Erdem yener- rüyalar kızı
Aradan iki hafta geçmişti. İp sökükleri yavaş yavaş kumaşta koskocaman delik açmıştı.
Sânim her gün evlerinde olan bu kadından sıkılmaya başlamış bu konuda ne zaman sıkılganlığını belirtse hemen fazlasıyla babası tarafından tepki almıştı.
Babasının bir haftalığına gitmeye yasakladığı çay bahçesi yasağı kalkınca ertesi gün bahçenin yolunu tutmuş ve gittiği gibi küçük arkadaşı Nehir'in taşındıklarını öğrenmişti.
Özdemir 1 senelik anlaşmasının 3 ayı dolmuştu. Yaz başlarken yavaş yavaş insanlar belirli zamanlarda çay bahçesine uğrar olmuştu. Benzin istasyonuda yol üstünde olduğu için belirli bi kitleye ulaşmıştı. Herşey düzen ve sistem içinde ilerliyordu.
Merve ile neredeyse bir aydır görüşmüyordu. Ondan haberleri yasaktan sonra ilk gidişinde çay bahçesine gittiğinde Özdemir'den almıştı.
Araf hiçbir pazartesi yanına gelmemişti. Onu okulda dahi görmemişti. Babasının yanında stajyer olarak çalıştığını biliyordu ama onu nedense hiç görmemiş ve öğrenmek aklının ucundan dahi geçmemişti.
Gün geçtikte
Normalden daha az kitap okuyor olmuştu. Migren hastalığı günden güne mutasyona uğruyor. Ara sıra başlayan migrende artık hergün başlıyor. Her ağrı girince ya bileklerinde güç bitiyor ya da ensesine ağrı girdiği zamanlar tıpkı vücudu çöp torbasını andırıyordu.Yine dün gecedir süren, geçmeyen migren ağrısı ile uyanmış. Çenesi uyuşmuş ve diş etleri sızlıyordu. Son hatırladığını göre Baş ağrısından, dişlerini sıkmaktan ve ağlamaktan dolayı doğru düzgün bir uyku çekememişti.
Canının acısıyla kahvaltı masasına oturmuş. Babasının ağzını açtığı taktirde masayı terk edeceğine dair kendince yeminler etmişti.<<Işıl'ı istemediğin için bugün kahvaltıya çağırmadım.>>
Babası eline aldığı çay dolu fincanla hızlıca hazırladığı kahvaltı masasına oturup kendine hiç çeki düzen vermeyen boşlukta yaşadığını anladığı kızına bakmak değil konuşmak dahi istemiyordu fakat konuşmadığı ve bakmadığı sürece bazı olaylar tıkırında ilerleyemezdi.Sânim sağ kolunu masaya dayamış ve başını koluna yaslamış ve gözleriyle sol elinde masanın üstünde oynadığı çatalı izliyordu.
Babasının masaya çöküp onu izlediğini görünce ne zaman onu Işıl üstünde eleştireceğini merak dahi etmeden babasının ağzını açtığı anda ayağa kalkmıştı.
Cümlesini bitirmesine yakın kızının ayağa kalktığını gören yaşar eliyle kızının bileğinden yakalamış. Masaya yeniden oturmasını sağlamıştı.
Beklemediği bu hareket karşısında sânim gözlerini babasının gözlerine dikmiş. Onun gerçekten kızdığını görünce bileğini kurtarıp sandalyeye çökmüştü.<<Kalkma! Otur oturduğun yerde. Bugün çay bahçesine gitmeni istemiyorum.>>
Bir yasağa dahi tahammül edemeyecek durumda olan Sânim öfkesini kusarcasına bağırmaya başlamıştı.
<<Neden baba? Işıl'la birlikte her zamanki gibi işiniz mi var? Ve evi bekleyecek biri mi gerekiyor? Hayır bugün gideceğim. Hatta bugün kardeşimin yanına dahi gideceğim.>>
Gayet sakin bi okadar da rahat tavırlarla konuşmayı sürdüren Yaşar
<<Sânim sakin ol ve otur. Bugün evde kalıp dinlenmeni istiyorum. Bütün gece uyuyuyamadın biliyorum. Bugün evde kal dinlen. Rica ediyorum. İstersen kitap oku. Kitaplığı karıştır. Yeni kitaplar almamız gerekiyor mu bi bak.>>Babasının rahat tavırları durumu daha da sinir bozucu bir hale sokuyordu.
<<Benim planım belli. Uyuyamadığım zaman planımı yaptım ben.>>
Sânim hızlıca ayağa kalkmış. Babasının onu bu sefer durdurmasına izin vermeden hızlıca kapıya doğru ilerlemiş, geride bıraktığı babasının tepkisini merak dahi etmeden ceketini giymiş ve çantasını koluna takıp ayakkabılarını ayağına takmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ HAZZI
Mistério / SuspenseKan yerçekimine kapılır ve damla damla akar. Karmakarışık olaylar içinde karmakarışık insan. Sânim aynı kişiden iki farklı insanı ayırt edilecek mi yoksa yakınında olan herkesi kaybedecek mi? Gerilim ve korku barındıran merak uyandırıcı amatörce bi...