Ilgaz'dan
Eyvah. Eğer Asrın Yankı'ların bunu duyduğunu öğrenirse Arel'i bırak Türkiye'den yok etmeyi Dünyadan yok eder. Ve eğer Arel'i affedeceği varsa bu olayı duyunca hayatta affetmez. "Yankı bunu bildiğinizi lütfen Asrın bilmesin. Yoksa ne bizimle konuşur ne de sizi rahat bırakır. Lütfen bilmesin,lütfen."diye Yankı'ya yalvarmaya başlamıştım. "Yalvarmana gerek yok. Tamam bu konu aramız da kalıcak ama önce şu ibneye bir yumruk borcum var."deyip Arel'e yumruk attı. Arel şaşkınlıktan ne olduğunu anlamamış olucakki Yankı'nın yumruk atmasıyla yere düştü. Yankı pis pis sırıtıp masaya oturdu ve Arel'e baktı. Arel toparlanıp bizim yanımıza oturdu. "Bana bak lan şimdi bu olayı bana doğru düzgün anlat."dedi ve masada daha çok yayıldı. Arel kafa sallayıp tekrar herşeyi baştan sona anlattı. Yankı duydukları karşısın da Arel'e daha çok sinirleniyordu. Arel anlatmayı bitirip derin bir nefes aldı. Yankı sinirle ayağa kalkıp Arel'in üstüne gelmeye başladı. Yanımıza geldiğinde durdu ve ellerini masaya dayadı. Sonra konuşmaya başladı. Sesi bir o kadar sakin ama bir o kadar da korkunçtu. "Senin bu yaptığın adamlığa sığar mı lan. He. Ulan herşeyi kızın yüzüne vurmuşsun. Adam mısın lan sen? Adam dediğin o iki bacağının arasındakiyle olmuyor. Ondan bende de var. Adam dediğin bir kadına el kaldırmamalı,bir kadına bağırmamalı ve en önemlisi de o kadının güvenini sarsmamalı."dedi ve çekip gitti. Arel'se gözleri dolu bir şekil de kendi kendine kızıyordu. Daha fazla onun bu haline dayanamadım ve ayağa kalkıp onu da kaldırdım. Bana anlamaz gözlerle bakıyordu. "Burda kendi kendine söylenerek Asrın'ın seni affedeceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Hadi kızlar siz hepimizin çantasını getirin ben de bu malı toparlıyayım."dedim ve içten bir şekil de tebessüm ettim. Onlar da bana tebessüm edip direk sınıfa gittiler. "Hadi koca bebek sende elini yüzünü yıka ve saçına başına düzen ver ve buraya gel. E hadi ama. Daha Asrın'ın evine gidicez."deyip onu okulun içine ittim. Beş dakika sonra hepimiz Arel'in arabasındaydık. "Ya Ilgaz sen beni yaka paça götürüyorsun ama sen Asrın'ı bilmezsin. O beni affetmez ki. Beni döve döve evden atar. Sonra seni de beni getirdiğin için bir güzel döver."diyen Arel'e en kızgın bakışlarımı yolladım ve konuşmaya başladım. "Bana bak beni deli etme! O eve gidilecek diyorsam gidilecek! Hem gerekirse ölene kadar dayak yerim de seni affettiririm ben. Ve eğer sen de dayak yiyeceksen adam gibi yiyeceksin. Çünkü hakkettin. Şimdi sesini kes ve arabayı sürmeye devam et!"diye cırladım. Arel bana gülümsedi ve ardından konuşmaya başladı. "Ya Ilgaz varya iyiki arkadaşımsın he. Seni çok seviyorum ya. Hatırlat arabadan inince sana sarılıcam."bende ona gülerek 'tamam' dedim. Ohh sonunda Asrın'ların evine gelmiştik. Hadi bakalım gazamız mübarek olsun...Asrın'dan
Duştan çıktıktan sonra saçlarımı kuruladım ve üstümü giyinmek için dolabıma yöneldim. Dolabın kapağını açıp önce iç çamaşırlarımı çıkarıp giydim. Ardından gri bilekten lastikli eşofmanımı çıkarıp giydim. Onun üstüne de beyaz bir t-shirt çıkarıp giydim. Üstümü giydikten sonra bornozumu banyoya götürüp kirliye attım. Banyodan çıkıp yatağıma uzandım ve telefonumla ilgilenmeye başladım. Aşağıdan zilin sesini duyunca uçarak aşağıya indim. "Ben açarım Melek teyze. Sen işine devam et."demeyide ihmal etmedim tabi ki. Kapıyı açtığım da karşım daki kişilerle kaşlarımı çattım. Ben babamı beklerken Arel ve kızlar gelmişti. "Ne işin var lan senin burada! Siktir git evimden! Ne benim senin gibi bir kuzenim var ne de senin benim gibi bir kuzenin var. Şimdi defol buradan!"diye bağırıp kapıyı kapatmaya çalıştım ama hayvan kapıyı tuttu. "Asrın bak ne olur bir dinle Arel'i. Onları isteyerek söylememiş ki. Ayarsız çenesini tutamamış. Ne olur bir konuşun lütfen."diye yalvaran Ilgaz'a karşı kapıyı açtım ve kaşlarımı mümkün olurmuşcasına daha da çattım ve konuşmaya başladım. "Sen neyden basediyorsun Ilgaz. Başlatma şimdi Arel'e de çenesine de! Ya ne dediğini duymadın mı!? Neymiş ayarsızmış. Sıçtırtma lan ayarsızına! Çabuk gidin buradan yoksa hepinizi döverim!"diye bağırdım. Arel'in gözleri dolmuştu. Daha beter olsun şerefsiz. Ben çok kinci bir insanımdır. Bir insana aniden kin besleyebilirim. Ve şuan Arel'e de besliyorum. "Asrın lütfen bir kere dinle. Ondan sonra dövüyor musun sövüyor musun ne yaparsan yap. Ama bir dinle be yeşillim."dedi ve gözünden bir damla yaş aktı. Hani ben bir insana çok çabuk kin beslerim ya. Hah işte çok çabukta o kini yok edebilirim. "Asrın. Kızım neler oluyor burada. Bir sorun mu var?"babamın sesini duyunca hemen bakışlarımı ona çevirdim. Ah hala çok yakışıklıydı. Mavi gözleri hala ışıl ışıldı. Sadece saçlarının bazı yerleri beyazlamıştı ve göz kenarları biraz kırışmıştı. Babamı izlemeyi bırakıp hemen yanına koştum ve boynuna sımsıkı sarıldım. Tabi benden uzun olduğu için parmak uçlarıma yükselmek zorunda kaldım. Babam da kollarını belime dolayıp saçlarıma öpücük kondurdu ve kokumu içine çekti. "Canım Arel neden ağlıyor? Bir sorun mu var aranız da?"babamdan ayrılıp başımı evet anlamın da salladım. Babam kolunu omuzuma atıp içeri geçip orada konuşmamızı istedi. İçeri geçip koltuklara oturduk. Ben olan biteni en başından babama anlattım. Babam ise Arel'e hem üzgün hem de hayal kırıklığına uğramış bir şekil de baktı. Arel hemen savunmaya geçti. "Amca yemin ederim ben onları isteyerek söylemedim. Vallaha. Ya ağzımdan kaçtı bir anda. Bende söylediklerimin farkına varınca zaten Asrın'dan özür dilemeye çalıştım. Ama beni dinlemiyor."dedi ve başını yere eğdi. Babam önce derin bir nefes aldı ve sonra boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Bak Arel biliyorsun benim sizden ve çocuklarımdan başka kimsem yok. Ve benim size ne kadar değer verdiğimi de biliyorsun. Sen Asel ve Asrın'ın kardeşisin. Değil mi?-Arel kafasını sallayarak babamı onayladı.-Peki o zaman baban da benim kardeşim. Bizde kavga ederdik ama küs kalamazdık. Çünkü biz kardeşiz. Sizde öyle. Kardeşler her ne kadar kavga ederse etsin birbirlerinden özür dileyip barışmalılar? Öyle değil mi Asrın?"diyerek bana döndü babam. Babam haklıydı. Arel her zaman patavatsızdı ve bunu kimse değiştiremezdi. Ayağa kalkıp Arel'e doğru ilerledim. O bana dolu ve anlamsız gözlerle bakarken onu ayağa kaldırıp sarıldım. Tam o da kollarını bana sarıcaktı ki abimin konuşmasıyla durdu. "Ooo abisiz sarılma haa. Sizi gidi hayırsız kardeşler sizi."deyip yanımıza geldi ve kollarını bize doladı. Bende bir kolumu Arel'e bir kolumu abime doladım. Babam ve kızlar bu halimize gülerek bakıyorlardı. En sonunda ayrıldığımız da Arel'in kafasına bir tane patlatıp "Bana bak gerizekalı sakın bir daha böyle bir şey yapma bu sefer seni hastahaneden toplarlar ona göre."dedim ve pis pis sırıttım. Arel önce bir yutkundu sonra konuşmaya başladı. Tabi ki kekeleyerek.😎"Ta..tamam kuzen. Bir daha ol..olmaz. Merak etme sen."dedi ve benim kahkaha atmam bir oldu. Beni iyi tanıyordu piç. Abim bize anlamaz gözlerle bakarken ona 'önemsiz konu' bakışımı attım. O da anlayıp kafasını salladı. Kızlara baktığım da abime ve babama gözlerinden kalp fışkıran emoji gibi bakıyorlardı. Ee kıskanç bir Asrın sizce ne yapar bu duruma? Tabi ki cırlar! "Lan o gözlerinizin oyulup kezabba atılıp sonra şişlere tapılıp ızgaraya atılıp ordan çıkarılıp tekrar çamışır suyuna batırılıp tekrar yerlerine takılmalarını istemiyorsanız çabuk o gözlerinizi abim ve babamdan çekin!!!"diye cırladım. Kızlar bana sözlerini pinpon topu kadar açmış ve ağızlarını bir filin girebilecei büyüklükte açıp bakarken bende onlara kızgın bakışlar yolluyordum. Abimler benim bu halime alışık olduğundan sadece kıkırdıyorlardı. Ciddi ciddi yapardım ben bunu. Bir keresin de babamla yürüyüş yapıyorduk. Sonra bir sürtük babamın önüne bilerek bakın altını çiziyorum bilerek suyunu düşürdü. Sonra eğilip onu alıcam ayağına babama göğüs show yaptı. Tabi benim şarteller attı. Kızı tuttum saçından başladım dövmeye hatta kafasını yere bile sürttüm. Ohh canıma da deysin. Sonra babam beni kızın üstünden aldı ve keyfim bölündü. İşte böyle. Ayyhh yeter ne çok konuştum bee. "Knka yok yok kalsın. Senin abin bizim abimiz senin baban bizim babamız. Ne demek. Asel abi dünya ahiret abimiz. Şey amca ıı ney amca,knka babanın adı ne?"diyen Ilgaz'a baktım ve kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım. Aslın da ben değil herkes kahakaha atıyordu. Babam kahkasını zar zor durdurup konuşmaya başladı. "Kızlar benim adım Evren. Evren OK."dedi tebessüm etti. Kızlarda kendilerini tanıttılar felan. Sonra bir yarım saat oturup gittiler. Saat epey geç olmuştu ve benim uyumam lazım. Çünkü yarın LANET! bir okul var.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Multi kızlarımız. Lan hepside taş gibi hatun. Tütütütü maşallah. Nazar değmez inşallah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın
Beletrie"Ağla Yeşil Denizim ağla. Ağlaki rahatla." "Yeşil Denizim mi?" "Evet Yeşil Denizim. Sen benim Yeşil Denizimsin. Gözlerin yeşil olmasına rağmen bir deniz gibi uçsuz bucaksız. Bir deniz gibi muhteşem. Bir deniz gibi tapılası. Bir deniz gibi huzurlu."d...