Venüs

43 8 0
                                    

Ondan uzak durmak. Bir daha onun suratına bile bakmamak zorunda kalmak. Bu sudan uzak durmak gibi birşeydi. Tek farkı susuzluk bir süre sonra öldürürdü fakat aşk öldürmüyordu. Acı çekiyordun ve bu seni öldürmüyor süründürüyordu. Tanrı tüm merhametine rağmen sevmezdi şeytanı. Onlara şeytanın beden bulmuş hali derdi.
Haksız mıydı?
Yoksa haklı mıydı bu tutumunda peki?
Bilmiyordum. Haklı olmalıydı galiba.
Yastığıma daha sıkı sarılırken. Ona sarılışım ve beraber uyuduğumuz gece aklıma geldi.
İç çekerek gece lambasının yanındaki kitaba uzandım. Sayfalarını karıştırırken çıkan hışırtılar ve eski kitap kokusu. Beni biraz rahatlattı. Kapımın tık tıklanmasıyla yorganı başıma çekip uyuyormuş gibi yaptığımda annemin çalışma masama sıcak süt ve kurabiye koyduğunu görünce acıktığımı hissettim. Odamdan çıkınca masamdaki sütten bir yudum aldım ve kurabiyeleri atıştırmaya başladım. Küçüklükten beri yaptığı tarçınlı kurabiyeler benim en sevdiğim atıştırmalıktı. Okul, dönem tatiline girmişti. Birkaç haftalık bu tatil oldukça sıkıcı geçerdi benim için. Kurabiyelerimi atıştırdıktan sonra tepsinin üstünde duran küçük not dikkatimi çekti. Notu açtığımda annemin  salonda bir kutunun beni beklediğini ve  kutuyu açmamı söylediği yazıyordu.
Hafif bir heyecan duymuştum.
Koşarak alt kata indiğim zaman annemin yüzündeki tebessüm beni iyice meraklandırmıştı. Çok mutlu olacaksın birtanem diyerek aniden bana sarıldığında kendimi biraz garip hissettim. Bir kaç aydır iyi değildim. Anneme hiçbir şeyden bahsetmemiştim. Zaten o iğrenç yaratık tamda o gün kafasına sıkarak intihar etmiş ve olay kapanmak zorunda kalmıştı. Annem bu zamanaları ergenlik sorunu sanıyordu galiba. 20 yaşında biri ne kadar ergense artık. Meraklı görünüp annemi mutlu etmek için kutuyu neşeyle inceledim. Kutu çok büyüktü. Anneme tebessüm edip açtığımdaysa tatlı ve mavi gözlü gri bir kedi sepette uyuyordu. O an tüm neşem suratımda sanki bir cam gibi parçalandı ve gri kedi kafası gözümün önüne gelmişti ve galiba kusacaktım. Hızla tuvalete girdim ve kusmaya başladım. Kusmam bittiğinde gözlerimden düşen göz yaşlarına engel olamıyor. Elllerimde söndürülen sigaranın acısını tekrar hissediyordum. O adamın kahkahasını tekrar duyuyor ve o an ki çaresizliğimi tekrar anımsıyordum. Ve ben o olayı tekrar yaşıyordum.
Yorulmuş bir şekilde yere çöktüm. Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımdan aşağı süzülüyordu. Annem panikle kapıya vurunca seslendim:
- İyiyim anne sadece midem bulandı. Geliyorum diyerek en iyi sesimle konuştum.
- Pekala tatlım diyerek cevap verdiğinde bir şey farketmediğini anladım ve rahatladım. Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim ve gülümsedim. Gülümsemem ciddileşince yutkundum:
- Sensiz yapabilirim Evan sensiz yapabilirim. Bu başıma gelenler senin yüzündedi. Sen bana iyi gelmiyorsun. Aksine sadece uyuşturuyorsun beni. Ve senden ayrıldığımda tekrar hissediyorum acıyı. Ve herkes bilir ki uyuşturucular. Sadece uyuşturmakla kalmaz. Acı verir. Canını yakar.
Tenimin rengi normale dönerken tuvaletten çıktım. Salona gittiğimde. annem kedinin başını okşuyordu. Bana döndüğünde:
- Kedileri sevdiğini sanıyordum. Diyerek gülümsedi.
Titreyen sesimi yansıtmamaya çalışarak cevapladım:
- Hayır onları seviyorum anne diyerek gözlerimi kaçırdığımda
- Pekala ben işe gidiyorum tatlım biliyorsun patron geç kalmamı istemez, diyerek salondan çıktığında.
Göz ucuyla kediye bakıyordum. Midem artık bulanmıyordu. Kediye attığım bu gıcık bakışlar galiba onu rahatsız etmişti.
- Sadece bir olay yaşadım yoksa kedileri seviyorum diyerek tebessümle onu kucağıma aldım. Ve kulağına fısıldadım:
- Bugünden sonra seni sonsuza kadar koruyacağım Venüs. Sen  artık benim en yakın arkadaşımsın sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim diyerek başını okşadım ve kollarımda uyumasını izledim.

Kapının çalınmasıyla yerimden kalktığımda kedimde peşimde dolandı. Kapıyı açtığımda onlardan birini gördüğümü anladım. Gözleri önce beni süzdü sonra kedime takıldı. Tüylerim diken diken olurken fısıldadı:
- Sana vereceğim bir şey var Zoey.

Siyah Ve MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin