4. Bölüm "Babam"

7K 276 73
                                    

.....4.Bölüm.....

"Saçma sapan konuşma!" Diye bağırdım. Ben giydiririm de ne demekti?

"Ya tamam be kızım şimdi sadece dur ve ses çıkarma. İki dakilalığına sus"

Sesimi çıkarmadım.

Ellerini bileklerimde okşayarak gezdiriyordu ve gözümün içine bakıyordu.

Gözleri..

Kahverenginin en güzel tonu. Sinirlendiğinde siyaha dönüşen kahverengi. Zaten sadece gözlerine öfkesini yansıtıyordu. Diğer hiçbir duygular yoktu. Kuzey'i hiç bir zaman çözemeyecektim herhalde. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde gözlerine baktığım da gerçekten huzur buluyordum.

Bileğimde keskin bir acı hisettiğim de acıyla bağırdım ve ellerimi Kuzey'in omuzuna koydum. Bileğimi burkmuştu bilek burkulduğun da en iyi çareydi ve bunun akılına gelmesi onu zeki yapıyordu.

Kuzey yerde bacağımı tuttuğu için omuzuna tutunmuştum ve birazcık ona doğru eğilmiştim. Önüme gelen saçlardan onun yüzünü göremiyordum.

Eliyle saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.
Şuan sadece gözlerimizi birbirine kenetlemiştim. İlk bozan o oldu ve bakışlarını kaçırdı ayağa kaltı.

"Hadi üzerini giyin ve çık seni arabada bekliyoruz"

Başımı aşağı yukarı salladım.

Hızlıca üzerimi değiştirmiştim ve kabinden çıkmıştım. Yürürken bir şeye çarpmıştım.

Kahretsin.! Bu Aylin'di.

Aylin bu hayatta ki en büyük nefreti beslediğim insandı.

Siyah saçları onu çok güzel gösteriyordu. Ve fiziği de bayağı güeldi ama içi öyle değildi.

"Ooooo kimleri görüyorum bizim yetim Sera ya bu"

Sinirlerim iyice arttı.

"Ne diyosun sen be"

"Ayyy sen ne kadar zavallı olmuşsun ya. Ama haklısın aslında önce babanı, sonra kaç yıl geçmesine rağmen seni hiç aramayan anneni kaybettin değil mi?"

Gözlerim dolarken mağazadan hızlıca çıktım ve Mert'in arabasına gözükmeden uzaklaştım. Onların yanına böyle gidemzdim.

Adımlarımı hızlandırdım ve bu süre zarfında göz yaşlarım benden izin almadan akıyordu. Yürüyüşlerim koşmaya döndüğünde ağlamam da şeddetlendi.

Aylin...

Benim ortaokul arkadaşım dı zengindiler. Zaten biz de fakir değildik. Neyse. Benimle hiç anlaşamazdı hep babamın ölüşünü ve annemin beni aramamasını yüzüme vururdu. Gerçekti bunlar. Acıydı ama gerçekti. Acı gerçeklerdi.. Babam ölse bile benim kalbim de her zaman kalacaktı. Ama annem 'anne' demeye utandığım annem. Beni hiç aramamıştı hiç sormamıştı kızım nerede diye. Bir anne kızını hiç mi merak etmezdi hiç mi?

Düşüncelerimden çıkıp geldiğim yere durup baktım. Mezarlık. Her canım sıkkın olduğunda geldiğim yer babamın yanı. Üşüyordum hem de öyle böyle değil akşam üzeriydi ve üstelik Eylül ayındaydık ve askılı vardı sadece üzerimde. Donuyordum belki de hasta olacaktım ama umurumda değildi. Şu an umurumda olan tek şey. Babamdı..
Canımdan çok sevdiğim babam...

Telefonum çalınca çantamdan çıkardım ve baktım Esra'ydı cevap vermeyecektim ama endişeleneceğini bildiğimden açtım.

"Ya Sera neredesin sen kaç saatir seni arıyoruz mağazaya giriyoruz yoksun arıyoruz açmıyorsun ne kadar merak ettik bili-"

SEN BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin