4 - 2/3

31 5 5
                                    

"N-ne abimmi?"

"Evet abin."

"Sana neden inanayım?"

"Seni inandırmak zorunda değilim. İster inan ister inanma."

Biraz durdu ve derin bir nefes aldı.

"Bak Youra biz normalde Seul'de yaşıyorduk ama o adam sana zarar verdiği için Busan'a geldik."

"Chin-Hwa' mı bana zarar veriyor?"

"Evet."

"Hastanedeyken yanıma geldi ve beni senin bıcakladığını söyledi.
Ve beni hastaneye Chin-Hwa getirmiş."

"Ne? Hayır sakın ona inanma. O seni bıçakladı ve öylece bırakıp gitti. Ben eve gelince seni hastaneye götürdüm."

"Ama doktorlar?"

"Bilmiyorum ama galiba iş birliği yapmışlar."

"B-ben bilmiyorum Baek-Han. Hiçbirşey hatırlamıyorum."

Kollarını bana sıkıca sardı ve gözümden süzülen yaşlar omzunda son buldu.



Ben kimim?

Neden böyle şeyleri yaşamak zorundayım?

Kim doğruyu söylüyor?



"Tamam, sakin ol. Ben seni koruyacağım."

Ağzından dökülen kelimeler bana güven vermişti.

Ona inanmalımıydım?..


Tamam anlamında kafamı salladım ve ondan ayrıldım.

"Sen şimdi buraya otur ben yemek  hazırlayacağım."

"Tamam" dedim ve odadan çıktı. Bende yanağımda izini bırakan göz yaşlarımı elimin tersiyle silip koktuğa oturdum ve televizyona bakmaya başladım..

K-Pop'mu?

Vay be. Abim K-Pop'mu seviyordu?

Şimdiden abimi sevmeye başladım.

Biraz sonra yanıma geldi ve ;

"Yemek hazır hadi gel." Dedi.

Tamam anlamında kafamı salladım ve televizyonu zor da olsa kapatıp beni mutfağa götürmesi için onu takip ettim.

Mutfağa geldiğimizde masanın bir köşesinde sabah odama tepsi getiren adam oturuyordu.

Bana garip bakışlarla bakıyordu. Bende ona anlamsızca baktım.

Tüm dikkatimi adama vermişken 'abim' dediğim kişi masaya oturmam için sandalyeyi çekti.

"Gerek yoktu. Kendim oturabilirim."

Masadaki yemeğe 'bu ne be?' Der gibi bakıyordum.

Vücudunu tamamen bana çevirdi. "Ya! Hadi ama? İyilik yapmaya çalışıyorum, Youra!.."

"İyi.... Ne yapıyorsan yap." Dedim ve yüzümü somurtup masaya oturdum.

Oturduğu sandalyede kendini düzeltti, "Siz kızlar hiç birşeyden memnun kalmıyorsunuz, Neden?" Dedi Sang.

"Bütün kızların aynı olduğunu kim söyledi?" Bu dünyada benden çok somurtan yoktur. Yüzüm asık bi şekilde önümde duran hazır ramene baktım.

"Hazır ramen mi?"

"Evde sadece ramen vardı." Dedi Sang.

Sanane ya ben abimle konuşuyorum sanane??

"Herşeye karışmak zorunda mı?" Dedim.
Oturduğum yerden kafamı oynatmadım ve kaşlarımı kaldırarak abime baktım. O an ki surat ifademi görmek isterdim.

"Sang hyu-"

Birden lafını yarıda kesti ve dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.
Onu umursamadan körili ramenimi soğuması için karıştırmaya başladım.

Derin bir iç çekip çaprazımdaki sandalyeye sertçe oturdu.

"Ya! Şöyle sert hareketler yapmayın!!."

"Neden?" Dedi Sang.

Ya ben bu lafı abime söyledim ya sana noluyo. Damlama. :-\

"Daha kim olduğumu tam olarak bilmezken böyle hareketler yapmanız benim için hiç iyi olmuyo. Kim Sang."

Sıkılmışcasına bir nefes aldım ve elimdeki çubukları bırakıp abime yöneldim.

"Biraz garip bir soru olucak ama.. Abimin adını bilmem gerek öyle değil mi?"

"Uh doğru ya. Unutmuşum."

Dedi ve küçük bir tebessüm yolladı.

"Park Chul." Diye ekledi ve rameninden bir çubuk aldı.

 
  
-Park Chul?.. Bu isim, bir yerden tanıdık geliyordu.
Ah doğruya abimin ismi. Ama yüzü hiç tanıdık gelmiyordu. Belkide hafıza kaybı yüzündendir..



Umarım öyledir...

   

¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤_¤

 

4 - 1/3 ve 4 - 2/3 bölümlerini yazarken bana yardım eden canım ponçiğim sibelkurt12'ye çok ama çok teşekkür ediyorum ♡♡ iyiki varsın ponçik  💞💞😘


















 

 

Kore'deki MusaLLatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin