2.BÖLÜM

153 12 5
                                    

Emre'nin sahnede söylediklerinden sonra patrondan izin isteyip cafe'den çıkmıştım şimdide yatakda tavanımı izliyordum, neden bukadar abarttığıma dair hiç bir fikrim yok sanki bilmiyormuydun onun melisa'yı sevdiğini, "ama hiç adil değil" diye inliyerek yastığı yüzüme bastırdım, ayağa kalkarak odayı turlamaya başladım,
"Ya ben ailemle amerika tatilini hiçe sayarak sırf onun için o cafede çalıştım peşimden beril ve büşra' yı da sürukledim.
Israrla çalan telefonu daha fazla bekletmeyip aramayı cevapladım.
"Efendim büşra". "Ya açelya manyakmısın niye açılmıyor bu telefon". "Endişelencek birsey yok duştaydım duymadım". Az önce ben en iyi arkadaşıma yalanmi soyledim. "Eğer omuz istersen bir telefon uzagindayiz" diye bağırdı beril telefonun diğer ucundan. "Sağolun kızlar diyip kapattım telefonu....

Bugün tebessüm ederek uyanmamış olabilirim, kalkar kalkmaz perdeleride açmadım belki zaten öyle şeyler yalnızca filmlerde olur, diyip yatakdan attım kendimi, zorla yerimden kalkıp banyoya girdim kısa bir duşdan sonra dün aksamdan hazırladığım siyah şortumü ve beyaz askılımı üsüme geçirdim, saçlarımı kurutup at kuyruğu yapıp telefonumu şarjdan çıkardım, "oha 15 cevapsız arama ve işe geç kaldım, merdivenleri inip siyah converlerden birini giydim ayagima diğerinide kapıyı kaparken sekerek giymeye çalışıyordum....

Cafe'nin önüne geldiğimde emre basamaklara oturmuş sigara iciyordu cafe'nin otoparkın da patronun taksisini görünce ağaçların arkasından cafe'nin arka girişine doğru ilerledim, bir ara emrenin bakışları benim olduğum tarafa dönmüştü gerçi bu 2 saniye bile surmemisti. Cafe'nin deposundan iceriye girip personellere ait odaya girdim, önlugumu ve yaka kartimi takdim.
Patronun bagirislarini duyunca besmele çekip çıktım dışarı.
"Beril açelya nerede "diye kukredi patron, beril beni görünce picimsi bir şekilde gülüp "arkanda patron"dedi patron bana dönüp "neredeydin yine geçmi kaldın" dedi. "Yo patron lavobadaydim" dedim. Bana inanmayan bakışlar atıp odasına gitti.
Beril alnındaki terleri silerken büşra sıktığı ellerini gevsetti tabi duvara yaslanmış gevşek gevşek bizi izleyen emre yide unutmamak gerekiyo.

"Açelya bunlar şu ikonların masaya gitcek" yüzüme ciddi bir ifade takinip büşra'ya döndüm ve "derhal kaptan dedim". Siparışlerim bitince tepsiyi bir köşeye koydum ve kasadaki berilin yanına gittim kafamı masaya koyup siparişleri dağıtan emre'ye baktım, gündüzleri siparişlerle uğraşıyor akşam ise kendi yazdığı şarkıları söylüyordu.
Öğrendiğime göre annesinin hastahane masraflarını karşılamak için çalışıyordu, giydiği siyah gömleği dirseklerine kadar kıvırmış beliren damarlarından kendini kastığı belli oluyordu sipariş dağıtırken dünyanın en önemli işini yapiyormus gibi cok ciddiydi ve bu cok sevilesi.
Beril beni dürtüm "dalmışsın" dedi. "Emre'yi gosterip "dalınmazmı"dedim.
"Valla Orasını bilemicem birtanem".

Büşra şuan aşçıların bölümünde olduğu için pek yan yana gelemiyorduk tabi bazen paspas bazende tuvaletleri yıkmakda büşraya kalıyordu.
Camdan melün melün bize bakan büşrayi görünce berili dürttüm "pist şu ameleye baksana" beril benim gösterdigim yere bakinca kahkaha atmaya başladı Büşra dudaklarını hareket ettirip "intikam"dedi.
Buda bizim daha çok gulmemize sebep oldu.

...BERİL'İN AĞZİNDAN...

"35 tl efendim". "Kredi kartı geçerlimi". Gulumseyerek kafamı salladım "tabi bey efendi". Karşımdaki harbiden efendi olan çocuk kartını uzattı...
"İyi günler yeniden bekleriz"dedim tebessüm ederek. Adam gerçi adam değildir bu benim yaslarimdadir arkasını dönmüş gidicekken yeniden bana döndü onemli birsey soylicekmis gibi bana doğru uzandı bende istemsiz ona doğru egildim kulağıma eğilip "zor olmuyormu"dedi. "Ney" dedim bende sessizce, etrafını gosterdi ve"bukadar insana iyi davranmak gulumsemek kendini bir halt sanan insanlara katlanmak"dedi.
Şaşırmıştım doğrusu tam cevap vericekken arkadaki sıradan biri öne atılıp elini çocuğun omuzuna koydu "barış abi hadi" adının barış olduğunu öğrendiğim cocuk bana dönüp göz kırptı, "artık buranın devamlı müşterisiyim". Benim ağzım yavaşça açılırken son bir kere göz kırpıp gitti.
Büşra çığlık atarak yanıma geldi "düğün var düğün". Açelya ve can yanımıza gelip basimizda dikildiler, büşra'ya dönüp "sen tuvaletleri yikamicakmiydin amele"dedim. Can anırarak gulunce bütün gözler bize çevrildi büşra bana sonra acelya'ya bakıp "intikamım acı olucak" dedi ve tuvaletlerin olduğu yere gitti.

Çıkmamıza bir yarım saat kala büşra beni ve açelya'yı mutfağa sürükleyerek götürdü şuanda elindeki un paketiyle bize şeytani bir şekilde bakıyordu, "intikam soğuk yenen bir yemektir". Elini un paketine daldırıp bir avuç unu acelya'nin yüzüne fırlattı ellerini her ne kadar önüne siper etsede yüzü ve askılısı undan nasibini almıştı ben acleyaya kahkaha atarken başımdan aşağıya un döküldü bu sefer acelya ve büsra gülüyordu kafamda küçük bir dağ olan unlari alip büşraya firlattim hepimiz kahkahalar atarak gülerken kapı sertçe açıldı ve kapının önünde sinirli bir adet kemal patron...

"Olur şey değil rezalet öğle molasında yaptığınız şey bugün erken çıkmak yok cezalisiniz bugün dükkanı siz kapatıcaksınız şimdi temizlene bilirsiniz".
Ciddi ortamda ciddi olamamak gibi bir huyum var Allah kahretsin, kafamı biraz daha eğip gülmeye başladım, patronun kapısının kapanma sesini duyunca hep bir ağızdan gulmeye başladık can cemil ustaya "cemil usta bunları atalimmi fırına" dedi. Cemil usta koca göbeğini ziplatarak güldü. Açelya emre'yi yeni fark etmiş olcakki hemen personel odasına girdi büşrada can'a kötü bakış lar atarak pesinden gitti bende arkalarndan girip temizlenmeye başladık....

....BÜŞRANIN AĞZINDAN....

"Öldüm.net" son masayıda silip kendimi sandalyey resmen fırlattım.
Açelya'nın emre telefon alıp apar topar gittiğınden beri suratı düşüktü.
Hemen hemen 2 sene oldu 2 senedir emre ona yakın olmak için çok çabaladı ve o fırsat ayağına geldi, tabi biz tatil yaparken onun burada çalışmasına gönlümüz razı olmazdı, onun bizim için yaptıklarının yanında bu hiç di gerçi...

"Tamam ben bittim benden bukadar" diyip. Yere serildi beril açelya'da elindeki viladayı fırlatıp duvarda yavaşça yere kaydı. Son işleride halledip çıktık cafe'den.

"Hey baksanıza okulların açılmasına 1 hafta kaldı alış veriş yapmamız gerek" Beril acelyaya donup "sizinkiler nezaman geliyor" dedi. Omuz silkip "yarın gelirler" dedi.

Açelyaların evine gelince bize sarılıp eve girdi, beril elini omuzuma atarak ağırlığını bana verdi elini ittirip ondan biraz geri cekildim "az git ötede yaşa kızım" dedim.
Eve girince direk kendimi yatağa attım berilde banyoya girdi eren'i arıcaktım ama bu yorgunlukla elimi bile kaldıramıyordum zaten gerisi karanlık

Sonumuz HayrolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin