BEŞ YIL SONRA
Bir adım...
Ruhumun elem verici çığlıklarını taşıyordu...
Bir adım...
Uzuvlarımın hissiyatını kısıtlamıştı...
Bir adım...
Doğduğum anda sömürülen duygularımı geri almak için çabalıyordu...
Ve bir adım daha...
Beni ya cennete götürüyordu ya da cehenneme...
Araf yoktu benim için. Ama bilinmezlikler de çoktu hayatımda. Hissiyatımın yok olmaması için kendim ile savaş içerisindeydim. Ne tarafa bakacağımı artık doğru düzgün kestiremiyordu aklım. Sadece düz ilerliyordum bu yeni hayatımda...
Yeni hayat...
Benim için alışılmış olan iki kelime...
Her şeyin başlangıcını ifade eden iki kelime...
Ve bu iki kelime benim hayatımda her daim olacaktı farkındaydım ama böyle olacağını hiçbir zaman tahmin edememiştim.
Doğduğum anda yeni bir hayata başlamıştım.
Ebeveynim olacak kişiler beni bıraktığında yeni bir hayata başlamıştım.
Yetimhaneye beni verdiklerinde yeni bir hayata başlamıştım.
Yetimhanede iken yeni bir hayata başlamıştım.
Yetimhaneden alındığımda yeni bir hayata başlamıştım.
O adi herif bana saldırdığında yeni bir hayata başlamıştım!
Ve o hastane de ise daha da yeni bir hayata başlamıştım.
Dönüm noktam olabilecek yeni bir hayata adımlarımı atmıştım.
Yepyeni bir hayata...
Siyah babetlerimle merdivenlerden çıkarken bir yandan da kolumdaki çantanın sapını sıkmakla meşguldüm. Heyecanımın verdiği stresle kalbimin atış seslerini hissedebiliyordum ve bu durum bana daha da kötü hissettiriyordu. Yanımdan geçen insanların garip bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Ama umurumda olduğu söylenemezdi.
Merdivenlerin sonuna geldiğimde Halis Bey'in odasına yöneldim hemen. Daha önce buraya bir kere gelmiştim ve bu yüzden odasının nerede olduğunu biliyordum. Uzun koridorda ilerlemeye başladığımda başımı dik tuttum bu sefer.Başım ve omuzlarım dikti. Özgüvenimi kimsenin sarsmasına izin vermeyecektim. Bu işe nasıl başlıyorsam öyle de bitirecektim.
Koridordan sağa döndüğümde Halis Bey'in odasının tam önündeydim. Kapının yanında asılı duran şeyde Üst Düzey Yönetici Halis Demir ismini gördüğümde yanlış gelmemiş olduğum tescillendi. Kapıyı bir kere tıklattığımda içeriden "Gel" sesini duymam üzerine kapının kulpunu kavradım ve açtım.
Adımımı içeriye attıktan sonra kapıyı tam kapatmadan biraz aralık bıraktım ve Halis Bey'in masasının önüne ilerledim. Halis Beye baktığımda o da penceresini açıyordu ve bu durum dudaklarımın hafif ve buruk bir şekilde kıvrılmasına yol açmıştı.
Saçları gün geçtikçe daha kırlaşmıştı ve içinde tek tük siyahlıklar bulunuyordu. Yüzünün hafif kırışmış olması ise yılların yaşattığı zorluklarını kanıtlamak ister gibiydi. Bana doğru gelen Halis Bey'e gülümseyip elini öpüp alnıma koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR İLMEK AŞK
General FictionAdam öfkelendi. Kadın sustu... Adam bağırdı. Kadın parçalandı... Ve adam gitti. Kadın öldü... *** "Gerçekten isminin hakkını veriyorsun." Elini genç kadının saçlarında dolaştırdı. Ilk defa dokunuyordu bu sırma saçlara ve önceden dokunmadığı için ken...