Biz sevmek istedik, sadece sevmek....Kitaplardaki gibi aşk kokan cümlelerde değil.. Cesur yüreklerde başrol almak istedik.. Biz sadece hissetmek istedik yüreğimizde...
Anlamlandıramadığımız halde bir gülüşte, yılların ayyaşı olmak istedik..
Biz sadece sevmek istedik.. Ölen bedenin acizliğinde değil , semaya varan ruhun azizliğinde...Çalan telefonun sesiyle birden irkildi. Uykunun verdiği sarhoşluğu üzerinden atmaya çalışırken bir yandan da gözlerini ovuyordu. Zar zor eline aldığı telefonun ekranına bakınca, histerik bir kahkaha attı.
''İlim, Nerdesin sen ''
- Nerdeyim ben
-kızım dün bırakıp gidiyorsun doğru düzgün açıklama yapmadan, şimdide dalgamı geçiyorsun.
- sen safmısın Allah aşkına? Sabahın köründe arayıp Nerdesin diye sorunca nasıl bir cevap bekliyorsun? Kapat telefonu uykumu alınca arar anlatırım. Kimseye bir şey söyleme sakın. Hadi güle güle.
Deha'nın konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapatıp, pikeyi kafasına çekti. Rahat yastığına gömmüştü başını. Gözlerini araladı ve pikenin açık kalan kısmından duvara boş bir şekilde bakmaya başladı. Pikeyi kafasından aşağıya indirerek dalgın gözlerle boş duvara iç geçirerek bakıyordu.
Tuhaf değilmiydi herşey. Tanımadığın insanlar biranda hayatını altüst etmeye yetiyordu. Gözlerini kapattığında dün yaşananlar gözünün önüne geldi. Bu adam kimdi. Nefes'le ne işi vardı. Teşkilatın içinde olan biten herşeyden haberdardı. Peki Erdem nereden çıkmıştı o halde. Pikeyi üzerinden çektiği gibi yatakta oturur hale geldi.
Dün gece çektiği görüntüleri açtı. Cevapsız sorular açıklığa kavuşmalıydı. Üzerini hızlı bir şekilde değiştirip evden dışarıya çıktı.
Cevapsızlık, ruhunu buhrana sürükleyen dalgalara karışmamalıydı.
Apartman merdivenlerini ikişer üçer inerken bir elinide duvara sürüyordu. Çocukluğundan kalan güzel bir hatıraydı. Dış kapıyı açarak binanın önündeki merdivenlere oturdu.Deha 'dan
Kesinlikle bir şey olmuştu dün. Yoksa iki günde niçin bu kadar acayip davranmaya başlasın ki.
Bugün onunla kesinlikle konuşmalıydım.Elini saçlarının arasına daldırdı.
Hakaretlerine daha fazla dayanamayacağım. Onunla kesinlikle konuşmalıyım. Olup biteni anlatmalı bana. En azından buna hakkım var değil mi?
Aynadaki görüntüsünden memnun olunca yakasını düzeltip hiçbir şey demeden evden çıktı. Annesi bu saatlerde evde olmazdı. Çalışan bir bayandı sonuçta. Eğer çalışmasaydı onlara kim ekmek verecekti. Başta koca yok, Dul kadın, iki çocuk. Herkes iyi zamanda yanında olurdu insanların. Bir düşmeyedur hiç kimse kalmazdı yanında, o çok sevdiğin insanlarda dahil...
Kocasının ölümünden sonra yapmadığı iş kalmamıştı neredeyse Zeliha 'nın. Namusuyla çalışıp iki çocuğuna kol kanat germişti. Baba tarafının durumu iyiydi fakat gururlu kadındı Zeliha, çocuklarının boynunu hiç kimseye eğdirmezdi. Her zaman başı dik , gururunu ezdirmeden yaşadı.
Apartman kapısını açıp dışarıya adımını atacağı esnada İlim 'i karşı apartmanın merdiveninde oturur görünce dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. İlim yüzünü iki elinin arasına almış dalgın gözlerle sokağı izliyordu.
''İlim''
Kafasını aniden kaldırıp
''Ha?' '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgemdeki Yansımam
Misterio / SuspensoBazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.... Korkarak mı yaşamak daha iyi yoksa ufak bir cesaretle yaşamını tekrardan yazmak mı... Yoksa sadece kendini güçlü zannedip umursamadan devam etmek mi... Hayır hayır! Yoksa kendini kandırmak...