-Bölüm 4-

171 39 30
                                    

Merhaba arkadaşlar :) umarım bu bölümü beğenirsiniz :) yazarken çok eğlendim :) umarım izde okurken eğlenirsinziz :) veee 38 vote oldu toplammmm :) çok mutluyum :) neyse sizi daha fazla sıkmıyım :)

Multi: Diana'nın öve öve bitiremediği elbise :)

-Bilinmeyen-

Şu an, Prylist Kralı'nın önünde diz çökmüş, bize ne kadar beceriksiz olduğumuz ile ilgili bağırışlarını dinliyordum. Gözlerindeki ateş, suyu bile yakabilecek türdendi.

"Ne demek onu kaybettiniz ve herkes onu gördü?! Ben size kimse görmeyecek, gizli gizli yapılacak demedim mi?! Nasıl oldu bu?!" Sözlerinin ardından kan kusan gözleri her birimizin yüzünde gezindi. Onu cevapsız bırakmanın hiç te iyi olmayacağını bildiğimden bildiğim herşeyi anlattım.

"Kralım, Zindan Muhafızı kılığına giren casusumuz, kızı istediğiniz gibi Sarayın alt zindanlarından birine kapattı. Bu gibi durumları önlemek amaçlı yapılan günlük kontrol için de kızı, benim yaptırdığım ve sadece ben ve casusumuzun bildiği tavan arası görünümlü gizli odaya kapattı. Tam o sırada ise bütün saray anlayamadığım bir nedenden dolayı alarma geçti. Bütün odalarda arama başlatıldı ama bunu bilmeyen casusumuz günlük kontrolü bekliyordu. Her nedense, casusumuzun en son gönderdiği bilgiye göre Trinche Kralı, kızı tuttuğumuz odaya girmiş ve ondan sonra olaylar nasıl gelişti bilmiyoruz. Tahminimce Kral odaya girer girmez bize bilgi ulaştırdığı laptopunu hemen bıraktı ve ne olduysa o zaman oldu. Onu kafası ikiye ayrılmış bir şekilde, son mesajından 2 saat sonra, saat sabah 9 civarında yerde yatarken buldum."

Sakinleşmek ister gibi derin bir nefes aldı ve gözlerini bana dikti.

"Sen, kızın her bir adımını takip edeceksin. Yaptığı herşeyi bana bildireceksin. Sakın şüphelenmesin! Sakın! Eğer bir şekilde şüphelenmeye başladığını sezersen, Hemen bana geleceksin."

Bana verdiği görevle gözlerim kocaman açıldı. Böyle şeyler yapmamı istemesinden nefret ediyordum. Tam itiraz edecekken başka biri hemen lafa atıldı.

"Kralım, bildiğiniz üzere kızın maddi durumu çok kötüydü ve doğal olarak giysileri ve benzeri, kir, pasak içindeydi. Onu bu halde gören biri, onun tiyatro oyunu için hazırlanmış bir köle olduğunu düşünmüş olmalı. Kızı çocukların önüne 'Kibritçi Kız' Olarak çıkarttılar ve ne olduğunu anlamadığı için etrafına saf saf bakınmaya başladı. Sanırım sahneden atlayarak kurtulacağını düşündü ve hemen sahneden atlayarak koşmaya başladı. O sırada da Trinche Kralı, Sabah ki aramalarına son vermiş, saraya doğru gidiyordu. Kızı saray sınırlarından çıkmak üzereyken ve kimsenin de onu durduracak gibi olmadığını görünce kendisi, kızı bileğinden yakaladı ve herkesi şaşırtacak birşey yaparak kızı, kendisi saraya götürdü. Onu nereye götürdüğünü bilmiyorum görmedim. Tam bakacakken siz emrettiniz bizi."

Prylist Kralı, konuşan kişinin sözlerini çatık kaşlarla dinledi ve öncekinden daha da sesli bir şekilde nefes verdi. Bu, daha da sinirlendiği ama kendini kontrol altına almaya çalıştığı anlamına geliyordu.

"Kızın bir köle olmadığını eninde sonunda anlayacaklardır. Kölelerin omuzlarına bir yanık lekesi bırakılır. Kızda bu leke olmadığını eninde sonunda göreceklerdir. İşte o zaman kızın kim olduğunu araştırmaya başlayacaklardır. Tahminimce Trinche'ye gittiği için dövmesi çoktan oluşmuştur omzunda. Hangi aileye ait olduğunu bulamadıklarında ise kızı bir tehdit olarak görecek ve öldüreceklerdir. Bunca yılımı ölü bir kızı arayarak için geçirmedim ben!" Ve yeniden bana döndü "Kızı hayatta tut. Ne yap, et yaşasın. Yoksa olacakları biliyorsun."

Zaman BekçileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin