmam!"dedi yine soğuk ve sert bir şekilde.
Babasının sözleri artık ağrına gidiyordu kadının.Gözünden bir kaç damla yaş süzüldü.Babası gerçekleri bile dinlemiyordu.'Madem dinlemiyor öyle bir şey yaptım sanıyor o zaman öyle sanmaya devam etsin açıklama yapmayacağım' dedi kendi kedine.
"Bugün konuşacağız düğün en kısa zamanda olacak.Sen elalem ne der diye dert etme baba!"dedi kadın sinirle.
"Bu evden ne kadar çabuk gidersen hepimiz için o kadar iyi olur."dedi.Mahmut Bey kızın kalbini paramparça eden bu sözleri sarf ettikten sonra yerinden kalktı ve arkasına bile dönmeden
"Ha bu arada unutmadan söyleyeyim evlendikten sonra bu eve bir adım bile atma. Senin gibi namussuz bir kızı evladım olarak göremem ben!"dedi.Peşinden bir kapı çarpılma sesi duyuldu.
Tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı kadın.Kalbindeki acıyı biraz olsun dindirmek istiyordu.Ama göz yaşları arttıkça acısı dinmek yerine daha çok acıyordu.Duyduğu ses ile yan tarafına döndü.
"Neden yaptın bunu! Bir adam uğruna hepimizi mahvettin. Neden! Baban nasıl da kahroldu. Hiç mi vicdanın sızlamadı? Tamam belki babam en başından beri istemiyordu ama bir şekilde ikna edebilirdik. Böyle mi olmak zorundaydı? Sen aileni, namusunu hiç mi düşünmedin!"dedi Meryem Hanım.
Merak ediyordu her şeyi ve kabullenemiyordu olanları.
Cevap vermedi kadın artık yorulmuştu kimsenin onu dinlememesinden.Hiçbir şey demeden kalktı masadan.Bir şeyleri kabullendi,artık yalnızdı.Kimse ona inanmayacaktı kimse elini uzatıp yardım etmeyecekti.Odasına çıktı telefonu çıkarıp saate baktı bire geliyordu.Karar vermişti evlenecekti Yiğit ile ve kimseye gerçekleri anlatmak için çaba göstermeyecekti.'Zaten'dedi kadın kendi kendine.'Zaten seni dinleyen yok ki.'
Yiğit'e mesaj attı
"Hangi kafede buluşalım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ AFFEDEMİYORUM
Teen FictionBağırıp sesini duyurmak istedi ama çığlıkları gecenin sesizliğine karıştı.Ağladı acısını dindirmek için ama göz yaşları çaresizliğine karıştı.Çırpındı bir umut kurtulabilmek için ama sevgisi nefretine karıştı! Ve o an içinden sadece tek bir cümle ge...