Ayla uyandığında yanında Serhat vardı. Gözlerini açtı.esnedi ve yanında onu fark etti. Korkuyla bir çığlık attı. Bu çığlıkla Serhat da uyanmıştı.
– Ya bi gün sakince uyandırı....
Lafı yarım kalmıştı çünkü konuşurken Aylayı yanında gördü ve şaşkına dönmüştü.
– Sen niye... Yada ben... Biz niye buradayız? Noldu ne yaptık?
– Hayır olamaz. Bunu yapmış olamam.
Ayla pişmanlık ile orada oturup kaldı.
– Ben ne zaman buraya geldim
– Sarhoştun. Seni sevdiğimi söyleyince benim yoncamsın dedin
– Böyle bir aptallık yapmış olamam Seninle. Sen benim kardeşim gibiydin. Lütfen hiç olmamış gibi davranalım. Dün olanlar hiç yaşanmadı. Tamam mı küçük kız?
Ayla bunu kabul edemezdi çünkü daha önce yapmamıştı. O ilkiydi ama kendisini sevmediğini bildiği için kabullenmeye karar verdi. Hayatının hatasını yapmıştı ve bu hayatının her anını etkileyecek bir karardı
– Peki. Sen bilirsin.
Serhat o evden bir an önce uzaklaşmak istiyordu. Üstünü giyindi ve kapıyı açıp dışarı çıktı. Karşıya Yoncanın evine baktı. Yoncayı severken böyle bir hatayı nasıl yaptığını bilmiyordu. Artık onun yüzüne bakamazdı. Uzaktan eve bakınmakla yetindi ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.
Yonca mutlu bşr şekilde uyandı. Niye mutlu olduğunu bilmiyordu. Belki de sevdiği adam ondan bir cevap beklediği içindi. Kahvaltısını hazırlamak üzere buz dolabını açtı. İki domates bir biber ve iki yumurta çukarttı. Domatesleri kesip tavaya attı. Biberleri ve daha sonradan yumurtaları ekleyip menemenini hazırladı. Yanına çay demledi. Buz dolabını tekrardan açtı ve peynir zeytin reçel ve bal çıkarttı. Ekmeğini de alıp kahvaltısına başladı. Kahvaltısını yaparken düşünmeyi de ihmal etmedi. Ardanın teklifini uzun uzun düşündü. Kabul etmeye karar verdi. Bu sırada telefonundan bir ses geldi. Baktı. Ardadan mesaj vardı. Mesajda şu yazıyordu
Yaban gülüm bu gün öğlenden sonra işim yok öğlen sahilin oradaki kafede buluşalım. Teklifimi de inşallah düşünmüşsündür. Öptüm. Seni seviyorum...
Yonca bu mesajı görünce heyecandan yerinden fırladı. Hemen bir mesaj yazdı
Düşündüm tabiki kabul ediyorum. Senin gibi romantik birisine hayır diyemem.
Tam gönderecekti ki sildi
Düşündüm kibar birisi olduğun için kabul edebilirim
Olmaz sil,
Düşündüm kabul edi....
Düşündüm olab....
Düşü....
Ne yazacağnı bilemiyordu. En son bir mesajda karar kıldı.
Öğlen görüşürüz. O zaman söylemem daha uygun.
O zaman daha uygundu çünkü yazacak bir şey bulamıyordu. En iyisi karşılıklı konuşmaktı. Gülümsedi ve tekli olan en rahat koltuğuna yerleşti. Mutlu bir şekilde tavana bakıyordu. Hayaller kurmaya başladı. Sonra ayağa zıpladı. Buluşmaya gidecekti ve güzel olmalıydı. Odasına koşup kıyafet aramaya başladı. Hiçbirini beğenmiyordu. Hepsi güzeldi aslında ama kendisi mükemmel olmak istiyordu. Uzunca arayıp bütün kıyafetlerini odasına attıktan sonra yatağına attı kendini.
– Offf! Ne yapacağım ben.
Bunu söyledikten sonra gözü kırmızı bir uca ilişti. Altlardan onu çıkarttı. Kırmızı ve son derece şık bir elbise vardı elinde. Hızlıca giyindi. Boynuna da mavi fularını bağladı. Mavinin kendisine şans getirmesini umuyordu. Çekmecesini açtı. Uzunca karıştırdı. Nasıl da unutmuştu. Kendisinin makyaj malzemesi yok denecek kadar azdı. Düşündü. Aklına Ayla geldi. O makyaj yapmasını çok iyi biliyordu ve kendisine de son derece gğzel makyaj yapabilirdi. Evden hızlıca çıktı. Kapıyı çaldı. Açılınca heyecanla anlatmaya başladı
– Aylacım canım benim. Bana hızlıca bi makyaj yap ben yapmasını bilmiyorum dağ kaçkını gibi olurum yaparsam öğlene kadar hazırlanmam lazım elbiseyi zor seçtim zaten. Daha kuaföre gideceğim ojen varsa o da olabilir. Hadi oyalanmayalım
Yonca bunları söykedikten sonra Aylanın mutsuz yüzünü anca fark etmişti.
– ne oldu canım?
– Bişey olmadı. Hadi gel yardım edeyim.
Yonca daha fazla soru sormadı. Döndüğünde soracaktı çünkü.
İçeri geçti. Önce bir oje seçip bütün tırnaklarına teker teker sürdüler. Sonra makyaja geçtiler. Ayla onu bir prensese çevirdi.
– Teşekkür ederim canım hadi ben gidiyorum.
– Dur. Parfümsüz gitme. Gel bir parfüm seç.
– Gerek yok ben hayatımda hiç parfüm kullanmadım
– Olmaz. Güzelliğinle olduğu kadar kokunla da etkileyici olmalısın
Yonca bu sözlerden sonra parfüm sıkmayı kabul etti. Odaya girdiler. Yonca şaşkına döndü. Çünkü odada belki de otuz çeşit parfüm vardı.
– hayırdır kızım koleksiyon mu yapıyorsun? Duvarları mı kaplıyacaksın parfümlerle
– Parfümleri severim sadece. Ama arada bir ağzından çıkan şu argo kelimeleri de silmen lazım. Bazen seni kamyoncu dayı zannediyorum canım
Yonca gülümsedi ve hepsini kokladı. En son köşede duran siyah paketli parfümü gördü. Kokusunu beğendi. Tam sıkacaktı ki Ayla engel oldu.
– Napıyorsun. O abimin parfümü.
– Olsun ben beğendim.
– peki parfüm seçmesi de bana kaldı. Bak şu parfümü seksi hissettiğim zamanlar sıkarım
Yonca parfüme baktı. Parfüm şişesi Aylanın elinde kayboluyordu. Ayla onu gösterene kadar görmemişti bile.
– İstersen onu sıkma. Bir kullanımda bitecek.
– Endişelenme. Bu özel bir parfüm. Özel getirttim. Çok değerli olduğu için küçük şişelerde satılıyor. Gel bakalım
Parfümü de sıktıklarına göre kuaföre gidebilirdi. Hızlıca kuaförün yolunu tuttu. Sıra vardı. Beklemek zorundaydı. Saate baktı. 11.30 geçiyordu. İçine bir heyecan girdi. Yerinde duramıyordu. Sırayı beklemek zorundaydı. Yarım saat sonra kendisine sıra geldi.
– Hemen saçımı yapın bana sormayın çok kararsızım.
– İlk önce kaşlarınızı alalım hanımefendi. Orman gibi olmuş
Ayla kendi derdine kaşları unutmuştu. Yonca ise daha önce hiç kaş aldırmadığı için aklına bile gelmiyordu. Ama güzel görünmek için peki dedi ve başladılar. Sıra saçlara geldi. Saçları yaparken bir yandan da laf atıyordu
– sanırım sevgilinizle bir randevunuz var.
– evet nereden anladınız?
– Fazla heyecanlısın ondan. Çok belli oluyor. Merak etmeyin. Ben saçlarınızı hızlıca yapar yollarım sizi.
Yonca saçları da olunca kuaför koltuğundan kalktı. Kasaya yönelip parasını ödedi ve sahile ilerledi.
Arda kafeye geleli çok olmuştu. Yoncanın süslenerek gelmek isteyeceğini anladı. İçinden " deli kız, süslenme niyetine beni bekletiyor burada." diyordu. Yoncanın gelmesini beklerken bir soda içmeye karar verdi. Etrafta garson aradı. Arkası dönük genç bir hanım garson gördü.
– Bakar mısınız bir soda alabilir miyim?
Hala arkası dönüktü.
– aman tanrım. Sen. Kader dedikleri bu demek ki
Bu ses Ardaya tanıdık geldi. Ama çıkaramıyordu. Kız yüzünü döndü. Tanımaya çalıştı. Çıkartamadı
– tanıyamadın sanırım. Ben Buse. birkaç ay önce komşuyduk.
Arda şimdi tanımıştı. Eski komşusu son derece çirkin ve bakımsız olan komşusuydu bu. Şimdi ise son derece güzel çekici ve her erkeğin arzulayacağı bir kadına dönüşmüştü. Bu kız taşınmadan hemen önce kendisini sevdiğini söylemişti. Gitmemesi için adeta yalvarmıştı. Ama Arda onu istememişti. Şimdi ise son derece güzel bir bayan olarak karşısına çıkmış ve hala onu seviyordu.
– Arda ben seni hala unutamadım. Hep aklımda ve kalbimdeydin. Hep yanımda olmanı istedim. Bir gün kavuşmak için her gün Dua ettim.
Yonca hızlıca kafeye gidiyordu. Ayaklarına baktı. Heyecandan pofuduk ev terlikleriyle çıkmuştı. Hemen bir topuklu ayakkabı bulmalıydı. Hızlıca en yakın ayakkabıcıya daldı. En beğendiği kırmızı ayakkabıyı alıp çıktı. Koşmaya, ya da koşmaya çalışmaya başladı. Topuklukara alışık değildi ve yürümekte zorlanıyordu.
Arda Buseye baktı. Onu sevmiyordu ve birazdan sevgilisi olacak olan Yoncayı bekliyordu.
– Busecim ben seni sevmiyorum. Lütfen zorlama. Hem birazdan...
– Beklediğin her kimse seni ciddiye almıyor. Baksana uzun zamandır bekliyorsun. Ama sen olduğunu bilseydim yüzüne daha iyi bakardım. Bana bir şans ver. En azından bşr kerecik öpmeme izin ver
Arda onu istemiyordu. Ama o kadar güzel bir bayana dönüşmüştü ki öpmek istediğinde kendine engel olamadı.
Buse önce Ardayı denemek için yavaşça yaklaştı. Tepki yoktu. Dudaklarına uzandı. Tepki alamayınca dudaklarını Ardanın dudaklarına deydirdi ve bekledi. Arda ona engel olmuyordu. Yavaşça öpmeye başladı. Bunu yaparken dudaklarından ateş fışkırıyordu. Buse o kadar güzel öpüşüyordu ki bir an her şeyi unutup o da öpmeye başladı. Buseyi sevmediğini bildiği halde kendine hakim olamıyordu. Dudaklarını Busenin dudaklarından ayıramıyordu. Buse de Arda kendini geri çekmediği sürece öpmeye devam ediyordu.
Yonca sonunda gelmişti. Tam içeri girdi ki Ardayı gördü. Gördükleri karşısında donakaldı. Şaşkınlıktan bir süre uzakta ona baktı. Bakarken bu sırada hala Arda uzun uzun öpüşüyordu. Belki de hayatı boyunca en uzun öpücüğüydu bu.
Yoncanın gözünden bir damla yaş geldi. Geriye döndü gidecekti ki tökezledi. Bu sesle Arda olduğu rüyadan çıktı ve Yoncayı giderken gördü. Peşinden koştuDevam isteyen var mı? Yazmama ona göre devam edeceğim. Yorumlarınızı bekliyorum şirin okuyucularım 😙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşıda Aşk Var
רומנטיקהMezun olmak üzere olan yonca ve karşısına yeni taşınan komşunun hikayesi. Aşık bir adam ve son derece zorlayıcı bir kızın öyküsü. Bakalım inat mı kazanacak yoksa aşk mı