Metroyu beklerken çantamdan kuşu çıkardım. Bi süre ona baktım. Neden bu kuşun bende olduğunu unutmuştum. Onu bulma ümidim asıl amacımdan epeyce uzaklaştırmıştı beni. Elimdeki ufak oyuncak acaba ne kuşuydu? Ne kuşu olduğunu bulmak biraz zor olacaktı. Çünkü diğer kuşların aksine çok değişik bir görüntüsü vardı. Renkli ve kısa kanatlar mavi bir gaga ve ufacık ayakları vardı. Kafamı kuştan kaldırıp etrafıma baktım. Sabah uykusuyla ayakta zor duran bikaç insan duruyordu.Ne kuşu olduğunu onlara sormak aklıma geldi. Önce yaşlı bir teyzeye yaklaşarak elimdeki kuşu gösterip bi fikri olup olmadığını sordum. Teyze asık bi suratla kuşları sevmediğini ve elimdekinin de ne kuşu olduğunun umrunda olmadığını söyleyip oradan uzaklaştı. Çok şaşırmıştım. İnsanlar nasıl bu kadar vicdansız olabiliyorlardı. Ufak bir kuş ne yapmış olabilirdi ki onlardan nefret etmişti. Arkamı dönüp metrodan uzaklaştım. İnsanlara sorma fikri artık mantıklı gelmiyordu.Biraz sessizce yürüdüm.Umudumu yavaş yavaş kaybediyordum. Onu asla bulamayacaktım. Bu yüzden ne kuşu olduğunu öğrenmeme gerek yok diye düşünüp oyuncağı çantama koydum. Artık işede gitmiyordum.Yaptığım bütün rutin işleri bırakıp kendimi kuşa ve ona odakladığımı farketmiştim. Sosyal hayattan tamamen uzak biri olup çıkmıştım. Tuhaf olan şey ise halimden şikayetçi değildim. Belkide yıllardır aradığım hayat buydu. Sorumluluk,iş,evraklar...Bunlar bana göre şeyler değildi. Derin bir nefes alarak yanımdaki denizin temiz havasını iyice içime çektim ve önümdeki banka oturup denizin kusursuz güzelliğini seyretmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kovan Kuşu
RomanceUmudunu, her sabah daha iyi olacak diye kalkıp,her gece daha beter yatarken kaybeden bir kızın hikayesi..