3.BÖLÜM

106 11 2
                                    


Sabah annemin sesine uyanmayı özlediğim söylenemez ama annemi özlemişim doğrusu. Dün akşam en son hatırladığım bizim büş büşle konuşmamızdan sonra herzaman ki alışık olduğum gibi emrenin whatsapp ve instagramında yeni bişeler varmı diye baktım,melissa ile beraber çekildiği resmi paylaşmıştı, gördüğüm kareyle sinirlenip telefonu yatağa fırlattım...

Yatağımdan ayılmaya çalışırken annemin sesiyle yataktan düşmem bir oldu, "Ya ben bir gün şu yataktan insan gibi kalkamıycakmıyım ya"annem "Açalya kızım hadi kalk artık kahvaltı hazır"dedi Tamam anne kalktım "dedim sanırım cırladım sesim karga gibi çıkmıştı odamda ki banyomda düş alıp üzerime göbeyimi açık bırakan dantelli beyaz tişörtümü giydim altımada kot şort geçirip saçlarımı salık bıraktım odadan çıktığımda babamı görünce boynuna atladım "Babişşş" oda bana her zaman ki o sıcak gülümsemesiyle sarılmama karşılık verdi annemin sesini bir daha duyunca "Babam enneni kızdırmayalım "dedi ve kılasık aile muhabbeti ve her zaman ki kahvaltılarımızdan birini daha yapıp kahvaltıyı sonlandırdıktan sonra ben hemen annemin yanağına öpücük kondurup fortmantodan çantamı alıp ben" kaçtım "dedim dışarı çıktığımda kızlarla olan whatsapp gurubumuzadan mesaj geldi" (kafalar hayrola) "büş büş mesaj atmıştı "açalya sen bizim cafeye geç biz berille oraya geliyoz" diye mesaj atmıştı...

Kızlarla dünden bugun için okul alışverişi yapmak için konuşmuştuk ben bizim herzaman ki gittiğimiz sahilde ki cafeye yaklaşmıştım saate baktım saat 12 .30 olmuştu cafeye girdiğimde tanıdık bir sesle arkamı döndüm Hilmi amca bizim cafenin sahibi" kızm hayrola bu saatte " dedi bende onun sıcacık gülümsemesine karşılık verip" Hilmi amcacım kızlarla okul alışverine gidicez onları beklerken senin kahveni içmeden olamz dedim "gene o yaşlı adam bana bakarak gülümsedi bende ona gülümseyip herzaman oturduğum deniz manzaralı köşeye oturdum ve o güzelmi güzel dediğimiz, kelimelere sığdıramadığımız, denizi izlmeye başladım nezaman bir sıkıntım olsa, nezaman üzülsem, veya emreyi düşünsem , kendimi sahil kenarında denize bakerken bulurum sanki denize bakınca onun mavisine büyülenip sıkıntılarımı o mavi rengin arasına karıştırıp birazda olsa dalgaların kıyıya çarpmasıyla siliniyor gibi hissetiriyordu. yine dalmıştım...

《Yıl ~2014 ~7 ocak cumartesi saat 08.31 geçe 》üstüme montmu geçirip apartopar evden çıktım ayakkabımın bağcıklarını bağlamaya üşendiğim için herzaman ki gibi içine sokuşturdum, ara sokaklardan caddede ulaştım, bugün öğretmenimizin bize verdiği dergi projemizin son çalışma günüydü çok heycanlıydım. Caddede ki durağa hızlı adımlarla yürürken bir yandanda telefonumu arıyodum çantamda.Sonunda bulduğum telefonu elime alıp hızlı aramalara kaydettiğim Büşrayı ardım iki üçkere çaldıktan sonra açmasıyla Büşranın sesi kulağımda çınladı "nerde kaldın açalya" dedi, "geliyorum Büşra ya valla uyuya kalmışım alarimide duymamışım" dedim" tamam hemen gel seni kitap evinin önünde bekliyoruz"dedi"tamam canım" dedim telefonu kapattım.
Durağa yaklaşmıştım önümde kalabalık bir topluluk görünce hızlı hızlı yürüyüşüm yavaş adımlara dönüştü, kalabalığa yaklaştıkça sesler yükseldi. Benim yaşlarımda bir genç "Babaa" diye haykırıyordu kırmızı montlu kadında bağrarak " ambulansı aradınızmı" diye etrafıdakilerine korkak ve şaşkın bakışlarıyla sesleniyordu seseler yükselip kartanelerine karışırken bende panikle kalabalığın içine daldım benim yaşlarımda ki o gencin kucağında 40 lı yaşlarında adam gördüm adamın kafasından aşağıya doğru kanlar akıyordu adama şaşkınlık içinde bakarken adama bakan gözlerim onun gözlerine kaydı, oda bana baktı sanki veya ben öyle sandım, o etrafa bakıyordu ambulansın sesi gelmeye başladı uzaklardan.
Evden çıkarken kar yağıyordu dahada hızlanmıştı şimdi ise o yerde yatan adamın siyah saçlarına düşüyodu kar taneleri.O kalabalık sedyenin gelmesiyle açılmıştı adamı sedyeye koydular en son gördüklerim ise ambulansın kapısı kapanmadan adama kalp masajı yapıyolardı ve sonra o sesi duyduğumuzda içimizi cız ettiren ambulansın sesi yankılandı sokaklarda. Ambulans uzaklaşana kadar arkalarından baka kalmıştım benimde otobüsüm gelmişti o ara otobüsün kapısı acılır acılmaz akbilimi okutup arkataraflara doğru yürüdüm aklım ise o acıklı manzarada takılı kalmıştı, kendi babamı düşündüm sonra kendi kendime kızdım, ismini bilmediğim o acız baba diye bağıran gençın sesi kulaklarımda yankılandı.Gelçekten acizdi bakışları, elleri titriyodu, canı yanmıştı...

Berilin sesiyle ilkilip geçmişi bir kena bıraktım "Açelya açelya hop ordamısın kızım Açelyaya naptın"dedi ellerini gözlerimin önünde sallarken. "Ya dalmışım nerdesiniz siz güyya hep geç kalan ben olurdum" Büş büşü bekledim bende hanfendi süslenmekten çıkamadı bi dışarı"Büşra elini kaldırıp Hilmi amcaya seslendi"Hilmi amca herzamnkinden "diye...

İçicekleri içtikten sonra Berilin arabasına atlayıp avm ye gittik...

kabinin içinde elbiseyle giridiğim savaşa bir son verip büşraya seslendim"Büşra bunun bir beden bü"daha lafım bitmeden kabinin üstünden suratıma bir elbise fırlatıldı ve sonrada büşranın sesi duyuldu "sana söylemiştim o elbisenin olmayacağını"Büşra ve Beril kikirderken ben Büşranın fırlattığı elbiseyi üzerime geçirdim ve kabinden dışarı çıktım etrafımda dönüp"olmuşmu"dedim. Beril tek kaşını kaldırıp kafasını olumsuz anlamda salladı.Elinde ki sıyah etekleri kiloş bir elbiseyi suratıma fırlattı otariter bir sesle "bunu dene "dedi Büşra "ya saçmalama cenazeyemi gidicek diye çıkıştı"Beril karşılık vermek için ayağı kalktığında ben gözüme kestirdiğim lacivert elbiseyi bedenine bakmadan alıp kabine girdım, sürtük şansım yaver gitmişti ki elbise üzerime tam oturmuştu kabinden dışarı çıktığımda Büşra ve Berilin sarı bir elbise için kavga ettiğini gördüğümde yanlarına gidip sarı elbiseyi aldığım gibi karşıdan yavru köpek gibi bakan kıza fırlattım kızlar bana sinırle bakınca omuz silkip diyer elbiselerin arasına karıştım...

Elimizde ki poşetlerle bizim evin kapısını tekmelemeye başladım ikinci tekmelememde kapının açılmasıyla Annemin kızgın suratıyla karşılaştım "şu kapıyı normel insan gibi çalmayı nezaman öğreniceksin"derken annemin yanağına bir öpücük kondurup "hiç bir zaman" deyip merdivenlerden yukarı hızlıca koşmaya başladım Beril ve Büşrada arkamdan geliyolardı odama girer girmez kendimi yatağıma fırlattım "ahh çok yoruldum ya"dedim Berilde aldıklarımızı karıştırıp "ben o sarı elbiseyi alcaktım yaaa" dedi arkadan gelen Büşrada "alsayın kafanı kırardım" dedi "kavgayı bırakında karnımdan sesler gelmeye başladı benim bişeler yiyelim"dememe kalmadan Berilin "pizzaa"diye bağırması bir oldu beril pizza delisiydi bende seviyodum pizzayı tabi ama beril kadar olmasa gerek Büşra eline telefonun alıp pizza sıparişini verdikten sonra benim odamdaki banyoya girdi o banyoya girince garanti 10 dakka çıkmazdı bizde en son çareyi modemi kapatmakta bulurduk yine aynısını yaptık banyodan Büşranın çığlık atmasıyla Berillekahkaha attık. Berille merdivenlerden inerken kendi telefonundan cafede kendisine asılan çocuğu gösteriyodu "ya tatlı ama dimi Açelya" dedi ben ise kafamı kaldırıp hayırdır işaretini atmadan geçemedim "tamam tamam ya çıksa çıkılr çocuk dimi ama okadar gerisi gelmez bu tipleren"dedi bense ona baka kaldım hoşlanmış gibi konuşmasına...

Pizza'dan bir dilim kalmıştı ortada sen ye hayır sen az yedin sen ye muhabbeti dönerken Beril "yeter be diyip" son pizza dilimini yedi. Yavru köpek gibi Berilin yedigi son pizza dilimine bakıp "vicdansız nezaket olsun diye şey etmiştim".dedim.

Beril ve Büşra camın kenarındaki üçlü koltuğa geçerlerken bende ikili koltuğa geçip telefonumdaki sinir bozucu oyunu oynamaya başladım, 3 dk gecmemiştiki oynadığım oyuna sinirlenip sehpanın uzerine gelişi güzel fırlattım.

Beril ayaklarını koltuğun başlığına uzatıp uyku moduna geçmişti bile, Büşra ise yüzündeki sırıtmaya bakılırsa Eren'le konuşuyordu suratındaki ifade yavaş yavaş yok olup kaşları çatıldı ve öfkeyle bağırıp telefonu duvara fırlattı, lan vicdansız ıphone lan o.

A.S.R'DEN (A)

R'nin yaptığı bir hatadan dolayı bölümün sonunu değiştirmek zorunda kaldık...

Sonumuz HayrolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin