5.Bölüm|"Dostluk"

156 8 4
                                    

Bazılarımız dayanmanın bizi güçlü kıldığını zanneder.Ama bazen bizi güçlü yapan bırakmaktır.

-Hermann Hesse

*

~Nisa

Arabadan indikten sonra amaçsızca etrafıma bakındım.Bu kadar erken saatte -9'da- benim burda ne işim vardı?

Ah,abim saolsun.

Kolumdaki saate baktığımda dersimin başlamasına bir buçuk saat olduğunu gördüm.Ayakta dikilmenin bir anlamı olmadığı için kantine doğru yürümeye başladım.Bir yandan da çantamdan telefonumu çıkartıp Sedaya mesaj yazmaya çalışıyordum.

Kime:Seda

Günaydın.Kantindeyim,sen nerdesin?

Boş masalardan birine geçip oturdum.Benim gibi erken gelen birkaç öğrenci dışında kantin boş sayılırdı.Telefonumu masanın üzerine bırakıp sandalyemde geriye yaslandım.

Hadi ama,sabahın bu saatinde gazlı içecek içmenin mantığı ne? Ben bu saatte zorla kahvaltı yapıyorum,aslında yapıyor gibi oluyorum ama sen,gazlı içecek içiyorsun.Yapma kardeşim,biz insanlar- Bir dakika ya ben niye buna takıldım şimdi?

Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım.Dün geceden kalma yol yorgunluğu,geç uyuyup erken kalkmam nedeniyle kendimi yorgun ve halsiz hissediyordum.Telefonumun mesaj sesi ile sandalyemde doğrulup telefonumu elime aldım.Ekran kilidini açıp gelen mesaja tıkladım.

Kimden:Seda

Vayy,erkenciyiz.Kütüphaneye gidicektim,bekle yanına geliyorum.

Kime:Seda

Gelirken kahve al,daha ayılamadım :(

Kimden:Seda

Oldu canım,başka?

Gülümseyip telefonumu tekrar masaya bıraktım.Benim bildiğim Seda o kahveyi alırdı ama bir dahaki kahveyi bana aldırttırırdı.Huyumuz böyleydi.

Kafamı çevirip uzaktan görünen yolu izlemeye başladım.Aradan geçen kısa zaman sonrasında masaya konulan kahve ile bakışlarımı karşıma oturan Sedaya çevirdim.

Giydiği basit bir tişörtle bile kendini belli eden bir çekiciliği vardı.Omuzlarından birazcık aşağıda olan sarı saçlarını doğal hali ile açık bırakmış,hafif bir makyajla yüzünü renklendirmişti.

Tek kaşını kaldırıp, "Bu saatte okuldasın,ne iş?" dedi.

Kahvemden bir yudum alıp arkama yaslandım.

"Abim desem,yeterli olur mu?"

"Ah,tabiiki."deyip elini masanın üzerinde öylesine salladığında ikimizde güldük.

"Sende erkencisin,hayırdır?" Gülümsemesi yüzünde solarken yerinde dikleşti.

"Şey..ben..ee..Kütüphaneye uğramam gerekiyordu,o yüzden erken geldim."

Normal davranmaya çalışması ona daha dikkatli bakmama neden oluyordu.Gözlerini sürekli benden kaçırması da benden bir şeyler sakladığını garantilemişti.Bunun altında vardı bir iş ama hadi hayırlısı.Zamanı gelince zaten öğrenirdik,bizden bir şey saklayacak hali yoktu ya?

Yerinde rahatsızca kıpırdanması ile konuyu değiştirme gereği duydum.

"Bizimkiler ne zaman gelir acaba?"

KAYBOLAN YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin