Bölüm 8

9.8K 734 76
                                    

Jackson tam da beklediğim şeyi yaptı; yani geri çekildi. Bahçenin kapısından çıkmadan önce Blake'e "Sanırım bunu Vampir Konseyi'ne söylemeliyim. Bir iblisle sevgili olduğunu bilmek isteyeceklerine eminim" demesi kafamı karıştırmaya yetmişti. Vampir Konseyi'de neyin nesiydi? Hepimiz Jackson'ın arkasından bir süre baktıktan sonra Blake " Parti bitti, herkes evlerine dağılsın" dedi. Emir ağzından çıkan çıkmaz bütün bahçe bir anda ıssızlaşmıştı. Blake'in elini belimden çekip eve girdiğini görünce bende peşinden gittim. Eve girerken Damien ve Courtney'nin gitmemiş olduğunu gördüm, ikisi volta atmakta olan Blake'in arkasındaki koltuğa yerleştiler. 

Tam kapıyı kapatmışken Zero odaya daldı ve evde bir karmaşa başladı. Zero'nun telekinezi gücü, odadaki bütün eşyaları oradan oraya savuruyordu. Ayrıca sağımda duran şömineden taşan alevlerde benim olduğum yere kadar gelmişti. Gittikçe siyahlaşmaya başlayan, krem rengi parkeye bakarak dört vampirden olabildiğince uzakta olan bir koltuk buldum ve topuklularımı çıkarıp, ayaklarımı altıma alarak oturdum. Volta atmaktan vazgeçen Blake düşünceli bir halde şömineye bakıyordu, eğer çenesini biraz daha sıkarsa dişleri kırılacaktı. Zero, volta atma işini üstlendi ve takip edemediğim bir hızda parkede mekik dokumaya başladı. En sonunda da " Taa evimize kadar gelip, tuz ister gibi Skylar'ı nasıl isteyebilir? Birde durmuş bizi Vampir Konseyi'yle tehdit ediyor! Kıçı her sıkıştığında bizi  Vampir Konseyi'ne şikayet etmekten ne zaman vazgeçecek?" Diye patladı. Solumda oturan Damien'a "Vampir Konseyi'de ne?" Diye sordum fısıldayarak. Damien bana doğru eğildi ve " Bir kaç yüz kişiden oluşmuş bir grup. Vampir dünyasında kurallara uyulduğundan emin olmakla sorumludurlar" dedi. Başımı sallayarak teşekkür ettim ve artık alevleri zapt etmekte zorlanan şömineye endişeli gözlerle baktım. Sanırım Blake şömineleri gücünü serbestçe salabilmek için kullanıyordu.

Erimeye başlayan parkeye ve etrafta uçuşan eşyalara baktıktan sonra "Şuna bir son verseniz diyorum. Ne yapacağımızı konuşmamız lazım" dedim. Blake gözlerini şömineden ayırdı ve bir süre bana baktıktan sonra gelip yanıma oturdu. Elimi tuttuğunda, alevlerin hepsi geldikleri gibi kayboldu. Kalbim ritmini şaşırıp daha hızlı atmaya başlarken Blake, parmaklarını parmaklarıma geçirip dizimin üzerine koydu. Ben, sanki oraya aitmişçesine Blake'in elini kavrayan elime bakarken Zero "Jackson'a ondan korkmadığımızı göstermeliyiz. Onu afallatacak ve korkutacak bir şey yapmalıyız" dedi. Ona baktığımda Zero'nun artık sakinleşmiş olduğunu gördüm, odada ki eşyalar hiç yerinden oynatılmamamış gibiydi, yerlerindeydiler. Blake " Ne yapacağız? " diye sorduğunda Zero omuzlarını silkti ve "Bilmiyorum" dedi. 

Dikkat çekmek için boğazını temizleyen Courtney'nin sesini duyunca hepimiz ona döndük. Courtney, altın sarısı saçlarındaki bir bukleyi parmaklarının arasında çevirirken "Sanırım benim bir fikrim var" dedi. Söylesene, ne diye uzatıyorsun? Blake, boşta olan eliyle sabırsız bir hareket yapınca Courtney "Üç yıl kadar önce Jackson'nın insan kadınlara zorla fuhuş yaptırdığını duydum. Bunu Vampir Konseyi'ne bildirdim ama 'delil yok' deyip beni başlarından savdılar" dedi. Zero küfretti ve "İşlerine geleni yapıyorlar, kim bilir Jackson'dan ne rüşvet aldılar" dedi. Courtney 'bilmem'dercesine omzunu silktikten sonra "Jackson hemen her şehirde otuz kişiden oluşan bir grup bulunduruyor. Bu grup kimsesiz kadınları buluyor ve ya zorla ya da hipnozla fuhuşa zorluyor. Komşu şehirde de bir şebekeleri var ama ne yazık ki mekanlarının nerede olduğunu bilmiyorum. Ama sizi bu mekanın nerede olduğunu bilen birine yönlendirebilirim" dedi.

 Zero kelimenin tam anlamıyla Courtney'nin üzerine atladı ve dudaklarına bir öpücük kondurduktan sonra "Seni ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim?" diye sordu. Ben yüzümü buruştururken Courtney gülümsedi ve "Teşekkürünü ancak Jackson klanını yok ettiğinizde kabul ederim ama öpücük için sağ ol" dedi. Zero " ne demek " diye mırlarken Blake'in eline, ne yaptığımı fark etmeden yapıştım. Courtney'e, Zero gibi şevkle teşekkür etmeyeceğinden emin olmak istiyordum. 

Blake, benimle birlikte koltuktan kalktı ve "Teşekkürler Courtney, bağlantınla ne zaman görüşebiliriz?" dedi. Zero'yla birlikte ayağa kalkan Courtney "Bir hafta içinde. Seni uyarayım: asla bedavaya iş yapmaz ve tehdit hissettiğinde nasıl desem...Vahşileşir. Bir dövüş kulübü işletiyor yani dikkatli olsan iyi olur. Fazla güçlü olan vampirleri kulübüne almıyor ve sen bu fazla güçlü kategorisine uyuyorsun. İçeriye girmek istiyorsan yanında vampir götürme" dedi. Blake bana baktı ve "Merak etme vampir götürmeyeceğim" dedi. Courtney ilk önce ellerimize sonrada bana ters bir bakış attı ve "Seni arayıp, kulübün nerede olduğunu ve ne zaman buluşacağınızı söylerim. Şimdi gitmem lazım, klanımın yanında olmalıyım" dedi. Ben de dahil hepimiz ona teşekkür ettik. Gıcığın teki olabilirdi ama en azından işe yarayan bir gıcıktı. 

Damien, Blake'in omzuna elini koydu ve " Biliyorsun dostum, yanındayım. Eğer olurd a açık bir savaş başlarsa beni çağır klanım emrine amadedir" dedi. Blake elimi bıraktı ve Damien'a sarılarak teşekkür etti. Uzun yıllardır dost olduklarını anlamak için dahi olmaya gerek yoktu. Damien gittiğinde Blake bana döndü ve "Zero seni evine bıraksın. Ne yapacağımıza karar verir vermez seni arayacağım" dedi. Başımı sallayarak onayladım, bu geceki adrenalin fazlalılığı gittikten sonra bedenim pes etmişti. 

Evime giden iki saatlik yol boyunca, dokunsan patlayacak gibi duran Zero'yla hiç konuşmadım. Ormanın toprak yolunun bitimine geldiğimizdeyse arabadan inmeden önce " Arka koltukta, bana verdiğiniz kırmızı elbise var. Üstümdekini de yıkadıktan sonra veririm" dedim. Zero arka koltuktaki poşete baktıktan sonra "Üstündeki kalsın. Bizimle savaştığın süre boyunca sana aldığımız her şey sende kalacak" dedi. Başımı sallayarak teşekkür ettim ve araba uzaklaştıktan sonra evime giden patikada yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde telefonum çalmaya başladı. Açtığımda Maya direkt lafa daldı "Seni bir haftalığına yalnız bırakıyorum ve başına gelenlere bak! Hemen olanları anlatmaya başla" dedi. Onu ne kadar özlediğimi sesini duyunca fark etmiştim. 

Evin önündeki taş basamaklara çöktüm ve olanları tüm ayrıntılarıyla anlatmaya başladım. Bittiğindeyse Maya "Blake'le tanışmak için ne yapmam gerekiyor. Eğer onu istemiyorsan ben büyük bir zevkle onu alırım hayatım, arkadaşlar bunun içindir değil mi?" Dedi. Güldüm ve "Blake'i istemediğimi de nereden çıkardın? Sanırsam sana onun ne kadar yakışıklı olduğunu anlatamadım. Onu istemeyecek bir kız düşünemiyorum" dedim. Bu kız sohbetlerini öyle özlemiştim ki. Maya hımm'ladı ve "Neyse tatlım bunları konuşacak çok zamanımız olacak, yarın Kızıl Kanyon'a dönüyorum. Arkadaşım beni bir partiye davet etti, seninde gelmeni istiyorum" dedi. 

Yine mi parti? Kaşlarımı kaldırdım ve "Beni insanların verdiği bir partiye çağırdığının farkında mısın? Bana verdikleri tepkiyi bile bile hemde" dedim. Uzaktan bir kurt uluması duyulurken Maya "Arkadaşımın kızı üç yaşına giriyor,bir doğum günü partisi yani. Yanımda bir arkadaşımı getirmemi söyleyince aklıma ilk sen geldin ve şu tepki konusunda endişelenme senden korkmayacaklar çünkü arkadaşımın annesinin, annesinin, annesi bir peri. Partidekilerin hepsi yarımkan olacak" dedi. Yarımkan tabiri annesi veya babası insan olmayanlar için kullanılır. 

Kafamı Orion takımyıldızına kaldırırken "Tamam geliyorum, ne giymem gerekiyor" dedim. Maya bir zafer çığlığı attı ve "Öyle çok önemli bir parti değil, kot giyme yeter. O bol kotlarından ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun. Benim bile imrendiğim bir vücudun var hayatım ve sen bunu o iğrenç, kota bile benzemeyen şeylerle kapatıyorsun" dedi. "Tarzıma laf yok" dedim sadece. O dar kotlarla ya da mini eteklerle rahat etmemi nasıl bekliyorlardı bilmiyordum. Maya güldü ve "Öyle olsun. Yarın ilk iş senin evine geliyorum. Orada hazırlanıp partiye gideriz" dedi. "Tamam" dediğimdeyse bir öpücük sesi çıkardı ve telefonu kapattı. Ayağa kalktım ve Maria'ya görünmemek için koşarak odama gittim. Beni bu elbiseyle görürse kalpten gidebilirdi. 

Üzerimi değiştim ve duş alıp yatağıma yattım. Gözlerimi kapatıp uykuya daldığımda rüya gibi olmayan bir rüya görmeye başladım.

1109 kelime...

Nedense, kelime sayısını yazmayınca bir eksik varmış gibi oluyorum :D 

Bu bölüm pek aksiyonlu olmadı gibi ha :D Skylar'ın rüyasını merak edenler: bir sonraki bölümde görüşürüz :) 

Beyaz ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin