Kayıp

Bölüm -3-

‘‘Melanie cinayeti ne durumda?’’

 

Sierra ofisten içeri girer girmez bilgileri almak istemişti. Jack olumsuz anlamda başını salladı. Kadının esrarengiz cinayeti çözülmemişti. Joey’in suçsuz olduğu kanıtlanmıştı. Nolan bir süre kendine baktıysa da omuz silkip dosyasına döndü. Sierra kendi koltuğuna yerleşirken bilgisayarını açtı. Nolan’la olan konuşmalarını tekrar düşünmüştü. Yine de genç adam ona yardımcı olup bu konuyu açmamıştı.

‘‘Kahve?’’ diye mırıldandı Jack. Kadına kremasız, şekersiz koyu kahveyi uzatırken. Sierra kurtuluşuymuş gibi kafeine sarılırken başıyla teşekkür etti.

‘‘Sierra insanlara gülümseyebilirsin. Seni yemezler.’’

‘‘Ama üzerler.’’

Jack kaşlarını kaldırırken ellerini ben suçsuzum edasıyla havaya kaldırdı. Genç kadın sıcak, yoğun kahveyi içerken rahatladığını hissetti. Zaten onu rahatlatan üç şey vardı. Kahve, uyku, kitap.

‘‘İyi olduğuna emin misin?’’

Nolan’ın sesini duyduğunda dosyadan kaldırdı başını. Yüzündeki hiçbir mimik oynamazken sadece başını salladı. ‘‘En azından kaşlarını falan kaldır. Duvarla konuşuyormuş gibi hissetmek zorunda değiliz.’’

Genç kadın rahatça omuz silkti.

‘‘O zaman konuşmayın.’’

Jack sırıtarak masaya oturdu. ‘‘Aslında..’’ dedi konuya girerken. ‘‘Kaynaşmamız açısından bira içmeye gidebiliriz.’’

‘‘Hayır!’’

‘‘Hayır!’’

Jack şaşkınca kaşlarını kaldırdığında Nolan ve Sierra’nın bakışları buluştu. Genç kadın işi olduğunu söyleyeceği sırada bölüm amiri odadan çıktı.

‘‘McConner, Grant, Oliver. Sizden Melanie’nin iş yerine gitmenizi istiyorum.’’

Nolan başını kaldırırken sırıttı. Boş boş oturmak ona göre değildi. ‘‘Nerede çalışıyormuş?’’

‘‘Barda. Ah! Gizli kimlikle gitmek zorundasınız. Çalışanların bilgileri hiçbir şekilde sızdırılmıyor..’’

Sierra sıkıntıyla yanaklarını şişirdiğinde Jack bir kahkaha patlattı. Başkanın kötü bakışları üzerine kilitlenirken ‘‘Soğuk nevale aslında tepki verebiliyormuş!’’ diye mırıldandı keyifle. Sierra dayanamayarak önündeki kalemlikten fosforlu kalemini alıp adama fırlattı.