ATTİLLA'NIN AĞZINDAN
Neden insanlar yazmanın rahatlattığını düşünürler? Kimseye anlatamadığı şeyleri buraya yazdığı için mi? Aslında cevap soruların içinde gizli. Özgür olmak için. Çünkü ne istersen yazabilirsin. Ne kızan var ne bağıran ne de yorum yapan... Sadece sen varsın, yalnızca sen. Başkalarının aklıyla hareket etme zorunluluğu yok. Çünkü burada yalnızsın. Tek bir sorun vardır. Sorsan kimse niye yazdığını bilmez. Biraz önce özgürlükten bahsettim. Özgür olan insan niye yazma gereği duyar ki? Başka bir sebebi olmalı yazmanın. Her sebep iyi bir sebep bırakmayabilirdi. Aslında bir sebebi de olmamalıydı. İnsan yazmak için yazmalıydı. Hiçbir sebebi olmadan, öylece yazmalıydı. Ama hiç kimse bunu başaramadı. Çünkü her şey sebepler dairesinde gerçekleşiyordu. Her şeyin bir sebebi vardı. Yaptığımız her şeyin. Ama yazmanın bir sebebi olmasaydı keşke...
ALMILA
Akşam yeniden Almıla ya bakmak için evine gediğimde kapı ziline uyanmamıştı. Ve elinde bu yazıyla uyumuştu. Elindeki yazıyı o kadar sıkı tutmuştu ki elinden alamadım. Bu arada gözlerini açtı.
- Nasıl girdin içeri?
- Anahtarım olduğunu unuttun herhalde.
- Aa evet. Ne zaman geldin.
-Çok olmadı.
Elinde ki yazıyı unutmuş olacak ki fark edince gizlemek istedi. Bende ne olduğu bilmiyor gibi sordum.
-O ne?
- Bu mu? Hiç önemsiz bir şey. Hadi salona gidelim. Sen çık bende üzerimi değiştirip geliyorum.
- Tamam çıkıyorum.
Birkaç dakika sonra salona geldi.
- Eee ne yaptın bugün?
-Hiçbir kaç işim vardı onu hallettim. Sen ne yaptın?
-Ben mi? Evet Şey... Fırat geldi.
-Kim? Fırat Şu zibidi oğlan?
-O benim arkadaşım. Dayımın vefat ettiğini öğrenmiş. O yüzden geldi. Ve zibidi değil. Tarzı öyle.
- Yesinler tarzını. Tarzı öyleymiş...
- Gerçekten iyi birisi
- Ne zamandır tanıyorsun? İyi biri olduğuna karar verdim.
- Gerçekten iyi birisi.
- Gözüm hiç tutmadı. Sen yine de çok güvenme.
- Tamam güvenmem:)
- Ciddiyim ben.
- Beni niye bu kadar merak ediyorsun. Çünkü bana emanetsin.
- Sadece bu yüzden mi?
- Başka ne sebebi olabilir?
- Haklısın başka ne sebebi olabilir ki.
ALMILA NIN AĞZINDAN
Attillla nın geldiğinden bile haberim yoktu. Ne zaman gelmişti. Uyumadan önce yazdığım yazı hala elimdeydi. Görmüş müdür? Görse bir şey olmaz ama utanırdım. Dalga geçerdi benimle. Dalga geçmediğine göre görmedi. Sürekli benimle ilgileniyordu. Benim ne yaptığımı merak ediyordu. Kiminle arkadaş ettiğimi, kiminle konuştuğumu, yemek yiyip yemediğimi, kaçta yatıp kaçta kalktığımı. Her şeyimi merak ediyordu. Attilla beni merak etme. Beni düşünme. Sen beni böyle merak ettikçe ben daha kötü oluyorum. Ben sana daha çok bağlanıyorum. Seni daha çok özlüyorum. Sana daha çok güveniyorum. Seni daha çok düşünüyorum. Birlikte olamayacağımızı düşünerek her gece daha çok ağlıyorum. Ama biliyorum. Benimle ilgilenmesen kaybolup gideceğimi, yok olacağımı. Keşke. Keşke... keşke bir mucize olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucize Olsun
RomanceÖzlüyorum... Çocukluğumu özlüyorum. Daha çocukluktan çıkamadan çocukluğumu özlüyorum. O küçücük beynimde kurduğum hayallerimi. Beni seven insanları özlüyorum. Boş ne kadar özlesem de gelmeyecek o güzel günler biliyorum. Daha çokta sevilmeyi istiyoru...