Bir süre elindeki gelinliğe bakakaldı kadın. Hayallerini taşıyordu bu gelinlik. Ağlamamak için sıkıyordu kendini. Zordu onun için tüm bunlar. Ama asıl zor olan o mutlu anlarına inat şimdi mutsuzdu ve bu gelinlik bu gerçekleri resmen gözüne sokuyordu. Herkes yanında iken şimdi yalnızdı. Arkasındaki sıcaklıktan rahatsız olup uzaklaştı adamdan. Sonra yavaşça döndü adama doğru.
Kadının dolmuş gözlerini görünce şaşırdı adam. İlk mutluluktan sanmıştı ama gözlerindeki acıyı görünce afallamıştı. Bu gelinliği iki üç ay önce Aslı'yla alış veriş merkezinde gezerken görmüşlerdi. Kadın hayran hayran bakıp çok beğendiğini dile getirmişti. Annesinin Aslı 'nın gelinliği kendi seçmediğini söylediğin de hemen gidip almıştı bu gelinliği. Alırken de bu gelinliği beğendiğinde ki gözleri gelmişti aklına. Şimdi karşında o gözleri görmek istiyordu. Ama o mutlu gözlerden çok uzaktı bu bakışları.
Bir elindeki gelinliğe bir de adama baktı kadın. İyice sıkmaya başladı gelinliği.
"Ben bunu giymek istemiyorum."dedi sert bir şekilde.
"Anlamadım."dedi adam kaşlarını çatarak.
"Bu gelinliği giymem."dedi kadın adamın önüne gelinliği fırlatırken.Önüne atılan gelinliğe baktı adam. Sonra sinirden kızarmış gözlerini dikti kadına. Hızla üzerine yürüyüp kolunu tuttu.
"Neden lan?"dedi bağırarak.Önce kolunda ki ele sonra adama dikti bakışlarını kadın. Kolu acıyordu ama bunu belli etmeye hiç niyeti yoktu.
"Bırak kolumu."dedi dişlerini sıkarak.Adam buna aldırış etmedi. Hatta sorusunun cevapsız kalmasına daha çok sinirlendi.
"Sana bir soru sordum Aslı?"dedi kadını sarsarak.Canı artık daha çok yanıyordu kadının. Kolunu çekmeye çalıştı ama adam gittikçe daha çok sıkıyordu.
"O gelinliği giyersem ihanet etmiş olurum."dedi kadın, kolunu kurtarmaya çalışıyordu hâlâ.Artık çileden çıkmıştı adam. Kadını hızla duvara itti. Kadının dudaklarından 'Ah.' diye bir inilti çıktı ama aldırmadı adam.
"Bizim düğünümüz için giyeceğin gelinlik neye ihanet lan?"dedi kadının kolunu daha fazla sıkarak.Adamın gözlerine baktı kadın. Gözlerinde gördüğü şey o gün gözlerinde gördüğüyle aynıydı. İşte bu gözler hayatını mahvederkende aynı bakıyordu. Bu bakışları ikinci kez görmesi ondan daha fazla nefret etmesine sebep oldu.Bağırmaya başladı.
"Kurduğum hayallerime ihanet. Elimden alınan mutluluğuma ihanet. Çalınan umutlarıma ihanet. Kaybettiğim onuruma, gururuma ihanet. Önceki temiz masum olan bana ihanet..." ela gözlerini daha çok dikti adamın gözlerine.
"...Bir hafta önce sevdiğim, aşık olduğum adama ihanet."dedi gözlerindeki hayal kırıklığını saklamadan.Son cümle her şeyi gözler önüne seriyordu. Adamın canını da en çok o son cümle yakmıştı. Peşine de gözlerinde ki hayal kırıklığını görünce paramparça olmuştu adam. Tıpkı kadının günler öncesinden olduğu gibi.
Yavaşça kadının kolundan elini çekti. Başını yere eğdi nasıl bakabilirdiki o gözlere?
"Bana artık aşık değilsin?"dedi daha çok soru sorar gibiydi. Başı yerde bir cevap bekledi. 'Hayır hâlâ aşığım.'demeyecekti biliyordu ama 'Evet değilim.'dese işte o zaman ne yapacağını bilmiyordu. Bir umut tutunacağı bir cümle bekledi ,kadının tutunacağı tüm cümleleri çalmışken. Yavaşça başını kaldırdı aradığı umudu kadının gözlerinde bulmak için. Ama gözlerinde gördüğü şey hem sorusuna cevap olmuştu hemde tüm umutlarını yıkmıştı. Nefret vardı kadının gözlerinde, acı ile harmanlanmış nefret."A-Aslı ben sadece- yani ben düşündüm ki-" adamın konuşmasına izin vermeyip sözünü kesti kadın.
"Ne düşündün? Zaten herkes bana sormadan benim için bir şeyler düşünüyor. Biri de çıkıp ne istersin demiyor. Bunun en büyük örneği bugün kıyılacak olan imam nikahı. Kimse sen ne zaman istiyorsun demedi..."
Durdu bir an. Bunları boşuna dile getirdiğini düşündü.
"...neyse bunları konuşmak boşuna."dedi adamın yanından geçip kapıya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ AFFEDEMİYORUM
Teen FictionBağırıp sesini duyurmak istedi ama çığlıkları gecenin sesizliğine karıştı.Ağladı acısını dindirmek için ama göz yaşları çaresizliğine karıştı.Çırpındı bir umut kurtulabilmek için ama sevgisi nefretine karıştı! Ve o an içinden sadece tek bir cümle ge...