Belkide birgün onunla birlikte bu bankta beraber denizi seyredecektik. Hayali bile güzeldi bazı şeylerin.Asla aşık olmam derken bana aşkı öğreten adam acaba şuan neredeydi? O da benim onu düşündüğüm gibi beni düşünüyo muydu yoksa normal hayatına mı devam ediyordu? Belkide sevgilisi vardı. Kendimi ona bu kadar kaptırmamam gerektiğinin farkındaydım. Ama bazı şeyleri kontrolde tutamıyordum. Gün geçtikçe onu görme arzusu içimde daha büyüyordu ve her göremediğimde ise canımı daha çok yakıyordu. Kalbimi ayakta tutan şey onun sesi ve gülüşüydü. Nasıl olurda onu aramaktan vazgeçerdim. Hangi martının gökyüzünden vazgeçtiği görülmüş ki..O benim gökyüzüm olmuştu. Gecemide gündüzümüde onunla yaşıyordum. Yıldızlarımıda, bulutlarımıda onunla paylaşıyordum. Hem birlikte olmak şart değildi ki. Onu bulana kadar aynı gökyüzüne baktığımızı bilmek bile güzeldi. Her ne kadar uzakları yakın edemesekte mesafeler biz olabilmemiz için engel değildi. Tek korkum vardı. Acaba o da benimle aynı hisleri paylaşmak isteyecek miydi? Yoksa bi heves olarak bitecek miydi herşey? Gözümden bir damla yaş düştü. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Mutsuz olduğum zamanlarda hep böyle yapardım. Geceyide gündüzde üstlenebiliyordu gökyüzü. İkisinede yer vermişti hayatında. Neden o kalbinde bana yer vermesin ki diye düşündüm. Gülüşü gökyüzünü andıran adamın kalbi kimbilir ne kadar güzeldir.Gözlerimi bile kırpmadan izlediğim gökyüzünden beni ayıran şey küçük bir çocuk olmuştu. Yanakları kadar pembe bir pamuk şeker uzatmıştı. Ağzından ilk dökülen söz "Gökyüzünden kopan pembe bir parça gözyaşın için buraya düştü " oldu ve bırakıp gitti. O an oturduğumdan beri beni izlediğini anlamıştım. Arkasından gitmek istedim ama kalkmak için gücüm olmadığını fark ettim. Bu kadar masum bir kalple tanışma fırsatım olmadığı için üzülmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kovan Kuşu
RomanceUmudunu, her sabah daha iyi olacak diye kalkıp,her gece daha beter yatarken kaybeden bir kızın hikayesi..