Tek Varligim

30 2 2
                                    

Karti incelemeden cebime attim.Eve geldigimde annem yoktu hemen mahalledeki kadinlara sordum.Telaşlı bi şekilde her yerde beni aradığını öğrendim.Ah canim annem kim bilir nasıl korkmustu beni odamda bulamayınca.Ona haber vermem gerekirdi aptallık bendeydi.Telefonu elime alıp direk annemi aradım iki kere üç kere çalmıştı ama haber yoktu.Kulakları pek iyi isitmezdi ama bu kadar çalışada duymaması imkansizdi.Mahalle arasında tekerlekli sandalyemi sürerken bir yandan da annemi aramaya devam ediyordum.Ve en sonunda telefon açılmıştı.Ama karşımdaki ses anneme ait değildi.Arkada siren sesleri önde ise tiz bir kiz sesi bana;
-Beyefendi kiminle görüşüyorum?
-Pardon? Asıl ben kiminle görüşüyorum.Annem nerde?
-Beyefendi bu telefonun sahibi anneniz mi?
-Evet, dedim ürkek bir sesle. Bir şeylerin yolunda gitmediği her halinden belliydi.
-Anneniz düşmüş,düşmenin etkisi ile bayilmis,ambulansa aldık şimdi ise "Beykent Devlet Hastahanesi"ne götürüyoruz.
Telefonu hızla kapamistim.Beynimde şimşekler çakıyordu.Morali bozulunca tansiyonu duserdi.Bu benim sucumdu ve ona bir şey olursa ben kendimi asla affetmezdim.Mahalledekilerden de yardim alarak hastahaneye kısa surede gelmiştim. Acilde annemi bulamayinca deliye döndüm. Sekreter kıza dönerek bağırmaya basladim;
-Annem nerede!!
-Sakin olun ismi nedir?
-Zuhal Aktaş
-Beyefendi az once anneniz..
Sözünü ağzına tikamistim beynim acidan uyusmustu
-Anneme ne oldu!?
-Sakin olun annenizi az önce tomografiye indirdiler.Kafasini çok sert çarpmış ve bi sıkıntısı olup..
Dinlememistim. Annem yaşıyordu. Derin bir nefes alıp hızla sandalyemi karsimda duran asansöre sürdüm.Asansörü beklerken neredeyse saatler geçmiş gibi bunalmıştım. Asansor gelince direk -1 yazan tuşa basip beklemeye basladim.Asagi indigimde köşede duran sekreter kıza gidip tomografinin nerede olduğunu sordum parmağı ile tam karsi yi gösterdi.Acele ile teknisyen odasına girip "Zuhal Aktaş'in çekimi yapildi mi? Ben ogluyum." Teknisyen,hemsire ve icerideki doktor benim suratıma garip bir bakış atmışlardı daha sonra doktor ayaga kalkti ve yanıma geldi.
-Beyefendi Annenizin kanaması var.
-Pansuman yapın. Baskı yapın. Ne yapiliyorsa yapin.Kanamayi durdurun doktor bey.
-Aslında kanama bildiğiniz kanamalardan biraz farkli annenizin çekimlerini inceledim ve anneniz iç kanama geçiriyor ve bu durumda elimizden gelen tek sey acil ameliyat.
Gozlerim dolmuştu.Yüzümün sapsarı olduğuna yemin edebilirdim.Vucudum uyusmustu.Ağzımdan sadece "Ameliyata alın"cümlesi çıkabilmıştı. Bogazim yaniyordu.Annemi hizlica onumden sedye ile gecirdiklerinde kendimden gecmistim.Misil misil uyuyan o muydu? Benim melek annem miydi? Asansöre bindirdiler ve kapısı kapanmıştı. Daha fazla dayanamayacaktim.Ellerimle yüzümü kapayarak hickiriklara boguldum. Farkında değildim saatler geçmişti.Hava kararmış bile.Ben ise sandalyeme oturup çaresizce dua ediyordum.Gözlerinden damla damla yaşlar suzuluyordu.Asansor acildi ve bi adam asansörde çıktı.
-Zuhal Aktaş'in yakını? Diye seslenir seslenmez kafamı kaldırdım.Benim oldugumu anlamış olacak ki yanıma gelip gözlerimin içine baktı..

HAYALLERİMİN ENGELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin