"Dünyayı Haksızlık Yönetiyor.. Adalet Yalnız Sahnede Var.."
Bölüm Şarkısı/Koray Avcı - HoşGeldin.
Bu paragrafa yorum olarak başlama tarihinizi yazar mısınız?
-----
Gece Sema Seçkin.Son bir kez çevirdim gözlerimi 2 aydır tek gördüğüm beyaz duvarın üzerine Batu ile beraber yazdığımız yazıya. Buraya adımı kazımıştık. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin benim kaldığım 200 numaralı odasına..
Ben Gece. Gece Sema Seçkin. Uyumlu bir adım ve soyadım var. Pardon, 2 ay önce bana tacizde bulunup beni , benim diyişimle deliler hastanesine yatıran üvey amcamın, karısının ölen kocasının soy adını taşıyordum. Öz amcamın.. Kendi gerçek soyadımı henüz bilemiyordum. Evet , henüz. Allah'tan ümit kesilmezdi. 18 yıldır annem yerine koyduğum yengem derdi hep bana. Allah'tan ümidini kesme kuzum.
Londra da kendimi bildim bileli yengem, öz amcam ve kardeşim gibi gördüğüm Batu ile yaşıyordum. Taa ki amcam 2 yıl önce kalp krizinden ölene kadar.. Yengem Londra da bir buçuk yıl önce , ünlü türk bir iş adamı ile evlendi. Amcam Selimin öldüğü ve yengem Vedat Demir ile evlendiği için beni ve Batu'yu üzerine almaya çalışan Vedat Demir , bize canı(!) soy adını verememişti.
"Gece. Batu Bey girişte sizi bekliyor." Beni düşüncelerimden arındıran , hastanede çalışan hayriye ablaydı. 50 yaşlarında ve diğer çalışanlara göre en güler yüzlüsüydü.
Tekerlekli mavi bavulumu sürüklerken hayriye ablaya da gülümsemeye çalıştım. Aslında 50 yaşlarındaki birine 'abla' demem yerine 'teyze' demem gerekirdi. Hani anlarsınız ya , kibarlıktan..
2 aydır dört duvar arasında olduğum koridorlardan artık kendinize başka deli bulursunuz ehehe dermiş gibi güldüm. Evet sözde deli olduğum buradan geliyordu.
Koridorun sonundaki odanın önüne geldiğimde durdum. Her 2-3 haftada bir bu odaya giriş katından arakladığım anahtarla gelip ,karnımda bir kaç çizikle çıkardım.
"Gece!" Kafam aniden Batu ya döndü. 2 aydır yapamadığım şeyi yapıp gülümsedim. Belki gerçek kardeşim yoktu ama Batu bunları dolduruyordu.. Elimdeki bavulu hızlıca sürükleyip ona doğru koştum.. O da ters istikamete doğru, bana koşuyordu..
Sonunda buluştuğumuzda elimdeki bavul düştü ve Batunun güçlü kolları arasında havalandım.. Gülerek ellerimi saçlarında gezdirdim. Ayaklarım yere değdiğinde belimden tutup kendine bastırdı. "Özledim sıpa" gülüp kaşlarımı çattım..
"Sıpa mı? 1-2 ay önce doğdun diye benden 1 sene büyüksün be!" Gülüp benden ayrıldı.
"Kızım sende Mart'ta doğmasaydın!" Batu Aralıkta , bende Mart'ta doğmuştum. Hadi ama! 3 Ay.. Bir eliyle bavulumu sürükleyip, bir eliyle de beni kolunun altına almıştı..
"Eve gitmeden önce bir şeyler yapmak ister misin güzelim?" Eve gitmek istiyor musun? Desene. Size söylemeyi unuttum. Ne Batu ne de yengem benim neden delirdiğimi bilmiyorlardı. Batu basketbolda, yengemde toplantıya gittiğinde ben uykumdan uyandırılmış ve o nalet şey olmuştu. Vücudumda bir kaç kemer izleri vardı 2 ay öncesine kadar. Acısı değil de izleri gitmişti.
"Bilmem" koluyla beni daha çok sıkılaştırıp önümüzdeki cafeye doğru ilerletti . "Sana kahve ısmarlayayım?" Ah! Kahve mi!Hayatta sevdiğim tek şey acı bir kahveydi.
Cafenin girişindeki masalardan birine oturduk ve Batu ingilizce olarak garsonu çağırdı. Batu nun gözleri aşağılara kayınca baktığı yere doğru baktım. Çapkınlığı hala atamamıştı tabii . Gözükmeyen eteği ile garson kız geldiğinde Batu sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzayın Gecesi
Teen FictionOnlar sinirlenince kavga eden tipler değillerdi. Onlar her bir olayda , güçlerini boş bir arazide yarışarak gösteren üvey kardeşlerdı. ~Uzay ve Yağız~ "Seni Uzay'a yedirtmem güzelim"