Gözleri hala kapalıydı kızın. İçten içe eriyordu. Scorpius'un bu ani değişimi karşısında şaşkınlığı her saniye artarken korkuyordu gözlerini açmaya. Sanki karşısındaki Scorpius Malfoy değil de, başka bir adam gibiydi ve gözlerini açınca uçup kaybolacakmış gibi hissediyordu. Tüm cesaretiyle açtı gözlerini ve baktı grilere. Tüm midesi alt üst olurken sadece bakışları bile başını döndürüyordu. Oracıkta bayılacak gibiydi.
Ondan hala nefret ettiği, sadece aklına koyduğu için öptüğünü söylemesi yine de Rose için büyük bir umut olmuştu.
Yeni bir cesaretle titreyen elini Scorpius'un yanağına koydu. Çocuk tepki vermeyip ifadesizce bakarken ne düşündüğünü çok merak ediyordu. Rose eriyordu çünkü. Kalbinin çıkması an meselesiydi. O gece yanında geçirdiği son gece olacaksa eğer her şeyi göze alacaktı. Kuruyan dudaklarını ıslatıp yutkundu Rose.
"Benim de... benim de bir isteğimi yerine getirir misin, Scorpius?" dedi.
Scorpius ifadesiz ve soğuk bir şekilde bakarken çok çekici gözüküyordu. Rose onu herhaliyle sevmeye başlıyordu. Aniden değişimi bozulmaması için yalvarıyordu bakışlarıyla.
"Ne istiyorsun, Weasley?" dedi çekici sesiyle.
"Bu gece beraber uyumak istiyorum seninle. Bu duyguyu yaşamadan ölmek istemiyorum. Madem artık biliyorsun sevdiğimi, lütfen beni bu gecenin hatrına üzme."
Scorpius duraksadı bir süre. Düşünüyordu. Saniyeler yıllar gibi gelirken aniden ayağa kalkıp elini Rose'a uzattı.
Merlin'in cübbesi adına...
Kendine uzatılan eli geri çevirmeden tuttu ve onu ayağa kalktı. Scorpius, elini bırakmadan yatağa gidip yorganı açtı. İkisi de ayakkabılarını çıkarttıktan sonra yatağa girdiler ve konuşmuyorlardı. Griler hala ifadesizdi. Rose'a döndü ve gözlerini gözlerine kilitledi. Bu gizemli çocuğun önünde parçalara ayrılıp milyonlarca kez erirken elini yeniden koydu Scorpius'un yanağına. Yüzünü inceledi.
Yüzünde ufak bir pürüz bile yoktu. Teni yumuşacıktı. Bir an ona sakalın ne kadar çok yakışacağını düşündü Rose. Gerçi o her haliyle kusursuzdu. Beraber olmak için tüm sihir güçlerinden vazgeçip asasını kırabilecek cadıların kıskanacağı şekildeydi şu an.
Rose yine merakına yenildi ve "Ne düşünüyorsun?" diye sordu. Scorpius dirseklerine dayanarak doğruldu ve Rose'un dudaklarına eğildi yeniden.
Merlin'in yüce asası...
Scorpius'u öpmek harikaydı, Scorpius tarafından öpülmek muhteşemdi. Scorpius'un ikinci defa öpmesi ise her şeyin ötesindeydi. Dünya sanki durmuş gibiydi. Tam Rose ellerini onun saçlarına götürüp karşılık vermek isterken Scorpius geriye çekildi ve yattı yanına.
"Arkanı dön." dedi emir verici tavrıyla.
Pekala bu haliyle yeni tanışıyordu. Kusursuz sesi kalbini milyonuncu kez sıkıştırırken Rose üstüne yorganı çekip arkasına döndüğünde Scorpius sarıldı beline ve onu kendine çekti. Boynuna bir öpücük kondurdu.
"İyi geceler, Rosie."
İşte şimdi huzurla uyuyabilirdi. Gözlerini kapayıp gecenin karanlığına bıraktı kendini.
Sabah başucunda oturan birisi Rose'un saçlarını okşuyordu. Anlayamadı ne olduğunu. Alnına konan bir öpücükle açtı gözlerini. Grilerin ifadesiz halini gördü bir kez daha. Sabah ilk gördüğü şey oyken gülümsemesi pes ederek kendini ele vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Varis
FanfictionScorpius Malfoy, kötü birisi olmadığına bu kadar eminken, Rose Weasley ile aynı gün gördüğü fakat birbirinden tamamen farklı olan rüyalar ikisininde kafasından hiç çıkmaz. Rose'un rüyası tamamen masumken Scorpius'un rüyası tüm büyücülük dünyasını et...