9.Bölüm|"Karar"

48 2 2
                                    

Zorluklar dostları ölçmek için en iyi tartıdır.

-Plutarkhos

*

~Nisa

İnsanoğlunun doğru kelimeleri biraraya getiripte bir cümle kuramadığı zamanlar vardır. Söylemek istersin ama kelimeler birbiri ardına dilinin ucuna takılır. Onları dışarı çıkartıp özgür bırakamayız. Dilimizin ucundada kalmasına izin vermeyiz. Yutkunduğumuz zaman dilimizin ucuna bir bir gelen kelimeler boğazımıza takılır ve orada birikerek bir yumru halini alır. Asıl meselede orada zaten. Ne aşağı ne yukarı. Olduğu yerde tıkanıp kalır ve bizi zorlar.

Şimdi şu masada otururken aynı şeyi hepimiz yaşıyorduk. En başından bütün meseleyi Umut'a anlattıktan sonra hepimiz sessizliğe sığınmıştık. Uzadıkça uzayan sessizliğe birbirimize attığımız tereddüt ve endişe barındıran kaçamak bakışlarımız eşlik ediyordu. Yanımda oturduğu için Umut'un yüzünü tam olarak göremesemde dirseklerini masaya dayamış ve yandan gördüğüm kadarıyla gözlerini masadaki ellerine dikmiş,düşünüyordu.

Aleyna daha fazla dayanamadı ve masaya eğildikten sonra sadece bizim duyacağımız şekilde konuştu. "Durum bu, ne yapmamız gerekiyor ki?"

"Polise gitsek?" Mert araya girdiğinde Seda yanımda diklenip kafasını hızlı hızlı iki yana salladı.

"Polise gidemeyiz."

"Neden?" Umut'un sorusuna cevap Tolgadan geldi.

"Tehdit ediyor."

Umut omuzlarını kaldırıp yüzünde anlamamış bir ifadeyle, "Neyle tehdit ediyor?" dedi. Elimi enseme götürüp cevap verdim.

"Öldürmekle."

"Ne?"

Umut öyle bir ne dediki yerimde sıçradığıma yemin edebilirdim. "Ne demek öldürmekle tehdit ediyor. Polis bunu içeri tıkınca nasıl öldürecek?" Öyle bir tonlamayla bunu demişti ki; konudan haberi olmayan biri duysa bile o kişiden tiksinirdi.

"Dediğim gibi normal takıntılı bir sapık değil. Pis işlere bulaşmış. Etrafında değişik tipte tehlikeli adamlar var," Kollarını etrafına sarıp korku dolu sesiyle devam etti. "Belinde silah taşıyor."

Aleyna kolunu Sedanın koluna dolarken mantıklı bir açıklama yaptı. "Hem diyelim polise gittik, şikayet ettik. Ne yapabilirler ki? Şu an elimizde fiziksel olarak hiçbir hasar yok. Mesajlar için bir yalan uydurması zor olmaz, öyle değil mi? En fazla sorgusunu alır bir iki gün gözaltı sonra hoop dışarı."

Boğazımı temizleyip gözlerimi masadaki bardağımdan ayırmadan devam ettim. "İşin kötü tarafı; biz şikayet edip onu içeri alsalar bile bu manyağın dışarda adamları vardır." Ben durakladığımda Mert devam etti. "Böyle bir adamın arkasıda sağlam olacağına göre onu şikayet etmemiz bizim zararımıza. Fazladan düşmana hiç gerek yok, bence."

Tolga elleriyle yüzünü kapatıp derin bir nefes aldı. "Ne yapacağız peki?"

Asıl meselede bu idi.

Ne yapacağız?

En yakın arkadaşımızın peşinde ne olduğu belli olmayan bir sapık vardı ve bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Polise bile gidemiyorduk.

"Seda, sen nerede kalıyorsun? Yani ailen ile birlikte mi, yoksa yurtta mı?"

Gözlerimi soruyu soran Umuttan çok yavaş bir şekilde Sedaya çevirirken yutkunamadığımı farkettim. Sedanın gözleri bir an dalsada kendini toparladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYBOLAN YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin