8.BÖLÜM

54 5 2
                                    

Emreyle beraber sahilde şarkı söyledikten sonra onu tamı tamına 2 gün görmedim, ortalıklarda yoktu, okulada gelmiyordu. Melisayla ayrıldığını biliyordum, belkide onunla ilgiliydi okula gelmeme sebebi.

Şimdi ise okul yolunda, önümden okula doğru ilerliyordu, ara sokaklardan caddeye cıktığımızda ışıklarda durdu bende arkasından yavaş adımlarla ilerliyordum, beni fark etmesini istemezcesine ilerliyordum, çekinmem niyeydi ki,   beni fark etmesini istemiyordum ama bir tarafımda dönse keşke o meşhur bakışını gözlerime çevirsin istemiyor değildim hani.

Ben nasıl bu çocuğu koşulsuz sevmiştim ki bukadar.
2 sene içinde 131 kere vazgeçmeye yeltendim tabi sonuç hüsran.

Unutmaya çalıştığım zamanlar, çevremde ki beni tanıyan insanlara bitti ya valla, unuttum ya, kurtuldum zaten, tipide benim tarzım deyil ki, deyip konuyu kapatırdım sadece iç sesim susmazdı ve bu süreç en fazla 1 hafta sürmezdi bile rekorumda 5 gün.

Bence aşk dediğin bana göre yaşadıklarıma dayanarak söylüyorum.

Hastalık nokta net, kanser gibi bu.

Hastalığında tedavisi yok, ilacı sadece onu düşünme, hayır hayır onun seni sevdiğini falanda hayal etme, bunları uygularsanda sadece acını hafifletmeye yetiyor aynı arı kesici gibi.

Bazılarına göre basit bir hoşlantı, bazılarına göre ise sen ona ulaşamadığın için içinde bir elde etme duygusu vardı.
Bana soracak olur sanız onu görmemle yer çekiminin olmaması, hani olurya başımdan aşağa kaynar su döküldü dediğimiz zaman, hani birde şey olur sol tarafımızda ki o et parçası onu görünce km lerce hızla koşarcasına çıkıcak gibi olması, işte bunların hepsi onu görünce olduğu doğrudur.

En son ışıklarda durduğumu zannediyordum ne ara emrenin kollarının arasına girmiştim sarılırcasına, emrenin sesiyle irkildim.

"açalya kafanmı güzel kızım ne diye atlıyorsun arabanın önüne"

Ellerini saçlarından geçirip yeniden bana döndü.

" iyimisin?".

Ben bu sözlere alışık değilim, bir cümlede hem benim ismimi söylemesi hemde nasıl olduğumu sorması kesinlikle alışık olmadığım şeylerdi, kekeleyerekte olsa sesim çıkmıştı sonunda

" iy-iyi-yim".

Kollarını gevşetip beni bırakması boşluğa düşmüş gibi hissetmeme sebep oldu.
Yaa niye çobuk geçti zaman, dizilerde bu sahnelerde ağır çekim felan olmuyormuydu, bana bakıyordu o aşık olduğum güzel gözleri, lanet olsun onu unutmaya çalıştığım günlere, gözlerinden gözlerimi almama sebep olan sesi ile kafamı önüme eğdim.

"yolda ününe bakmalısın bence biz hani öyle yapıyoruz araba çarpmasın diye" dedi ve 2 dakka önceki çatık kaşları gevşeyip gülümsedi, aşık olduğum adam bana gülümsedi.

Bende kafa sallmakla yetindim ve koşmaya yakın hızlı adımlarla ilerledim.

Benim için bugünlük bukadar emreyle konuşmam yeterliydi bence,çünkü bünye alışık değil onun sesine.

Okulun bahçesine girdiğimde bana doğru koşan bir adet berille karşılaştım, uzun saçlarını salık bırakmış beline geliyordu, harbi güzel kızdı fiziği falanda düzgün, ehh kimin arkadaşı yani bende güzeldim bana göre tabi insan kendini sevmeli ki sevilsin kafasındayım.

Berilin cırtlak sesiyle zıpladım.

"açelyaaa".

Ben daha önce ona güzelmi demiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonumuz HayrolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin