Tony ve Emma, Üç Süpürge'ye girip balkabağısularını aldılar. Scor ve Rosie'den uzakta bir masaya oturmuşlardı. Tony ile başbaşa kalabilmesi bir yana, Rose ve Scor yalnızlardı. Biz gelene kadar birbirlerini yememişlerse, biraz daha gitmesek uslu uslu anlaşmaya devam ederler diye düşündü Emma. Bazen görünmeyen kötü büyücü ruhları, Scorpius'u iksir ile aşık edivermesini söylüyordu. İki zıt ailenin çocukları yanyana gayet yakışıyordu. Bu imkansız bir şeydi belki. Sarışın beyefendimiz, Havuç Kızımız için belki biraz fazla kötü çocuktu ki Havuç Kız'ın kötü çocuk anlayışından kastı kitap okuma sayısıydı.
İkisini boşverip bir de kendi haline baktı. Aralarında ne olacağı ya da ne olduğu belli olmayan Tony, bu gece onunla partner olmak için söz istemiş ve saç rengini bu gece için değiştirmişti. Ondaki bu ufak değişim fazlasıyla belli oluyordu. En azından Emma'nın anlaması zor olmazdı.
Bunları düşünürken onun gözlerinin içine bakıyordu, o da Emma'nın. Bugün için dualarını en son saniyesine kadar etmişti Emma.
Tony ile yakınlaşmak için dua etmişti.
Aynı duayı iç sesi sürekli tekrar ediyordu ama o ana dek elde ettiği tek şey bu uzun bakışma olmuştu. Kız dayanamayarak konuşmak için dudaklarını aralamaya çalıştı ama sanki ikisi birbirine tutulmuş, ayrılmamaya sözlenmişlerdi. Kendi dudakları için iyi bir benzetme yapamayacak kadar aklı yerinde değildi!
İçeceğini alarak dudaklarını araladı ve kuruyan boğazını rahatlattı. İçindeki his karma karışıktı. Sanki iyi bir şeyler onları bekliyormuş gibi ve kötü olan bir başka haber sanki günlerini bozacak gibi.
Buna aldırmadan Tony'ye gülümsedi ve kendi karşılığını da mükemmellerinden aldı.
"Bana şizofrenmişim gibi davrandığın zamanlar... Canımı yakıyor." diye başladı konuşmaya. Sesini normal tonda tutabilmesine sevinerek devam etmeden önce kısa bir nefes aldı.
"Senden ne zamandan beri hoşlandığımı bilmeyen yok. Bense bunu gelip yüzüne söylemedim. Çünkü ben sana karşı cesur bir Gryffindor olamıyorum. Belki başkasına farklıdır. Anneme odamı toplamayacağımı bağırmam gibi değil. Çok... başka. Sadece bir kez beni öpmeni istedim her zaman ve sen bunu bana verdin. Hayatımda yaşayabileceğim en karmaşık duygu patlaması yaşadım belki. Mutlu oldum, heyecanlandım, ağlamak istedim, şaşırdım... gitmenden sonra sinirlendim, nefret ettim. Tokadın acısı için mi buradayım sence, Ryder? Tabii ki; hayır! İstediğim biraz seninle vakit geçirmek, yakınlaşmaktı. Geldiğimiz andan beri sadece etraftakilere selam veriyoruz." derken, Tony susması için elini kaldırdı.
"Seni susturuyor. Çünkü aptalın tekisin, konuşmamalıydın. Senin gibi birinin aşkı bile görünmüyor!" diye Emma'yı azarlıyordu iç sesi.
Belki o bile haklıydı. Aniden gelen dürtülere uymamalıydı. Fakat sonunda sinirlenmemesi elde değildi. Yürürken gördükleri herkese selam vermişlerdi. Teker teker. Merlin aşkına... Teker teker! Kız iyice sinirlenmeye başlarken, Tony'nin ona gülümsediğini gördü.
Emma'nın düşüncelerine uzak bir şekilde "En güzel selamımı en sona sakladım." dedi Tony.
Bunun anlamını tamamiyle çözememişti kız. Etraftaki herkese selam vermesi bir kere imkansızdı. Kendini klonlayamazdı ya!
Sözlerin gittiği tek anlam; Emma'yı biriyle tanıştıracaktı.
Muggle ailesinden kimse olamazdı. Hogsmeade'e gelen sıradan insanların kaybolma riski cadı/büyücülere göre daha rahattı.
"Bence her kimse artık ona selam verme zamanın gelmiştir. İnsanları fazla bekletmemelisin."
Tony ayağa kalkarak avuç içi tavana bakacak şekilde kıza elini uzattı ve "O halde beni takip et." dedi. Buna dayanamayan kız önce şaka sanıp bir kaç saniye bakakaldı. Çocuk kaşlarını kaldırarak hadi derken elini tuttu ve onu takip etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Varis
FanfictionScorpius Malfoy, kötü birisi olmadığına bu kadar eminken, Rose Weasley ile aynı gün gördüğü fakat birbirinden tamamen farklı olan rüyalar ikisininde kafasından hiç çıkmaz. Rose'un rüyası tamamen masumken Scorpius'un rüyası tüm büyücülük dünyasını et...