12. Bölüm Tanışma

9 1 0
                                    

Yonca ve babası içeriye süprize doğru ilerledi. Yoncanın babası bu gördüklerinden hoşnut olmamıştı. Arda ile göz göze geldiler. Arda bir an orada donakaldı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Sadece heykel gibi orada dikiliyordu. Yoncanın babasıyla tanışmamıştı. Bu yüzden korkmuştu. Ardaya yaklaştı. Acaba kızacak bağıracak mıydı? Kaçsa mıydı? Ama artık çok geçti. Artık yoncanın babası onu görmüştü. Kalbi çok hızlı atmaya başladı. Yüzü kızarmıştı. Gözlerini sımsıkı kapatıp başını yere eğdi.
- Evlat şimdi geç şöyle mumları söndürerek git buradan. Kızımla yanlız bırak beni.
Arda bunu duyunca çok şaşırdı. Kızıp bağırmayacak mıydı yani? Sakince gitmesini mi istemişti. O anki şaşkınlık ve heyecanla orada durdu kaldı
- Beni duyuyor musun hadi yürü
Bu ikinci sözü duyunca hemen çıktı oradan. Kapıyı çekti ve kendi evine ilerledi.
Şimdi Yoncanın babasına hesap vermesi gerekiyordu. Ama bunu bir mahkumun suçunu anlatması gibi değil de sakince anlatacaktı. Çünkü babası sakin birisi ve geri kafalı değildi. Böyle tür konuları babasına rahatça anlatabiliyordu. Baba kız değil de iki arkadaş gibiydiler. Ama babadı çok şaşırmıştı çünkü ilk defa birisini anlatmamıştı kendisine. Babası yoncanın yüzüne baktı. Öyle imalı baktı ki yonca ne demek istediğini hemen anladı. Arada babası konuşmadan sadece bakarak demek istediğini anlatıyordu.
- Baba sevgilim değil komşum. Arkadaştan da öteyiz ama sevgili olamayız zaten. Bana ilk defa süpriz yapmak istemiş kapıyı nasıl açtı bilmiyorum
- Kızım onu seviyor musun peki
- Bunun bir önemi yok
- Soruma cevap ver biribirinizi seviyor musunuz
- Evet ama asla onunla birlikte olmam
- Bak kızım çocuk iyi birisine benziyor. Ben aranızdakilere karışmam. Kendin bilirsin. Ayrıca bana söylememene çok kırıldım. Neyse ben yol yorgunuyum yatıyorum ben. Siz de konuşup aranızdaki kırıklığı düzeltin
Yonca babası yatınca hava almak için dışarıya çıktı. Derin bir nefes alıyordu ki Ardayı karşısında buldu. Söyleyecekleri olduğu çok belliydi. Sustu ve konuşmasını bekledi. Arda bir süre durdu. Konuşmalı mıydı bilemiyordu.
- Yonca bak ben seni gerçekten seviyorum. Ve senin duygularını anlayamıyorum. Ben ilk defa bir kıza böyle duygular besliyorum. İlk defa birisini görünce kalbim hızlı atıyor. Ama senin kararın şimdi neyse onu kabul ediyorum ve ya gidiyorum ya da kalıyorum.
Gitmek mi demişti? Ama yonca onun gitmesini istemiyordu. Seviyordu.
- Gitme...
- O zaman beni sevdiğini söyle.
Yonca heyecanlanmıştı kekelemeye başladı
-B..ben s.sse...
-Aşkııımmm ben geldim sana bir süprizim var
Bu busebin sesiydi. Birden oraya döndü. Sinirlenmişti. Arkasını döndü ve gidecekti ki kolunda bir el hissetti. Arda kolundan tutmuştu. Kendine çekmişti. Biraz sert çektiği için aralarında boşluk kalmadı. İkisinin de kalbi küt küt atıyordu.
- Gidiyorum. Bu senin seçimin...
Yonca gitme diyemedi çünkü heyecanlanmıştı. Arda ise gidemiyordu. Yoncadan uzaklaşamıyordu. Yonca dayanamayıp ardanın dudağına bir öpücük kondurdu. Arda bunun ardından hızla uzaklaştı. Buse de peşinden gitti.
- Bak buse senden de kuyruk gibi peşimden koşmandan da nefret ediyorum. Defol desem anlamıyorsun. Başkasını seviyorum diyorum duymuyorsun. Gerçekten sıktın artık.
Buse bunları duyunca üzüldü ve gözünden bir yaş düştü
- peki. İstemiyorsan artık rahatsız etmem. Özür dilerim.
Arda eve girdi ve bavulunu topladı. Gitmeye kararlıydı. Yoncayı unutacak ve yeni bir hayata başlayacaktı. Sessizce kimseye görünmeden çıktı. Ama buse onu görmüştü. Son kez konuşmak istedi.
- Demek gidiyorsun. Nereye
- yurt dışına. Kendimi anca orada bulurum. Buralarda olmadı ama belki başka bir ülke bana daha iyi gelir. Gidip orada hayata başlayacağım. Görüşürüz.
Arda giderken Buse de arkasından ağlamaya başladı. Kendisi belki mutlu olamadı ama artık onun mutluluğu için bir şey yapmalıydı. Doğruca Yoncaya gitti. Kapısını çaldı. Kapıyı açan babasıydı. İçeriye baktı yonca ağlıyor ve çaresiz durumdaydı. Hızlıca içeriye girdi yoncayı kaldırdı.
- Kalk arda gidiyor ona sadece sen durdurabilirsin. Git ve birlikte mutlu olun.
- Olmaz yapamam
- O sensiz olamaz git ve ikinizi de kurtar. Hava alanına koş
Yonca gözlerini sildi. Çantasını aldı ve hızlıca bir taksi buldu. Hava alanına yürüdü. Hava alanının kapısına gelince hızlıca indi ve koşmaya başladı. Ardayı yakalamalıydı. İöeriye girdi ve heryerde ardayı aradı. Bulamadı. Gitmiş olmalıydı. Onu elinden kaçırmıştı. Ağlamaya balşadı. Hava alanı boşalıncaya kadar orada kaldı. Saat geç olmuştu ama kalkmak istemiyordu.
-Güzel bayan bakar mısınız?
Bakmak istemiyordu. O sadece ardayı isyordu
- Gidemedim. Seni bırakamadım benimle evlenir misin?
Arkasına döndü. Arda yanında ve diz çökmüş elinde bir tektaşla ona bakıyordu. Birden gözleri doldu ve ardaya sarıldı. Gitmediğini görmek ona çok iyi gelmişti. Ve şimdi ise evlenmek üzereydi.....

Bitiş çok kısa oldu ama kusura bakmayın. Kitap işini beceremedim sanırım. Diğer kitabımda şiirler ve edebi konuşmalarım olacak. Ona bakarsanız çok sevinirim. Sizi çok seviyorum..

Karşıda Aşk Var Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin