4♥Baba Bırakma Beni♥

418 42 18
                                    


Yavaşça yere sabitlediği titreyen gözlerini adamın gözlerine dikti.Ne yapacağını ne diyeceğini bilmiyordu.Tek bildiği canı çok yanıyordu.Ve bunun en büyük sebebi bu adamdı.

"Götüreyim seni bu evden.Biliyorum benim yüzümden ama yüreğim dayanmıyor bu hakaretleri işitmene."dedi çaresiz bir şekilde.

Sessiz kaldı kadın bir süre ne diyeceğini bilemedi.Düşündü düşündü gitsede üzülecekti gitmesede.Bir süre bekledikten sonra kararını verdi.Titreyen sesiyle konuşmaya başladı:
"B-ben gel-"konuşmasını sert bir ses böldü.
"Defol!Defol bu evden."dedi.
Yavaşça kafasını çevirdi genç kadın.O sesin sahibi babasıydı.Gözünden bir iki damla yaş süzüldü.Yalvarır gibi bakıyordu babasına.
"Lüt-lütfen böyle yapma baba."dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle.
Oralı bile olmadı Mahmut Bey tüm sinir bedenini ele almıştı.Kızının cevabını dinlememişti bile.Nefret vardı gözlerinde.Besleyip büyüttüğü kızını elinden alan adama nefreti vardı,onun ailesine nefreti vardı.Ve babasını,namusunu,gururunu hiçe saydığını düşündüğü kızına nefreti vardı.
"Sus!Daha fazla konuşma utanmaz.Yaptığın yetmediği gibi birde ailenin gözü önünde mi yapıyorsun."dedi ellerine bakarak.
Aniden ellerini çekti kadın.Yine suçsuzdu yine yanlış anlaşılmıştı ve yine kimse onu dinlemeyecekti.Babasının gözlerine baktı ben suçsuzum der gibi.Ben masumum der gibi.Masumdu da bu hikayede belki de en masumuydu.
"Baba."dedi son bir kez.Gözlerine baktı 'Yapma Baba'der gibi,'Bırakma beni'der gibi,'Gönderme beni'der gibi.
Ama bakışları hiç bir şey ifade etmemişti babası için.Belki de ileride çok pişman olacağı o sözler döküldü dudaklarından.
"Yazık ben seni nasıl yetiştirmişim.Karşımda bunları yapacak kadar utanmaz,yaptıkların karşısında konuşacak kadar yüzsüzsün.Defol git evimden ve bir daha bu eve ayak basma!"dedi Mahmut Bey acımasızca.

Başını eğdi yavaşça kadın sanki utanılacak bir şey yapmış gibi.Aslında onun amacı akan göz yaşlarını saklamak içindi.Ama bu hareketi bile babası tarafından yanlış anlaşılmışdı.Göz yaşlarına hâkim olamıyordu kadın.Sicim sicim yaşlar akıyordu gözlerinden.Bir ses duymak istiyordu onu teselli edecek bir ses.Bir el istiyordu omuzunda onun yanında olduğunu belli eden bir el.Birinin onu savunmasını istiyordu yalnız olmadığını gösterecek tek bir şey.Annesine baktı çaresizce o duymak istediği ses onun sesi olmasını,o omzunda destek veren elin annesinin eli olmasını ne kadar da çok istiyordu.Ama o istediği el babasının omuzundaydı sakinleştirmek için.Belki de biraz sonra teselli etmesini için istediği sesi hançer olup saplanacaktı kalbine.Çekti gözlerini annesinden yine yere sabitledi anladı kimse artık ona yardım edemecekti.Omzunda bir el hissetti.Şaşırdı bir anda annesi karşısındaydı Yiğit öylece yanında duruyordu.Yavaşça arkasını döndü elin sahibi Yiğit 'in annesi Sevilay Hanım'dı.Onunda gözleri dolmuştu içi parçalanmışdı bu sahne karşısında.Bu kızı bu hale getirdiği için iyice sinirlenmişti oğluna.Sorgulayıcı bir şekilde baktı Sevilay Hanıma kadın.
"Gel kızım gidelim.Daha fazla ne başkası ne de sen kendini yıpratma."dedi Sevilay Hanım Aslı 'yı ikna etmeye çalışarak.

Başını salladı Aslı kabul etmişti gitmeyi.Gerçi kabul etmese ne fark edecekti ki kovulmuştu zaten babası tarafından.Sevilay Hanım ile kapıya doğru ilerlemeye başladı.Peşinden Yiğit ve kız kardeşi Sedef geliyordu.Ahmet Bey baktı bir süre Mahmut Bey'in yüzüne.Bir baba bunu nasıl yapar diyordu.Mahmut Bey'in gözü kapıya doğru ilerleyen kızındaydı bir kez daha açtı ağzını nefretini kusmak için.
"Aslı-" araya girdi Ahmet Bey.Artık onun bile yüreği kaldırmıyordu genç kadının yediği hakaretleri.
"Yeter Mahmut yeter.Bu kadar ettiğin hakaret,laf kâfi.İleri de pişman olacağın şeyleri daha fazla söyleme."diye ikaz etti Mahmut Bey'i.

Bu sefer sustu Mahmut Bey.Nefretini kusmak için kinini dökmek için konuşuyordu ama azalacağına daha çok artıyordu.Bu yüzden hem kendi hemde kızının canını yakıyordu.Herkes ettiği laflardan dolayı pişman olacağını söylüyordu 'Ya bir gün gerçekten pişman olursam.' diye geçirdi içinden.İşte o zamn yüreği bu vicdan azabını taşıyamazdı.Kapı sesini duymasıyla ayrıldı düşüncelerinden.Gitmişti kızı kovmuştu onu.Meryem Hanım'a kaydı gözleri.Koltuğa oturmuş ağlıyordu.Mahmut Bey acımasızca konuşurken kızı gözlerine yalvararak bakarken ağlamamak için zor tutmuştu kendini.Hüzün vardı Çetinkaya ailesinin evinde.İleride bu hüznün yanına pişmalık ve vicdan azabı da eklenecekti.

SENİ AFFEDEMİYORUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin