Dün geldim çavuşbaşından. Babamı gördüğüm an yıkıldım. Çok kötü görünüyordu. Su dahi içemiyordu. Bugün ameliyat olucak midesinden kemoterapi gördüğü için midesinde daralma vardı ve stent takılmıştı şimdi ise yemek yiyemediği için direk midesine enjekte edilicek şekilde bir tüp takıcaklar. Kısaca yemeklerin tadına bakmadan yemiş olucak. Sabah halamlar geldi en sonunda halamda dayanamadı merak etme kardeşim iyileşiceksin diyerek ağlamaya başladı ardından ambulans geldi almak için. Çok kötü oldum sedyeyle ambulansa doğru giderken annem yanındaydı babam gözleri açık dalmış öyle bakıyordu çok korktum annemde eliyle gözlerini kapadı ve ambulansa yerleşip gittiler. Artık bende bıraktım kendimi biyandan kardeşim duymasın diye hıçkırıklarımı içe atarak ağlamaya başladım. Şu anda keşke Burak yanımda olsaydı dedim ama olamayacağı için daha çok üzüldüm. Tabiki bunu dile getirdim whatsapptan burağa mesaj attım ama dün girmiş mesajımı görmedi merak ettim. Sonra sms yoluyla mesaj attım oda bana arayarak geri döndü ama telefonu duymadım. Sonra mesaj attı noldu merve diye. Babam çok kötü falan dedim. Yapabilrceğim bişey varmı diye sordu. Tabiki var çok istiyorum ama olmicağı için söylemedim ilk var dedim sonra yok yok yazarak geçiştirdim söyle dedi cevap yazıcaktımki smsim bitti bende aramaya karar verdim. Sesini duyduğum an yüzüm güldü. Konuşmamız;
Ben: smsim bittide oyüzden arıyarak söylim dedim
Burak: ne yazıyodun
Ben: yapıcak bişeyin yok
Burak: ama başında var dedin
Brn: yok gerçekten
Burak: yalancıyı .....(sırıtarak)
Ben: ya yok
Burak yalancıyı.... (Yine sırıtarak)
Ben: hafif sırıttım haha burak
Burak: iyi İstanbul'a geldiğimde görüşelim
Ben: oluuuur (sırıttım)
Burak: tamam görüşürüzz ozaman
Ben: görüşürüzz diyip kapattık.
Sesini duymak nasıl bir huzur verdiyse içime kelimelere dökemiyorum. İnterneti bitti sanmıştım meğerse yayladaymış çekiyomuş orda. Off o hafif sırıtışını nasıl özlemişim anlatamam.