ATTİLLA NIN AĞZINDAN
Aysel teyze aradığın da henüz uyanmamıştım. Kalkıp hemen hazırlandım. Uçak bileti bulma dileğiyle siteye girdim. Bileti alma işlemini tamamlayıp dışarı çıktım. Almıla nın evine gittim. Ama evde yoktu. Yan daire komşusu çıktığını söyledi.
Okula gitmiş olmalıydı. Nasıl unutmuştum bu gün son sınav günüydü. Arabaya atlayıp okula doğru yol aldım. Okula geldiğimde öğrendim sınava girmişti. Müsait bir yere geçip bekledim. Son ayrılmamız hiç iyi olmamıştı. İstanbul dan dönüşte çok kötü olmuştu. Ateşler içinde yanıyordu. Terlediği için üzerini çıkardım. Pijamalarını giydirdim. Ateşi düşünce bende salonda onun yanına uyudum. Sabah uyandığımda hala yatıyordu. Dünden beri ne o ne de ben bir şey yememiştik. Kalkıp bir şeyler hazırlasam iyi olacaktı. Dolabı açtığımda koca bir boşlukla karşılaştım. Bu kızın neden bu kadar zayıf olduğunu şimdi daha iyi anlıyordum. Çünkü hiçbir şey yemiyordu.
Ceketimi alıp arabaya atladım. Alış veriş yapmak şart olmuştu. Tam markete yaklaştım derken yandan bir darbe yedim. Zibidinin biri bana çarpmıştı. Geri zekalı ters yönden ilerlemeye çalışıyordu. Çok sinirlenmiştim kapıyı açıp dışarı çıktım. O sırada o da çıktı.
Ne yaptığını sanıyorsun? Ters yönden girilir mi? Şu arabanın haline bak.
- Kusura bakmayın yanlışlıkla oldu.
Bu zibidi suratı bir yerden tanıyordum. Kimdi bu? Tabi ya bu Almıla nın yanındaki çocuktu. Neydi adı Fırat mıydı?
Sinirlerim daha da artmıştı.
- Polisi çağıralım tutanak tutsun. Zararınız neyse karşılamaya hazırım.
Yok bir de karşılama. Bu ne kibarlıktı. Kız gibi hareketler.
Bu iş bayağı bir uzayacaktı. Cebimden çıkartıp telefona baktım. Şarjı bitmişti. Almıla nın ateşi düşmüştü ama yine de endişelendim. İşleri hallettiğimizde akşam olmak üzereydi. Hemen arabayı Almıla nın evine sürdüm. Kalbini çok kırmıştım. Çikolatalı pastaya hayır diyemezdi. Evin yakınlarında daha öce Almıla ile birlikte gittiğimiz pastaneye geldim. Bol çikolatalı büyük bir pasta aldım. Bir sorun olur diye Aysel teyzenin verdiği anahtarı bu sefer arabadan almayı unutmamıştım. Sessizce içeri girdim. Evde kimse yoktu. Sanırım markete gitmişti. O gelene kadar güzel bir masa hazırladım. Ve en sevdiği filmi de unutmamıştım. GAJİNİ. Ne buluyordu bu filmde anlamıyordum. Her izlediğinde ağlıyordu. Her şeyi hazırlamıştım ama Almıla hala yoktu. Nereye gitmişti. Almıla yı aramak için telefonu elime aldığımda şarjımın olmadığı aklıma geldi. Nasıl unutmuştum. Almıla nın odasına girip şarj aleti aramaya başladım. Her yere bakmıştım son çare çekmecelere bakmaktı. Tama şarj aletini buldu çıkarırken elime bir kağıt parçası takıldı. Başlığı beni çok etkilemişti.
KADINLAR İNSAN ERKEKLER İNSAN OĞLUDUR
Ağlamak istiyorum. Öylece bir sebebi olmadan. Ağlamak için ağlamak istiyorum. Belki yapmış olduğum hatalara ya da söyleyemediğim sözlere. Bilmiyorum. Tek bildiğim şey ağlamak istediğimdi. Ama olmuyordu. Göz pınarlarım tam doluyor ama yapamıyordum. O ilk damlayı düşüremiyordum. O ilk damla düşse arkası kesilmeyecekti biliyordum. Ama o kahrolası o ilk damla düşmüyordu.
Yaşadıklarımı düşünüyorum. Hakkettim mi ben bunları? Ya da bunları hakkedecek ne yaptım. Bazı şeylerin nedenini bilmemek bana çok acı veriyor. Ama en acı veren şey bildiğin bir şeyi bilmiyor gibi davranmak. Sanki hiç yaşanmamış gibi. Komik olan şu ki kimse bunu yadırgamıyor. Yapılan bu yanlışa ses çıkarmıyor. Gerçi ses çıkarsa ne olacak? Koca bir HİÇ BİR ŞEY!!!hiç bir şey değişmeyecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucize Olsun
RomanceÖzlüyorum... Çocukluğumu özlüyorum. Daha çocukluktan çıkamadan çocukluğumu özlüyorum. O küçücük beynimde kurduğum hayallerimi. Beni seven insanları özlüyorum. Boş ne kadar özlesem de gelmeyecek o güzel günler biliyorum. Daha çokta sevilmeyi istiyoru...