5.Bölüm (kıyıya Vuran Vaveyla)

103 30 20
                                    


    
           Ruhumun derinlerinde bir ses var biliyorum. Yüzeye çıkarmaya çalışan tanıdık bir tını. Gölet gibi bir yerdeyim çırpındıkça daha derinlere batıyorum. Biri var yardım etmeye çalışıyor ama farkında değil buradan kurtuluş yok..
Kendi karanlığıma hapse mahkumum. Haykırıyorum.. Karanlık bir su.. Damlalar yüzüme çarptıkça derimi kazıyacak...
Korkuyorum...

Ciğerlerim feryada başladı.. Beynim kurtulmaya çalışıyor. Organlarım benden bağımsız... Burası çok karanlık, zifir denilen şey bu olmalıydı... Ne kadar çırpınsam o kadar yosuna bulanıyorum...

Nefes almayı unuttum...
Çaresizim..
Peki burda ne arıyorum...
Burası neresi...

Bir sıcaklık duyumsuyorum.
Suda bir hareketlilik seziyorum..
Hayır, yoo, bileğimden yukarı çeken şey de ne, dayanamıyorum.

Bir ses, evet daha da yaklaşan bir ses, benliğimi paslı testereyle paramparça eden, içimi eriten
vaveyla....

''Hey Mert oğlum nereye daldın öyle, iki saattir kime konuşuyorum ''

''ya kusura bakma kardeşim, daldım bi an, biz erkenden kalksak iyi olacak, çocukları babaanneme götürmem gerek ''

''tamam kardeşim nasıl istersen ama keşke biraz daha kalsaydın. ''

Mert çarpık bi gülümsemeyle '' başka bi sefere artık hadi Allah'a emanet ol '' dedi ve fırtınanın gelişinden habersiz Deha ' ya veda etti.

Ruhunu pençeleyen sarmaşığın zehrinden kurtulmaya çalışıyordu. Peki çepeçevre kuşatıldığının farkına ne zaman varacaktı.
Kapıyı kapattığında bir anlığına boşlukta hissetti kendisini, düşmemek için duvardan destek alıyordu. Bir anda kötü bir haber almış gibi afallamıştı. Gözlerinin kararmaya başladığını hissettiğinde gömleğinin bir düğmesini açarak ensesini sıvazladı. Ruhunu gasp etmeye çalışan bu hislere karşılık veremiyor hatta merhamet dileniyordu.
Daha fazla dayanamayacağını hissederek duvarlardan, kapı kulplarından destek alarak zor bela odasına ulaşmaya çalıştı. Fakat karanlık her zerresinde onu tutsak etmişti. Kesik kesik nefes alıyordu. Birisini çağırmak istediği sırada evde kimsenin olmadığını fark etti. Genzini yakan sızı beynindeki her hücreyi delip geçiyordu adeta. Nihayet odasına gelmişti. Duvarlar üzerine üzerine geliyor çırpınışlarını hiç kimse hissetmiyordu bile.

Soğuk soğuk terlerin ardından midesinde bir yanma hissi ile yüzünü buruşturdu. Nefes alamıyordu.
Son bir gayret ile camın önüne geldi ve kafasını aşağıya sarkıtması ile midesindekileri dışarı çıkarması bir oldu.

Ahhh! Midem, bu çook iğrenç!!

Demesine kalmadan son bir öğürme ile rahatlama hissiyatına kavuştu.

Ööööööyyyyyhhhjjkmkklk! Diyerek alt kattaki komşusunun çamaşırlarının üzerine adeta volkan patlaması gibi kustu. İşin kötüsü Nevra hanım o gün beyaz çamaşırları yıkamış ve asmıştı. Adeta çamaşırların içine etti.
Bu olaydan daha feci bir durum ise karşı binada oturan Neriman teyzenin büyük torunu balkondan Deha ' yı izleyerek gülme krizine girmişti.
Deha, bu kızın bu kadar neden güldüğünü anlamaya çalışırken alt kattan Nevra hanımın oğlu Kerem' in ciyaklama sesini duyması ile şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleri ile Neriman teyzenin torununa baktıktan sonra birden kafasını alta eğdi.

Birde ne görsün, Kerem kusmuktan adama dönmüş ve başını yukarı çevirip Deha ' ya lanet edercesine böğüre böğüre ağlıyordu.
Kerem adeta neye uğradığını şaşırmıştı. Deha şaşkın gözlerle, tabi birazda mahcup bir tavırla hatta utançtan kıpkırmızı kesilerek gözlerini kaçırarak hızlı bir şekilde camı kapayıp içeri girdi. Midesi rahatlamıştı fakat şimdi de kafası hiç rahat değildi. Nevra hanım çamaşırları görünce ne yapacaktı şimdi. Ooovvvvv diyerek başını iki eli arasına alıp pencerenin altına çömeldi.
Korkusu biraz geçtikten sonra, Kerem ' in o hali gözünün önüne geldikçe kahkaha atıyordu. Durumun şaşkınlığını henüz atlatamamışken anahtar sesinin ardından annesinin sesini duyması ile irkildi. Ahh rezil olmuştu.

Kafasını dizlerinin arasına alarak olacakları tedirgin bir şekilde beklemeye koyuldu. Annesi ve Erdem'in içeriden sesleri geliyordu. Daha doğrusu annesi konuşuyor Erdem kahkaha atıyordu. Deha cidden çok utanıyordu.

''Oğlum, Deha evdemisin yavrum '' demesi ile Zeliha hanım, Deha birden kendisini toparlayarak

'' Buralarda bi yerin dibi vardı oradan çıkayım hemen geliyorum ''
diyerek salona doğru ilerledi.
Erdem yere yatmış kahkaha atıyordu hayır hayır tepiniyordu adeta..

Deha gözlerini fal taşı gibi açmış olacakları ruhsuz bir şekilde izliyordu. Deha
'' Abi hayırdır niye kendinden geçtin bu denli, bu kadar komik olan nedir? '' demesi ile
Erdem bi yandan gülüyor bi yandan yeri yumruklayıp diğer yandan ise gülmekten gelen göz yaşlarını kolu ile silmeye çalışıyordu.

''Erdem yumruklama yeri rezil edeceksin bizi ''
''Anne ne oldu ''
''Birşey yok Deha, sadece Nevra ' nın çamaşırlarına biri kusmuş'' Zeliha hanımın demesi ile Erdem iyice kahkaha atmaya başlamıştı.

''Erdem oğlum ne diyorum sana ''

'' Ne yani bu kadarmı, buna mı gülüyor iki saattir ''

''Yo sadece bu kadar değil hahha hahha hahha anlatamıyorum anne anlat hahahaha ''

''Kerem'in de üzerine kusmuş, çocuk bayağı bi ağladıktan sonra kendisinden geçmiş ayıltmaya çalışıyorlar. ''

Dehâ bi an ferahladığını hissetti ama yoo hayır, Kerem uyanınca anlatırsa, acaba gördümü beni, hem o anlatmasa da karşıdaki yeşil gözlü hatun anlatacaktır. Tövbe estağfurullah ne diyorum ben ne yeşil gözü ya. Anlatırmı dersin, neden anlatmasın ki. Aff ya şuan Kerem'in yerinde zırıl zırıl ağlamak isterdim aff.
''Ee kim kusmuş peki? Bir gören olmamış mı?? ''

''Nerden gören olacak oğlum Kerem ağlamaktan konuşamıyordu biraz önce, hem kafasını kaldırdığında kimseyi görememiş, ağlarken gözlerini kapatmış saf çocuk ama Neriman teyzenin torununu işaret ederek o gördü diyip ağlıyordu.''

demesi ile Deha'nın rengi bembeyaz kesildi. Ruhunu gasp etmeye çalışan bu kız şimdi ise onu ispiyonlamış olabilirmiydi? Birden sağ göğsünde buruk bir acı hissetti. Şuan mahcup olmaktan çok hayal kırıklığı bedenine hüküm sürüyordu. Tam gözleri dolmuştu ki
'' Peki anne o ne dedi, görmüş mü kusanı? '' dedi.

'' Yok be oğlum, o sırada Kerem 'in haline gülüyordum nerden geldiğini anlamadım dedi.'' demesi ile Zeliha hanımın,

'' Hmm peki anladım odama geçiyorum '' diyerek ilerlemesi bir oldu Deha'nın.

Deha şuan mutluydu ama kendisinden utanıyordu ama kustuğu için değil bu sefer, kötü düşündüğü için kendisine kızıyordu. Bir yandan da ruhunun dalgalarıyla dans ediyordu.

Aylak bir gülümseme ile odasına geçti. Yatağına oturdu, pencereye bakarak sırıtıyordu.

Bir bölümün sonuna daha birlikte teşrif etmiş bulunmaktayız.

Gizemli Neriman teyzenin torunu acaba deha' yı nasıl etkileyecek dersiniz 😉
Diğer bölümde görüşmek üzere, yeni bölüm günü Çarşamba görüşmek üzere inşAllah

ANGELGİRL-1845 ' E ithafen
😉😍😍 sizde ithaf isterseniz yorum yapmanız yeterli

Aziz yazanınızdan

Daha Aziz okurlarına...

Gölgemdeki Yansımam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin