Sarılmak

36 3 6
                                    

Sonunda kendimi yazacak kadar dolu hissetim. Öncelikle bu kitabı yazmam ve geliştirmem için bana destek ve özgüven veren MelikeKoca780  teşekkür ederim. Seni seviyorum ve bu bölümü sana adıyorum bitanem.
Keyifli okumalar

Onunla aylardır konuşmuyordum ve bu beni kahrediyordu. Ona bir mesaj yazıp birlikte olamayacağımızı açıklamam gereken boktan bir metin yazıp gönderdiğimde kendimden nefret etmiştim. Ondan ve yaşadıklarımızdan.
Bu doğru değildi.
Ona aşık olmam.
Onu sevmem.
Onu sevemezdim.
Ama sevmiştim?
Evet sevmiştim ve lanet olsun ki onu özlüyordum. Ama birlikte olamazdık. Tanrı buna kızardı. İsa buna kızardı. Onları kızdırmak istemiyordum. Sığındığım tek şey hristiyanlıktı. Hep derler ki birini anlamak için onun yaşadıklarını yaşaman gerekirmiş. Beni kimse anlamadı hep ben birilerini anlamak, ne kadar zorda olsa katlanmak, herşeye rağmen sabretmek zorunda kaldım. Mesela küçük yaşta babamın ölümünü... gitmesi gerektiğini Tanrı'nın onu sevdiği için yanına aldığını anlamak zorunda kaldım. Yada ortaokulda saçıma sakız yapıştırdıklarında yada beni ezik diye çağırdıklarında sabretmem gerektiği. Annemin beni ne kadar severse sevsin hiç bir zaman yanında olamamasına katlanmam gerektiğini... Bunlar canımı acıtmıyordu... Canımı asıl yakan şey bu hayatta kimsemin olmamasıydı. Öldüğüm zaman kimse için bir önem taşımayacaktım.
Benim için insanlar birer bulmacaydı. Onları çözmeden onlara ulaşamazdın. Ve ben bulmacaları çözmekten sıkılmıştım artık. Belkide kimse benim bulmacamı çözmeye çalışmadığındandı. Ama onu gördüğüm zaman, onunla olduğum zaman yalnız değildim. Bunu bilmek bana güç veriyordu. Beni çözmeye çalışıyordu. Ve bunu bilmek onun yanında olmak.  En güzel rüyamdı. Gerçeklerse o güzel rüyanın tam ortasında çalan alarm. O tünelin sonundaki ışık gibiydi benim için... Ama ya tünelin sonundaki ışık trenin farlarıysa? Korkuyordum... Ama ona yardım etmek istiyordum. Ve etmeliydim. Tanrı yardıma muhtaç olanlara yardım etmemizi söylerdi.
***
Evinin kapısını çaldığımda kapının arkasından sesi duyuldu:
- Sana şu evin lanet kirasını yarın vereceğimi söyledim.
- Benim diyerek titrek sesimi sakinleştirmeye çalışırken açılan kapının ardında elindeki bira şişesi yere düştü. Yutkundu. İçki kokuyordu.
- Evan diyerek fısıldadığımda dolan gözlerini bana çevirdi:
- Boktan halimi görmeyemi geldin?
- ...
- Yoksa bana tanrıyla ilgili ayetler mi okuyacaksın?
Kahkaha atarak ekledi:
- Merak etme içimde iblis felan yok.
- ...
- Konuşsana hristiyan kız?
Yutkundum gözleri koyulaşmış buruk gülümsemesinin ardındaki yardım isteyen çehresi bana dönüktü... Kararlı bir sesle fısıldadım:
- Sana yardım etmek istiyorum.

Sonra sıkıca sarıldım...
Sonra sıkıca sarıldı...
Sonra sıkıca sarıldık...

Siyah Ve MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin