3. Bölüm Davet

47 13 2
                                    

Yonca Ardanın evine doğru ilerledi. Kapıyı açtı. İçeride bir kız gördü. Sarışın çok güzel bir bayandı. Gelmemiş olmak istedi. Çok yanlış bir zamanda denk gelmiş olmalıydı. Utancından yerin dibine girecekti. Birden kızın sesini duydu.
- Sen mi geldin abi
Abi mi? Ardanın bir kardeşi mi vardı? İlk gün onu hiç görmemişti. Utancı şimdi de şaşkınlığa dönmüştü.
Arda Yoncaya baktı. Kapının önünde öylece dikiliyordu. Önce girmesini bekledi. Girmeyeceğine emin olunca söze başladı.
-Gelmiyor musun? Kardeşimle tanış. Sabah geldi. Artık benimle kalacak. Sana bir arkadaş bulabildim mi bakalım?
Yonca beklediği cevabı almıştı. İçeri girdi. Kızı baştan başa süzdü. Kız bundan rahatsız olmuş gibiydi. Ama buna rağmen gülerek söze başladı.
- eve yiyecek almıyorsun karşıya komşu alıyorsun canım. Ayla ben.
Canım mı? Bu kelime çok garibine gitmişti. Arkadaş ortamında kimse ona canım dememişti. Belki de sert yapısından dolayı demekten çekiniyorlardı. Yonca ilk bulduğu koltuğa oturdu ve soluklanmaya başladı
- Yorulduysan sana bi kahve yapayım iyi gelir. Bu arada ismini hala söylemedin.
- Yonca ben. Komşu olduğumuzu nereden biliyorsunuz?
- Camdan gördüm. Kapıya doğru ilerlediniz ama girmediniz.
- Evet anahtarım evde kalmış. Abin sağolsun evine davet etti bugün. Yarın bir çilingir çağırmayı düşünüyorum.
- Peki ben de film izleyecektim. Gel beraber bir film seçelim. Çok güzel yeni filmler var
Yonca eline gelen ilk filmi Ayla'ya uzattı. Beraber izlemeye başladılar. Daha yeni tanışmışlardı ama bu kız ona önceki arkadaşı Eliften bile daha yakın davranıyordu. Acaba kendime bir arkadaş bulmuş muyumdur diye düşündü. Gülümsedi ve Aylaya döndü.
- Teşekkür ederim.
Ayla gülümsedi.
- Niye teşekkür ediyorsun canım.
- Bu kadar iyi olduğun için. Daha tanışmıyoruz ama buna rağmen bana çok iyi davranıyorsun.
Ayla gülümsedi ve filme döndü. Yonca da filme döndü ve izlemeye başladı. Filmin yarısında uykusu gelmeye başladı. Ama sonuma kadar izlemek istiyordu. Uyumamak için kendini tuttu ve filmin sonuna kadar ayakta kaldı. Ama film bitince uyuyakaldı. Uyuyacak bir yer bile soramadan öylece oturduğu yerde uyumuştu.
Arda Yoncanın uyuduğunu fark etti. Televizyonu kapattı ve bir battaniye getirip üstünü örttü. Bir süre uyumasını izledi. Bir parça saç yüzüne gelmiş kelebek gibi yanağına konmuştu. Arda Yoncanın yüzündeki saça doğru uzandı. Yavaşça yüzünden kaldırdı. Bu güzel yüzü hiçbir şeyin kapatmasını istemiyordu.
O kadar güzel uyuyordu ki bütün gece boyunca izlemek istedi. Uzun uzun seyretti. Uykusu gelmişti. Ama gitmek istemiyordu. En son orada uyuyakalmıştı.
Sabah Yonca uyandı. Baş ucunda Ardanın uyuduğunu gördü. Kendisini seyrederken uyuyakalmış olmalıydı. Uyandırmadan sessizce yerinden kalktı. Kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtı. Kapı sesiyle Arda uyanmıştı. Yonca arkasına döndü.
- Afedersin uyandırmak istemedim.
Arda gözlerini ovuşturdu. Yoncaya baktı.
- Gitme. Yanımda kal. Benimle kal.
Yonca durdu. Şaşırmıştı. Arda:
- Pardon. Görüşürüz o zaman.
Yonca şaşımıştı ama şu anda aklında sadece çilingir çağırıp evine girebilmekti. Ardanın hediyesi olan telefonu çıkarttı. Çilingiri tuşladı:
- İyi günler kapıda kaldım şu adrese bir çilingir yollar mısınız lütfen.
Oturdu ve çilingiri beklemete başladı. Ortalık sessizdi. Sessizliği sevmezdi. Bir müzik açıp sessizliği bozdu. Müziği sevdiği için değil sessiz bir ortamda durmamak için açmıştı. Sessiz bir ortamda bulunmaktan fazlasıyla rahatsız olurdu.
Çilingir gelmişti. Kapıyı hiç zorlanmadan açtı. Parasını alıp doğruca dükkanın yolunu tuttu.
Yonca rahatlamıştı. Artık evine girebilirdi. Derin bir nefes aldı. Tam içeri girecekken bir ses duydu. Çok rahatsız edici bir sesti.
- Biz de gelelim mi içeri kız. Yardımcı oluruz.
Yonca arkasını döndü. İki tiksindirici motorcu gördü. Daha önce hiç buralarda görmemişti. İşsizlikten sürekli motorun üstünde gezipdururken burayı da keşfetmiş olmalıydılar. Ne olursa olsun bu hiç de hoşuna gitmemişti. Üstelik ukalaydılar da. Sinirlendi. Bir an üstlerine gitmek istedi. Sonra düşündü ve uzaktan laf atmayı tercih etti.
- Sizin işiniz gücünüz yok mu? Belanızı mı arıyorsunuz? İlla birisi kafanızı kırsın mı?
Bu sözlere rağmen daha çok gülmeye başladılar.
- Vaayyy asabi güzel. İşimiz de belamız da sen ol güzelim.
Bu sözlerle Yonca çok sinirlenmişti ve üzerilerine yürümeye başladı. Yanlarına geldi. Tam tokat atacaktı ki
- Bırakın kızı defolun buradan. Kıza mı gücünüz yetiyor?
Bu Ardanın sesiydi. Kapıyı açmış ve sinirle bağıroyordu. Motorcular böyle bir tepki beklemedikleri için gitmeye karar verdiler. Biri durdu ve Yoncanın saçını tuttu. Kokladı
- Kurtulduğunu sanma güzelim. Bizi bekle. Yine geleceğiz
Bu sözleri söyledikten sonra oradan uzaklaştı.
Yonca Ardaya minnettardı. Uzaktın gülümsedi. Ve evine girdi. Bir çay yapıp gevşedi. Bütün dört yılın yorgunluğunu atmak istiyordu. En iyisi geri yatmaktı. yatağına gitti ve öylece uyuyakaldı.
Bir kapı sesiyle uyandı. Biri kapıyı çalıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kapıya doğru ilerledi. Kapı kolunu tuttu. Tam açacaktı ki düşündü. Beklediği birisi olmadığını hatırladı. Sustu ve dinledi. Ses gelmiyordu üstelik tekrar çalan da olmamıştı. Kontrol etmek için sordu.
- Kim o?
Sesi duyunca kapı çalındı. Dışarıdaki heyecanlanmış. Hiç durmadan çalıyordu. Yonca korkmuştu. Tekrar sordu.
- Kim o?...... Kimsiniz dedim.
Ses yükselmiş ve korkutucu olmaya başlamıştı. Vuruşların şiddeti artmıştı.
- Ne istiyorsunuz?
Yonca korkmuş ve evde kendini sıkışmış hissediyordu. Kapı çalıyor ve oldukça ısrarcıydı. Gitmeye niyeti yoktu. Bir süre belki gider diye bekledi. Ama kapı hala çalıyordu. En son dışarıdaki kapıyı çalmayı bıraktı. Yonca rahatladı. Sıkıldı ve gidiyor olmalı diye düşündü. Mutlulukla odasına doğru bir adım attı ki o da ne? Arkasına döndü.
Kapı artık çalınmıyordu ama zorlanmaya başlamıştı.
- Gidin buradan. Polisi ararım yoksa.
Oradakinin vaz geçmeye niyeti yoktu. Bu sabahki motorcu olmalıydı. Geleceğini söylemişti. Kapı hala zorlanıyordu. Yonca iyice telaşlanmıştı.
- Polisi arıyorum bak.
Duraksadı. Hala ısrarcı olduğunu görünce polisin numarasını tuşladı. Tam arıyordu ki kapı açıldı. Kapı o kadar zorlamaya artık dayanamamıştı. Bu gelen sabahki iki motorcuydu.
- Merhaba. Bizi hatırladın mı güzelim. Bir güzellik ister misin?

Karşıda Aşk Var Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin