<<7>>

110 79 1
                                    

Yazdığım bu kitabın okunması ve beğenilmesi için sonsuz bir uğraş içindeyim.
Her bölümün başına önsöz yazmıyorum. Zor geldiği için değil sadece öpüldünüz gibi gereksiz yazılar istemiyorum.
Kısa ve öz olması için şunu demek istiyorum. Eğer kitap okumak istiyorsanız gerçekliği barındıran abartısızlığı içinde barındırmaktan korkan kitaplara aşık olun...

Bölüm şarkısı: Pilli bebek-Olsun

Baz istasyonuna ilk ulaşan Sânim olmuştu. Arkasından Özdemir ve Gökhan aynı anda gelmişti. Yorulduğundan cebinden anahtarı kapıya daha yakın duran Sânim'e atıp açmasını istemişti. 
Sânim Özdemir'le kapıyla uğraşırken Gökhan eğilip ellerini dizlerine doğru yerleştirmişti.

<<Başardın>> Özdemir açılan kapıdan ilk giren olmak istiyordu.
Sânim anahtarı kilitten çıkarmamış Özdemir'in peşinden vakit kaybetmeden girmişti.

Baz istasyonu,içinde 5-6 kişilik altı aileyi bir anda barındırabilirdi. Büyüklüğü yararlı olacaktı. Gökhan'ın baz istasyonunun içini bir market gibi düzenlemeyi düşünüyor. Bunun için birkaç toptancı ile görüşüyordu.
Bembeyaz fayansların zemini tertemiz ve ferah gösteriyordu.
Duvarlar gökmavisi kadar maviydi. Sânim uzun ve geniş dükkanı eliyle duvarı sürterek geziniyor,Özdemir sadece kapı girişinde bomboş odayı gözlemliyordu.
Duvarın pütürlü ve soğuk hali sânim'in sağ elini gıdıklıyordu.

Sonuna kadar açık kapıdan içeri giren Gökhan kısa sürede kararlarına son derece güvendiği arkadaşı Özdemir'in yanında yerini almıştı.
<<Ne kadar zor olsada neredeyse 5 senelik toptancılık yaptığım işimi bitirip kesinlikle ölene kadar baba mirası bu benzinlikte çalışacağım.>>

Kafasını aşağı yukarı sallayan Özdemir duvarları titizlikle inceleyen Sânim'in konuşmamasına karşın
<<Duvarlarda bir sorun var mı?>>
Ciddi ciddi karşılık vermeye hazırlanan Sanim
<<Hayır hiç yok. O kadar yeni ve güzel bir dükkan olmuş ki. Hatta hafif şekilde boya kokusu dahi var.>>
Sırıtan Gökhan
<<Neredeyse bir ay olmuştur. İşte Şu kapı tarafı bomboş olucak ama karşı duvarı boydan boya satış tezgahı kaplayacak.
Sağ duvarı ise hesaplarıma göre üç kare masa, etrafında dört sandalye bulunacak şekilde kaplayacak.
Sol duvarda zaten pencere açığı var bu yüzden uzun bir koltuk koyarım sanırım.
Ben içerde değil dışardan oturmaktan yanayım. Zaten benzin depoları dışarıya montajı için salı, tezgah için de perşembe günü gerekli kişiler gelecek. Satış için mallar, montaj bitiminde, benim gözetimimde anında gelecek.>>
Özdemir;
<<Bize birşeyler demek düşmez sanırım.>>
<<Tabiki düşmeyecek. Sadece dinlemeniz ve kesinlikle beni tasdik etmeniz için şuan buradasınız.>>
Gülmeye başlayan Özdemir
<<Kesinlikle başarılı bir plan. Sânim'de böyle düşünüyor sanırım.>>
Sânim pencereden dışarı benzin depolarını monte edileceği yere bakmayı kesip pencere sonrası duvara yaslanmış;
<<Bana kalırsa büyük bir titizlikle planlanmış bu yüzden başarısız olma ihtimali başarılı olma ihtimalinden daha düşük>>
<<Boşuna okumuyorsun Sânim. Bu kız senden 2 sene daha küçük ama sanırım sende..>>
<<Biliyorum Gökhan abi benden daha zekice ve daha mantıklı cümleler kuruyor>>
Sânim karşısında gülen insanlara karşı rahatsız olduğunu belli etmemek için gülmeye başladı.

############################
Zeyyan
#############################

Eski telefonun bir süre sonra rahatsız edici çalışı Zeyyan'ı işinden alıkoymuştu. Ellerini mor renkli önlüğe kurulamak amacıyla sürdükten sonra kırmızı telefonu açtı.

<<buyrun ben Zeyyan>>
<<iyi günler ben Merve Zeyyan abla>>
<<Merve nasılsın?>>
<<Çok iyiyim Zeyyan abla. Sen de iyisindir umarım.>>
<<iyiyim kızım. Ne oldu sorun mu var.>>
<<aslında onu öğrenmek için aradım aslında. Sânim geldi mi diye soracaktım.>>
<<geldi geldi sorun yok. Ama sanki sizin aranızda sorun var galiba.>>
<<Hayır aramız olması gerektiği kadar iyi sadece telefona sahip olmayan bu arkadaşımın durumunu öğrenmek istiyorum. Sabah babasının yanına İzmir'e annesinin mezarının yerini öğrenmeye gitmişti.>>
<<Daha yeni babasının hakkında yazılan haberleri gördün mü diye sordum gördüm dedi. Okul nasıl gidiyor diye sormuş Özdemir bugün diğer günlerden daha iyi demiş.>>
<<Fırat'ın yanına gitti ya bahsetmek istemedi sanırım. Babası ne dedi onu merak etmiştim. Yakınlarda bi yerde mi? Verir misin telefonu Sânim'e.>>
<<Benzinliğe gittiler bi kaç dakika bekle çağırayım.>>

ACININ HAZZI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin