Küçük Efe

103 5 6
                                    

Yedi yaşındaydı Efe. Habersizdi geleceğinden. Habersizdi yaşayacağı olaydan. Polis olmak istiyordu. Gelecekte polislere düşman olacağını bilmeden. Her zamanki vaktinde bırakmıştı servis şoförü amcası onu evine.

Boyu yetmemişti Efe'nin her zaman ki gibi kapı ziline. Vurmuştu kapıya küçük elleri ile. Açmamıştı kimse kapıyı. Oysaki bilirdi Efe, annesi hemen açardı kapıyı. Bilirdi annesi o küçücük kapı sesinin Efe'ye ait olduğunu, kapıda bırakmazdı Efe'yi.

Biraz daha vurdu kapıya Efe. Elleri acımıştı ama önemli değildi. Sonra kapının açık olduğunu fark etti. Girdi içeri. Seslendi annesine küçük sesiyle.
" Anne" diye dolaştı evin içinde, küçük gözleriyle bakındı etrafına yoktu annesi.

Annesinin odasında bir ses duydu küçük kulakları. Küçük adımlarıyla olabildiğince hızlı gitti annesinin odasına. Zorda olsa açtı kapıyı. Ama yoktu annesi.

Cam açık kalmıştı. Perde masanın üstündeki süs eşyasının sallanmasına sebep oluyordu. Büktü küçük dudaklarını, dışarı çıktı. Ayşe teyzesi geldi aklına. Annesi severdi Ayşe teyzesini. Büyük bir sevinç sardı küçük yüreğini.

Kapı komşusu Ayşe teyzeye gitti. Efe çaldı usulca kapıyı. Açtı kapıyı Ayşe teyzesi o güzel gülümsemesiyle.
Efe annesini sordu Ayşe teyzesine. Kadın en son sabah görmüştü Esma'yı. Kocası vardı yanında birlikte çıkmışlardı. Bir şey dememişti Esma kadına.

Diz çöktü Efe'nin yanına avuçları arasına aldı küçücük yüzünü.
"Sabah gördüm" dedi. "Baban yanındaydı birlikte bir yere gittiler herhalde."

Efe şaşırdı. Yoktu ki Efe'nin babası annesi yok demişti ona. Leylekler onu bırakırken babası yanında olmamıştı. Annesi vardı onun sadece. Onu çok seven bir annesi. Diyemedi ama küçük Efe, aklı ermedi böyle işlere. Sustu önce sonra Üzgün üzgün baktı Ayşe teyzesinin yüzüne. Açım dedi küçük sesiyle. Acıkmıştı da Efe.

Aldı onu Ayşe teyzesi evine. Yemek yedirdi küçük Efe'ye. Annesini aradı kadın. Uzunca çaldı telefon. Bir adam açtı en sonunda.

"Ne arıyorsun?" dedi adam bağırıyordu kadına.

Şaşırdı kadın Esma diyebildi bir tek.
Adam daha da bağırdı." Yok, Esma" dedi "Öldü" dedi "Aramayın bir daha"deyip kapadı telefonu. Donup kaldı Ayşe teyzesi efenin. Efe sordu neydeymiş annem diye.

Bilemedi kadın ne diyeceğini.
"Annen gitmiş" dedi Ayşe teyzesi efeye. "Gelmeyecekmiş" dedi.

Efe bilemedi ne düşünsün. Annesi de babası gibi bırakmıştı Efe'yi. Polisi aradı Ayşe teyzesi anlattı herşeyi polislere. Sonrası sisliydi Efe için. Polis amcaları gelmişti eve. Sorular sormuşlardı ona ama bilmiyordu ki Efe cevapları. Bilse söylemez miydi?

Öğretmeni hep bildiği şeyleri sorardı. Hemen cevap verirdi Efe. Ama polis amcaları kolay sormamışlardı ki...
Gitti polis amcaları gelmediler bir daha. Ayşe teyzesi bakmıştı Efe'ye. Çok sevmişti onu.

Aradan günler geçmişti ki geldi polis amcaları. Bulmuşlardı annesini ama öldü demişlerdi. Ölmek neydi ki bilmiyordu Efe. Dinlemişti onları öylece.

Yakalamıştı polis amcaları annesini öldüren adamı. Dinledi dinlemesine ama anlamadı küçük aklı efenin. Burada kalamaz demişlerdi polis amcaları.

Ayşe teyzesi bakmak istiyorum demişti. Olmaz demişlerdi. O artık devletin himayesinde demişlerdi. Küçük bir damla yaş düştü gözlerinden Efe'nin. Gitmek istemiyordu. Seviyordu Ayşe teyzesini. Tuttu sıkıca eteğinden Ayşe teyzesinin.

Baktı kadın küçücük çocuğa. Ağlıyordu efe. Annesi gittiğinden beri ilk defa ağlamıştı. Yandı kadının içi, sardı sıkıca efenin küçük bedeni.

"Ağlama" dedi kendisi de ağlarken.
" Seni her zaman görmeye geleceğim, ağlama olur mu? Annen üzülür, üzme anneni."

Sustu Efe, çekti küçük burnunu annesini üzmemeliydi. Hiçte üzmemişti. Biliyordu, annesi zaten hep üzgündü. Karşı çıkmamıştı Efe hiç annesine. Ağlamadı Efe nerden bilirdi ki o günden sonra ağlamayı unutacağını.

Tamam dedi. Tuttu polis amcalarının elini götürdükleri yere gitti. Karakola götürmüşlerdi polis amcaları onu, bir odada bırakmışlardı. Sıkılmıştı Efe beklemekten. Çıkmıştı o odadan, dolaşmıştı koridorları. Kimse bir şey dememişti Efe'ye.

Bir adamın sesini duydu, korktu önce. Sonra bakındı etrafına, bir odadan geliyordu ses. Kapıya kadar gitti Efe, dayadı küçük kulaklarını kapıya.
Soruyordu polis amcası "Esma Engin'i neden öldürdün?"

Annesiydi Esma Engin. Daha da dikkatli dinledi Efe.

"Sıkıldım" dedi karşıdaki adam. "İnlemeleri zevk vermiyordu artık. İşime yaramadı kestim boğazını." Dedi adam güldü ardından.

Efe o gün anlamamıştı.
Bilmiyordu da bu sözlerin ilerde kulaklarında çınlayacağını.
Bilmiyordu Efe şimdi yüzünü bile görmediği adamı ilerde aramaya çıkacağını.

Elinde ki tek şeyin şu anda duyduğu iğrenç ses olacağını bilemedi Efe.
Bilseydi beklemez miydi orada, yüzünü görmek istemez miydi adamın? Ama korktu Efe kaçtı oradan. Annesini öldürmüştü o adam ya Efe'yi de öldürseydi. Çırpınmaya başladı yüreği korkudan. İlk gördüğü polis amcasının yanına gitti. Korkuyla sokuldu polis amcasının yanına.

Tanıyordu adam bu küçük çocuğu. Üzülmüştü de onun için.
Annesini sarhoş bir adam öldürmüştü. Önce tecavüz etmişti defalarca sonra sıkılmıştı. Utanmadan öldürdüm demişti. Adamda onu öldürmek istemişti. Ama yapamazdı, tek tesellisi adaletin ona hak ettiği cezayı verecek olmasıydı.

Aldı küçük çocuğu. Götürdü Baş komiserin odasına. Orda müdire annesi bekliyordu Efe'yi. Efe korkuyordu herşeyden. Fark etmişti bunu yetimhanenin kadın müdürü. Biliyordu hikâyeyi baştan sona, ayrı sevmişti Efe'yi. Oda artık onun evlatlarından biriydi. Sevgisini vereceği yeni çocuğuydu.

Şefkatle inceledi Efe'yi. Yanına çağırdı. Korktu Efe gitmedi. Güvenmişti polis amcasına, bırakmak istemedi.
Kalktı yerinden kadın yavaşça, yanına çömeldi Efen'in tuttu ellerini. Yüzüne baktı. Ama bakmadı Efe kadının yüzüne. Hem korkuyordu hem çekiniyordu.

"Merhaba." dedi kadın "Ben senin yeni annenim. Yeni kardeşlerinle tanışmak istemez misin?"

Şaşırdı Efe onun başka annesi var mıydı ki ?

" Hayır." dedi "Benim bir tane annem vardı oda öldü." Kadın üzüldü. Daha da sarmalamak istedi onu." Evet, biliyorum Efe. Ben senin ikinci annenim, beni annen olarak kabul edemez misin?"

Efe düşündü küçük aklıyla, neden olmasındı ki hem annesi kızmazdı. Annesi yabancılarla konuşma demişti annenle konuşma dememişti ki.

Hafifçe kafasını salladı efe." Tamam" dedi. Sonrada merakla "Kaç kardeşim var?" diye sordu. Kadın mutluluğun da verdiği neşeyle ufak bir kahkaha attı. "Senden başka 87 tane var" dedi.
Şaşırdı küçük Efe ne kadarda çok kardeşi vardı. Heyecan sardı kalbini Efe'nin. Tanışmak istiyordu yeni kardeşleriyle. Mutlu olacaktı Efe.

Annesi de onu cennetten görüp sevinecekti. Üzülmeyecekti annesi.
Kocaman gülümseyerek tuttu yeni annesinin elini. Çıktılar birlikte karakoldan. Yeni evine doğru yol aldı Efe. Kalbindeki sevinçle, hüzünle yeni hayatına hoş geldin dedi.

Bi'ZebanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin