Asrın'dan
"Asrıııınn! Aseeelll! Hadi kalkın okula geç kalacaksınız!"offf her sabah bu olmak zorunda mı yaa!? "Tamam baba kalktııımm!"diye cırladım. Bu arada ben size kendimi tanıtayım. Ben Asrın OK. Evren OK'un kızıyım. Bir de abim var Asel OK. Abimle çok iyi anlaşırız. Ama birbirimize hiç benzemeyiz. Ben yeşil göz ve kahverengi-sarı arası saçlara sahipken,abim mavi gözlere ve kahverengi saçlara sahip. Ayy bu kadar tanıtım yeter. Yatağımdan kalkıp hemen odamda ki banyoya koştum. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı tarayıp topladım. Banyomdan çıkıp odama girdim. Bugün okulun ilk günüydü ve ben yeni bir okula başlıyodum. 17 yaşına kadar İspanya'da yaşıyorduk. Ama ben 18 yaşına girince Türkiye'ye taşındık. Burada ki okulum sivil olduğu için hemen siyah dar bir kot pantolon ve gri renk salaş bir t-shirt çıkarıp giydim. Ayağıma da siyah gri karışımı spor ayakkabılarımı giydim. Hava sıcak olduğu için üzerime hiç birşey almadan aşağı indim. Abim ve babam çoktan masaya oturmuş beni bekliyolardı. "Günaydın yakışıklılarım."dedim ve ikisinin de yanağına bir öpücük kondurdum. Abim ve babam da bana gülümseyerek günaydın dediler. Yerime oturup ben de kahvaltıya başladım. "Eee çocuklar alışabildiniz mi Türkiye'ye?"diye sordu babam. Ben kafamla onaylarken abim de konuşmaya başladı."Evet baba alıştık. Valla burası İspanya'dan daha güzel."dedi. Ben de abimi onaylayıp yemeğime devam ettim. Kahvaltımız bittiğin de abimle ayaklanıp babama sarıldık ve dışarı çıktık. "Ee yakışıklı var mısın bir yarışa?"deyip abime göz kırptım. Abim de bana meydan okurmuşçasına gülümseyip "Varım tabi güzelim,nesine?"diye sordu. Ben de gülerek "Eğer ben kazanırsam üç gün boyunca benim kölem olursun,ama eğer sen kazanırsan üç gün ben senin kölen olurum."dedim. Abim beni onaylayınca hemen arabalarımıza bindik ve okula doğru sürmeye başladık. Şuan çok çekişmeli bir yarış içerisindeydik. Hay lanet!. Şuan varya okulun kapısıyla aramız da 10 santim vardı. İkimiz de aynı anda gaza yüklendik. Lanet olsun berabere kaldık. Arabaları park edip indik. Abim bana gülümseyerek bakıyordu. Ben de ona gülümseyip sarıldım. O da bana sarılınca kendimi daha huzurlu ve güvende hissettim. Abim ve babamın kolları bana çok güvenli hissetiriyordu. Şimdi siz neden hep abin ve babandan bahsediyosun senin bir annen yok mu diyeceksiniz?. Evet benim bir annem yok. Annem beni doğururken ölmüş. Ben böyle dalmışken abimin sesiyle kendime geldim. "Heey boksör nereye daldın gittin öyle?"diye konuşmaya başladı. Ben de "Hiç öyle okulu falan düşünüyordum. Belki taş erkekler falan vardır onlara bakıyordum."dedim. Abim bana gözlerini pörtleterek baktı,sonra konuşmaya başladı."Boksör yapma böyle senin erkek fatma olduğunu herkes biliyor. Neyin var söylesene. Bak bir şeyin var da söylemiyorsan külahları değişiriz ona göre."diyerek söylenmeye başladı. "Abi bir şeyim yok valla. Sadece aklıma bir an annem geldi ondan. Hem bana insanların içinde boksör deyip durma!"diye tısladım. Abimin bana millet içerisin de boksör demesinden nefret ediyordum. Abi tamam boks yapıyoruz ama yani millet bilmesin demi. İspanya'da babamdan gizli dövüşüyordum ama ne yazık ki babam her şeyi biliyordu. Abim masum bir şekil de gülüp tamam tamam dedi. Ben de gülüp kollarından kurtuldum...Yankı'dan
Ulan kim kurdu şu lanet alarmı? Yatağım da yüz üstü yatarken bir yandan da alarmı bulup kapatmaya çalışıyordum. Sonunda alarmı bulup kapattığım da aşağıdan annemin sesi geldi. "Yankkııı!! Kalk artık eşşek sıpası. Okula geç kalacaksın.!!"diye cırlayıp duruyordu. Ya anlamıyorum niye bu kadınlar cırlar ki? Yani normal insanlar gibi neden konuşamazlar? Ben böyle söylenirken odamın kapısı hayvan gibi açılıp elin de terlikle annem girdi. "Yankı ben iki saattir kime sesleniyorum! Çağrı'da sen de aynısınız! Oğlum okula geç kalıcaksınız yaa. Çabuk giyinip aşağı iniyorsun yoksa terliğimin tadına bakarsın!.."diye bağırıp gitti. Ben de hemen yataktan kalkıp banyoya girdim. Her ne kadar 18 yaşın da olsakta annem bize terlik show yapmaktan çekinmiyordu. Ben size kendimden bahsedeyim. Ben Yankı DEMİRCİ. 18 yaşındayım. Bir de ikizim var Çağrı DEMİRCİ. Biz çift yumurta ikizi olduğumuzdan birbirimizle alakamız yok. Ve evet maalesef ailemizle yaşıyoruz. Annem bize çok düşkün olduğu için kendimize bir ev tutamıyoruz. Babam her ne kadar anneme bizi rahat bırakmasını söylese de annem onu bile korkutuyordu. Neyse. Banyo daki işim bitince odama doğru yol aldım. Odama geldiğim de direk dolabımın karşısına geçtim. Siyah bir kot ve bordo bir t-shirt çıkarıp giydim. Saçlarıma da ellerimle şekil verip parfümümü sıktım. İşte hazırdım. Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldiğim de mutfaktan enfes kokular geliyordu. Anlaşılan annem yine döktürmüştü. Zengin olmamıza rağmen yemeklerle annem ilgilenirdi. Mutfağa girdiğimde Çağrı tabağını vakumluyor,babam gazete okuyor, annem de çayları dolduruyordu. Ben de yerime oturup "Herkese günaydın."dedim. Babam gazetesini bırakıp gülümseyerek "Günaydın oğlum. Sanki bugün daha bir yakışıklısınız he?"deyip Çağrı'yla bana göz kırptı. Ben ve Çağrı gülerek "Yok baba her zamanki halimiz."dedik. Babam da gülerek yemek yemeye başladı. Ben de önüme dönüp kahvaltıma odaklandım. Çağrı yine yalakalığını konuşturarak "Anne sultan valla ellerine sağlık. Ne güzel yemekler yapıyorsun sen öyle. Hem senin saçların sanki bugün daha bir güzel, ne diyorsun Yankı güzel değil mi?"diyerek beni araya katmaya çalıştı. Ben de Çağrı'ya dönerek "Beni hiç bulaştırma ikiz,kendi yalakalığını kendin yap."deyip sustum. Çağrı bana gözlerini kısıp sinirle bakarken ben omuz silkip önüme döndüm. Çağrı'da üstelemeyip anneme geri döndü. Annem bıkmış bir sesle Çağrı'ya dönüp "Yine ne istiyorsun Çağrı?."dedi. Çağrı şirince gülerek anneme baktı sonra konuşmaya başladı,"Annecim şimdi benim bir arabam varya hani;böyle beyaz,Porsche olan.Hıh işte ben onunla küçük bir kaza geçirdim."deyip annemin vereceği tepkiyi bekledi. Ben alışık olduğum için onları sırıtarak izliyordum. Annem önce gözlerini kırpıştırdı sonra yere eğilerek terliğini eline aldı ve sonrası malum. Çağrı'yla evde on tur attılar. Annem artık yorulmuş olucakki oturdu. Çağrı'da saklandığı odanın kapısından anneme bakıyordu. Babam gülerek Çağrı'yı yanına çağırdı. Çağrı korkarak babamın yanına gelip oturdu. Annem sinirle Çağrı'ya dönüp "Sana üç gün araba kullanmak yasak küçük bey!"diye sinirle konuştu. Çağrı'da annemden korktuğu için mecburen kabul etti. Biz böyle konuşmaya dalmışken gözüm saate kaydı. Ohaa! Eğer hemen çıkmazsak ilk dersi kaçıracaktık. Çağrı'yı kolundan tutup dışarıya çıkardım. Konuşmasına izin vermeden,"Hiç konuşacak zaman yok eğer şimdi arabaya binmezsen Manyak Şinasi bizi haşlar." deyip arabaya bindim. Çağrı'da binince hemen son sürat sürmeye başladım. Okula geldiğimiz de park yerinde iki yeni araba fark ettim. Çağrı'da fark etmiş olucakki bana doğru dönüp "Anlaşılan okula yeni yüzler ekleniyor,ha. Dua ette kız olsunlar." deyip arabadan indi. Ben sadece gülmekle yetinip hemen arabadan indim. Allah'tan bir kaç dakika erken gelmiştikte Manyak Şinasi bizi haşlamiyacaktı. Arabamı kilitleyip okula giriş yaptım. Sınıfımın olduğu kata gelince sınıfa yöneldim. Kapıda bizim tayfayı görünce gülüp yanlarına gittim. "Oooo Yankı beylerde teşrif edebildiler. Nerdesin oğlum yaa özledik valla.?"diyen Doğu'ya gülerek sarıldım. Ardından diğerlerine. "Oğlum biliyonuz mu lan? Sınıfa taş gibi bir hatun geldi. Offf ilik mübarek."diyen Merih'e gözlerimi devirerek baktım. "Oğlum yeter lan bıktım senin şu ayaklı gazete olmandan. Yeter be okul da bir şey olsa müdürden önce sen biliyorsun. Eee başka ne öğrendin kız hakkında?"diye alayla konuştuğum da bizim geri zekalı ciddiye alıp konuşmaya başladı."Bak şimdi buraya İspanya'dan gelmiş. Abisi varmış bir tane. O da yanda ki üniversitede okuyormuş. Bir de boksörmüş."dedi. Hımm ilgimi çekti. Demek boks yapıyor he. Çocuklar ilgimi çektiğini anlamış olucaklar ki bana bakıp sırıttılar. Ben de onlara sırıtıp sınıfa girdik.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&& Multi de Asrın var. Merhaba arkadaşlar umarım bu kitabı seversiniz. Ben büyük bir beğeniyle yazıyorum. Lütfen bana fikirlerinizi söyleyin. Ve bu arada kapak yapabilen nolur bana ulaşsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın
General Fiction"Ağla Yeşil Denizim ağla. Ağlaki rahatla." "Yeşil Denizim mi?" "Evet Yeşil Denizim. Sen benim Yeşil Denizimsin. Gözlerin yeşil olmasına rağmen bir deniz gibi uçsuz bucaksız. Bir deniz gibi muhteşem. Bir deniz gibi tapılası. Bir deniz gibi huzurlu."d...