Tıpkı yapbozum gibi sonsuzluğa genişleyen, asla tesadüf olmayacak sürprizler barındıran; Uzay'ın doruk noktasının hayallerini barındıran parça... Zaman kavramının yokluğunu idrak etmemi sağlayan, yirmi dört saati onlarca yıl gibi hissettiren; görelilik kavramının en büyüleyici örneği...
Sonsuzluğu hissediyorum ara parçamda. "Ara" kelimesi tıpkı Yapboz ve Teleskop gibi yepyeni bir anlam kazandı sonsuzluğa koşan sahnede; canı, sonsuzluğu, aşkı, mutluluğu, huzuru, benliği temsil ediyordu artık yapbozunun kaşifi için. Gecenin ve gündüzün oluşumunu düşündü bir an, ders kitaplarındaki basit döngü aklına geldi. Kusursuzluğun döngüsü... Gündüzün ve gecenin kusursuz resitali... Denize çarpan güneş ışınlarının dansının yerini ay ışığının benzersiz gösterisine bırakması... Denizin kusursuzluğunun gökteki kusursuzlukla yaptığı kusursuz sinerji... Tıpkı Doruk ve Okyanus'un birbiriyle yaptığı sinerji gibi... Ve bu iki sinerji de birbiriyle etkileşimde, tıpkı yapbozun can parçasının beyin ve kalp ile yaptığı sinerji gibi...
Gökyüzünde beliren her yıldız Doruk'a, Barış'a, kaşife etki ediyor. Binlerce ışık yılı uzaktan dünyayı izleyen, sadece pozitif gücü gören uzaylı çocuk gibi, kusursuzluğu gördüğü her yerde özgürlüğü görüyorlar. Farkındalığın farkına varmak bile yüzeysel kalıyor artık. Onlar farkındalığın sonsuzluğunu keşfettiler yapbozun ara parçası sayesinde. Yıldızlar bu keşfi kutlar gibi her geçen an çoğalıyor ve göz kırpıyor onlara. Uzaylı dostumuzun rahatlıkla gördüğü, içindeki çocuğu yaşatan milyarlara...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yapbozunu Arayan Parçalar
No FicciónBaşlamadan önce: Parmaklarından doğru kelimelerin dökülmesi için yağmur duası misali çaba sarf etmene gerek olmadığının farkındayım. Kelimeleri doğru seçmenin merkezinin 'benliğin' olduğunun da... Kendimi on üzerinden sınıflandırmayacak kadar çok iy...