*18

1.2K 138 59
                                    

Luke tam elli üç gündür Michael'ı görmüyordu ki bu da bir buçuk aydan daha fazla zamandır onu görmüyor olması demekti. Sikik herif, o günden sonra markete gelmeyi kesmişti. Luke birkaç kere ona vurarak doğru bir şey mi yaptığını düşündü. Aslında bağırmak istiyordu. Sadece bağırmak ve ona olan nefretini kusmak. Ama Michael içeri girip hiçbir şey olmamış gibi çizgi romanını aldığında Luke sabrının tükendiğini hissetmişti ve daha ne yaptığını bile anlamadan Michael'ın suratını dağıtmıştı.

"Luke?"

Luke odasının kapısını tıklatan Calum'ı umursamadı ve yüzünü yastığa gömdü. Calum'ın kapıyı açtığını ve kendisine doğru yaklaştığını biliyordu. Yine de yatağından kalkmadı ve Calum'ın oturabilmesi için hafif yana kaydı. Calum, Luke kaydığında oluşan boş yere oturup Luke'a bakarken derin bir nefes almıştı. Sarışın, arkadaşına olanlar hakkında tek kelime etmemiş; sadece Michael ile ciddi bir kavga yaptıklarını söylemişti. Ve Calum, Michael'ın elli üç gündür markete gelmediğinden haberdardı.

Elini Luke'un sarı tutamları arasında gezdirdi ve bu Luke'un hoşuna gitti. Calum saçlarını birden çekip suratını zorla yastıktan kaldırdığında ise acıyla suratını buruşturdu. Calum, arkadaşının kafasını kendisine doğru çevirdikten sonra saçlarını bıraktı ve gülümseyerek Luke'u kolundan çekip kaldırdı. Luke, yatağın üzerinde oturur vaziyete geldiğinde "Tanrım" diye mırıldandı. "Siktir git, Calum."

"Şu haline bak, Luke." Calum kaşlarını çatıp çocuğu süzdü ve kafasını onaylamaz bir şekilde iki yana salladı. "İnsanlar seviştikten sonra böyle görünürler."

Luke gözlerini devirmekle yetindi ve tekrar yatağına uzanacakken Calum onu tuttu, ayağa kaldırdı ve saçlarını düzeltmeye başladı.

"Ben bebek değilim, Cal."

"Ama bebek gibi davranıyorsun."

Luke, Calum'ın elini saçlarından çekti ve onu hafifçe ittirdi. "Git, uyuyacağım."

"Ağladığını biliyorum" dedi Calum fısıltı gibi çıkan sesiyle. Luke yine de onu duymuş, olduğu yerde kalmıştı. Bir süre bakıştılar ve Luke, Calum'ın her şeyden haberi olduğunu anladı. Oysaki ona sadece Michael ile kavga ettiklerini söylemişti.

"Biliyorsun, değil mi?" dedi Luke, kızaran yüzünü ve dolan gözlerini saklamak amacıyla bakışlarını yere dikerken. Calum'a baktığında onun kafasını salladığını gördü. "Markette bir kamera olduğunu biliyor muydun?"

Ve o sırada Luke tüm dünyanın değiştiğini hissetti. Utanması için hiçbir durum yokmuş gibiydi. Sanki hoşlandığı sikik bir herif yüzünden ağlamıyor, daha mantıklı bir sebep için gözyaşları döküyordu.

Sıkıca Calum'a sarıldığında boğazını tıkayan hıçkırıklarını serbest bıraktı.




duygusallı bölüm yazayım dedim

diğer bölüm de michael'dan olur

cake de serpiştirdim çok hoş oluyor amk

neys;

bay

exchange? no || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin