Doğaçlama -1.Kısım (6. Bölüm)

13 4 2
                                    


Yapbozunun parçalarını geliştirdiği teleskobu sayesinde bir bir keşfeden kaşifin bir dalgıç edasıyla sırlarla dolu bir okyanusun derinliklerine inmesi... Bir savunma sanatı ustasının öğrencisine birkaç hareketi değil, sınırsızlığı öğretmesi. Beyninin kalbinle yaptığı sinerji ve kutup yıldızının bu sinerji ile yaptığı benzersiz sinerjinin ürünü: Doğaçlama.

Yazamıyordum. Bir cümle dahi kuramıyordum ve beyaz ekranın başındayken bir saat on dakika gibi kısa geliyordu. Bu durum birçok kez gerçekleşmişti; hepsinde aynı hissi, yetersizliği hissediyordum. Doruk'un hayal gücü ilham oldu bana. Ters düşünmeliydim tıpkı Doruk'un keşfedilen Gliese 581g'yi Gliese'lilerin dünyayı keşfedişi olarak algılayıp hayal gücünün sınırsızlığından yararlanması gibi. Yazamadığım anı değil yazdığım anı düşündüm. Nasıl yazıyordum? O hissi nasıl etkisiz hale getiriyordum? İlham perisi gerçek miydi?

Kusursuzluğa Odaklanmak bölümünü tekrar okumaya başladım. Yazdığım her kelimede fark etmem gereken bir gerçeğin olduğunu, yepyeni bir parçayı keşfetmek üzere olduğumu hissediyordum. Farkında olmaktan öte, idrak etmem gereken bir gerçekti bu. Yazıyı doğaçlama yazmıştım, tıpkı diğer yazılarım gibi. Evet, hatırlıyordum. Yazdığım her anı hatırlıyordum ve kaleme döktüğüm her kelimeyi benliğimin merkezinde hissediyordum. Uzun süreli hafızam anılara hiç bu kadar netleşmemişti.

Doğaçlama planın olmadığı kör nokta mı, yoksa planın ta kendisi mi? Eğer doğaçlama plandan bağımsız bir durumsa beynin okyanusun derinliklerinden yüzeyine çıkması gerekir. Doğaçlama bir kör nokta değil, beynin sınırlarından arınıp kalple olan sinerjisini en iyi şekilde uyguladığı kusursuzluk noktasıdır. Kelimeleri, kelimelere bağlı kalmadan kullanma sanatıdır. Kusursuzluğa odaklanan, benliğine bağlanan bir beynin yaptığı doğaçlama plan kelimesini yeniden tasarlar.

Yapbozunu Arayan ParçalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin