11. Bölüm Hesap

8 1 0
                                    

Arda Aylanın bu sözünü duyunca hemen döndü eve ilerledi. Duyduklarına inanamamış ve sinirlenmişti hızlıca eve döndü. Aylanın odasına hızlıca geçti
–sen ne yüzle...
– Abi istemeden oldu
–Sus! Kimden bu çocuk!
Ayla ağlamaya başladı. O ağladıkca Arda sinirleniyordu
– Kes ağlamayı Söyle kimden!
Ayla fısıltılı bir sesle
–Serhat
Arda bunu duyunca hızlıca odadan çıktı. Yonca yetişmeye çalıştı ama yetişemedi. Arabaya binip hızlıca Serhatın evine gitti. Eskiden en yakın arkadaşı olduğu için evini çok iyi biliyordu. Arabadan indi ve kapıyı çarparak kapattı. Eve ilerledi kapıyı çalmaya başladı. Oldukça hızlı vuruyordu ve aralıksızdı
– Serhat çık çabuk
Bunu söylerken bile hala vuruyordu. Kapıyı serhatın annesi açtı
– Evladım noldu niye sinirlisin
– teyzecim bilirsiniz sizi çok severim ama serhata soracak bir hesabım var onu görmem lazım
– Odasında şu an
Arda içeri girdi ve Serhatın odasına ilerledi. Kapıyı çalmadan açtı. Serhat ağlıyordu. Onu görünce biraz sakinleşti. Serhat ardata döndü
– Senin farkın ne? Uzun zamandır yoncayı seviyorum ama sen bir anda kendine aşık ettin
– Kardeşim hamile o çocuğa babalık yapman lazım. Kız ortada kalmamalı.
– İnanmıyorum. Çok sarhoştum. İnan isteyerek olmadı ama sen öyle diyorsan evleniriz tabi
– O zaman yürü bize gidiyoruz.
Ayağa kalktı ilerledi. Arabaya bindiler ilerlemeye başladılar ki Arda
– Ben de aslında kendimi ilk görüşte sevdiremedim. Kız deli çıktı biraz.
Bunu söyledikten sonra ikisi de gülmeye başladı. Eve geldiklerinde Serhat önden inip eve ilerledi. Aylanın yanına gidip ellerini tuttu. Ayla bunu hiç beklememişti.
– Demek benden bir parça taşıyorsun. Bunu niye ilk bana söylemedin. Hemen hızlıca evleniyoruz.
Ayla bunları duyunca sevinçten ağlamaya başladı. Artık hep sevdiği adamla olacaktı. Yonca ardaya döndü ve çıkalım anlamında işaret yaptı. Arda önden çıktı.
– Yonca sen benim için çok değerlisin istersen yarın evlenelim de hemen yapalım. Lütfen artık beni reddetme.
– Beni çok kırdın arda. O kızla görüştün birlikte oldun. Serhattan kıskandın diye yaptın ama biz sadece arkadaştık. Sen çok ileri gittin. Lütfen bi daha aynı soruyu sorma bana
Yonca hemen çıktı ve evine gitti. Sıcak bir kahve yapıp yudumlamaya başladı. Bir yandan da bir kitabı eline almış okumaya başladı. Kafasını dağıtmak istiyordu. Kahvesini bitirip mutfağa bıraktı. Bir kafeye oturup sakinleşmek için evden çıkmak üzere çantasını aldı. Ayakkabılarını giydi ve yürümeye başladı. Yürürken Buseyi gördü. Laf atmak istemiyordu ama Buse ona yanaştı
– Bak kızım arda seninle ilgileniyor biliyorum. Ama asıl sevdiği benim. Yolumdan çekil. Sen sadece bir oyuncaksın
– Sen niye kendine bu kadar güveniyorsun
– Çünkü beni ilk öptüğünde görmüştün. Ne kadar sevgi dolu. Şimdilik sadece hoşlantı olsa da ileride benim için deli olacak. Gerçi şimdi de öyle sayılır. Benim için sen iste herşeyi yaparım diyor
Ayla bunları duyunca ağlamaya başladı Buse onu ağlatabildiği için iğrenç bir gülüş attı.
– O şeytan göz yaşlarını ardanın yanında da akıtma sakın. Arda asla senin olmayacak.
Yonca ve buse eve çok yakın yerde tartışıyorlardı. Bu yüzden Arda busenin bağırmalarını duymakta zorlanmadı ve hemen evden çıktı. Onlara doğru ilerledi Buse
– Aşkım hoş geldin
Bunu söylerken Ardaya sarıldı ve dudaklarına uzandı. Arda sinirle onu itti. Buse yere düştü. Ardanın bu hareketine çok sinirlenmişti
–  Sen ne hakla beni reddedersin
– Bu kıza bulaşmayacaksın. Ben seni sevmiyorum ve senin gibi bir şeytanı da asla sevmem. Şimdi defol git. Bu kıza da bir daha bulaştığını görürüsem hayatını yakarım.
Buse ayağa kalktı. Oldukça sinirliydi. Yoncaya döndü
– Ödeşeceğiz hanfendi. Bir gece gelirsem şaşırma.
Bu sözlerden sonra Buse gitti. Yonca ise ardanın yüzüne bakmadan ilerledi. Arda Yoncanın bu tavrına üzülmüştü. Ama kendini affettirmek istiyordu. Ona bir süpriz hazırlamalıydı. Hemen Yoncanın evine gitti. Ama anahtar yoktu. Bir çilingir çağırıp kapıyı açtırdı. Eve girdi ve yerleri gül yapraklarıyla donattı. Herşeyin mükemmel olması gerekiyordu. Mumlardan mutfağa giden bir yol ve yolun içi kırmızı halı misali gül yapraklarıydı.  Yol masada bitiyordu. Masaya kendi elleriyle yaptığı nefis yemekleri koydu. Fırında balık özel sosuyla yaptığı italyan makarnası karnıyarık ve bunun gibi nefis yemekler...
Masayı süslemeye geldi sıra. İki altın renginde mum aldı ve ortaya koydu. Yaptığı yemeklerin bir kısmıyla masayı donattı. Bir kısmını da sonradan ikram edecekti. Masanın üstüne de niraz gül yaprağı koydu. Etrafına da gül yaprakları serdi. Şimdi romantik bir müzik çalmalıydı. Yanında getirdiği müzik çaları çıkarttı ve yüksek bir yere koydu. Masaya baktı. Beğenmeyip tabakların yerlerini değiştirdi. Ortaya iki gül koymalıydı. Nasıl da unutmuştu. İki beyaz gül alıp masanın ortasına küçün bir vazoya koydu.
Acaba Yonca bunları beğenir miydi? O beğensin ve kendisini affetsin diye en güzel şekilde süpriz hazırlamıştı. Şimdi gereken tek şey Yoncanın gelmesi ve içeridekileri görmesiydi. Arda dışarıda yoncanın sesini duydu. Heyecanla mumları yakmaya başladı. Bütün mumları tek tek yaktıktan sonra müziği açtı. Arda heyecanla kapının açılmasını bekledi. Bir saniye ona sanki bir asır gibi geliyordu. Yonca artık kapıyı açacaktı ve ona yapmak istediği süprizi görecekti. O da mutfakta bekliyordu. Kapı yavaşça açıldı
– Bunlar ne kızım böyle?
O da kimdi? Bu tamamiyle tanımadığı birisiydi. Süprizin ortasında gelmek zorunda mıydı? Şimdi ne yapacaktı?.......

Karşıda Aşk Var Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin