Annemin ölümünden dolayı 1 hafta Ankara'da kalmıştım. Canım yanıyor ve kimse su dökmüyordu. Her gece rüyamda annem ve Burak beni çağırıyorları. Orda çok yanlız olduklarını ve bana ihtiyaçları olduğunu söylüyorlardı. Gitmek istedim , evet intihar etmek istedim ama olmadı. Yapamadım.. Babam sürekli kendini suçluyordu ve kafayı yemek üzereydi. Ali babamı teselli etmeye çalışırken bende annemle ve Burak'la çekildiğimiz fotoğrafları çerçevelettiriyordum. İzmir'e dönünce evimin en güzel köşelerine koyacaktım onları.
Bu gün Al'den onu evden attığım için özür diledim ve isterse geri dönebilecğini söyledim. Ama o Leyla ile barışmış ve ortak bir ev tutmuşlardı. Buna çok sevindim..
Gözyaşları ve mezar ziyaretleriyle dolu bir haftadan sonra zoraki İzmir'e döndüm. Çerçeveleri evimin her köşesine koydum. Ertesi sabah okula gitmem gerekiyordu. Erken yattım.
Sabah çok zor olmuştu ilk defa. Bırasalar yıllarca uyuyacak olan ben , uyuyamamıştım. Rüyalar kabus olmasa bile canımı acıtıyordu. Siyah bir etek ve kırmızı bir tişört giydim. Siyah ceketim v botlarımıda giyip son kez çerçevelettiğim fotoğraflara bakıp çıktım evden.
Okula varınca Ege'yi hatırladım. Bu olaylardan dolayı unutmuştum onu. Futbol sahasının önünde maç oynayan çocuklar arasında onu aradım gözlerimle. O sırada bir el omzuma dokundu , hızla sıçradım. Arkamdaki kişi Ege'ydi.. Beynim durmuştu o an ve ilk defa bu kadar net duyabiliyorum sesini.. "Bir hafta gelmedin okula , bir sorun mu var?" "Önemli birşey yok" diyebildim heycandan. "Anlatmak ister misin?" "Şey , annem.. Öldü." "Bu mu önemli değil? bu dünyanın n önemli şeyi!" dedi yüzünu bururşturarak. Gözlerine bakmaktan kendimi alamıyordum. Sadece senide sıkmamak için önemli değil demiştim." dedim ve sesimin titrediğini fark ediyordum. "Nasıl oldu, yani ölümü?" diye sordu. "Ben , ben bilmiyorum." derken istemsizce gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı. "Seni üzüğüm için çok üzgünüm ben , sadece merak etmiştim." "Neden bu kadar merak ediyorsun?" "Benimde annem öldü , ben çocukken. Sigaradan.. O yüzden sigaradan nefret ediyorum." "Başın sağolsun. Bende nefret ederim , sigaradan yani.." gözlerime bakıp gülümsedi. O sırada cırtlak bir ses çığlık atarak dikkatleri üstüne çekmeye çalışmasaydı bakışmamız daha uzun sürebilirdi. Bu ses tabiki Kumsal'a aitti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü Kadar Mavi
أدب نسائيEn sevdiğim renktir mavi. Ama öyle deniz mavisi değil. Deniz zaten mavi değildir , gökyüzünü kıskanmıştır sadece. Gökyüzü mavisidir benim sevdiğim. Ve sizin bayım , gökyüzü kadar mavi gözleriniz var... Küçük bir üniversitli aşığımızdır Rüya.. O film...