2. Bölüm : Oyun Başlıyor!

814 37 20
                                    

Ali'nin Ağzından:
'Bi sıkıntı mı var?' sözü kulaklarıma doluna o lanet olası gün geliyor.
2 Sene Önce
O gün sevgilim Tuğçenin doğum günüydü. Tam onu arayacaktım ki telefonuma mesaj geldi. Mesaj:
"Sevgilini istiyorsan .................. adresine gel."
Hemen o adrese gittim. Tuğçe eli ayağı bağlı bir şekilde oturuyordu. Ağzı bantlıydı. Gözleri kızarmıştı. Arkasında ise pis pis sırıtan dayım duruyordu.
"Napıyorsun sen pislik!?"
"Ee Mertoğlu! Sen benim karımı öldürürsen bende senin çok sevgili sevgilini öldürürüm."
Tabiki de yengemi ben öldürmemiştim.
"Bak dayı son kez söylüyorum yengemi ben öldürmedim!"
"Yalan atma Mertoğlu!"
Silahı Tuğçe nin kafasına dayadı ve ben bisey diyemeden tetiği çekti.
"Tuğçeeeee!"
Bağırmama aldırmadan gülmeyi sürdürdü.
Şimdiki Zaman
"Ali,bana anlat noldu?"
Selin'in sesiyle kendime geliyorum.
"Yok ya, sadece evliliğe karşıyım ben. Evlenmeyi de istemiyorum."
"Benim de sevgilim var."
Yutkunuyorum. Selin'in sevgilisi var! Gerçi taş gibi hatun, boş mu kalacak dimi??
"İkimizde bu evliliği istemiyorsak....."
"Anlaşma yapıp evlenmeyebiliriz."
"Okey o zaman ben herşeyi ayarlarım şimdi anneme babama falan biz birbirimize aşık olduk gibi şeyler dicez inansınlar."
"O zaman oyun başlıyor!"
"Başlıyor!"
Selin mutlulukla kafasını sallayıp gidiyor.
Selin'e karşı düşüncelerim çok.......... değişik. Tamam kız çok güzel, taş. Her erkek onu güzel bulabilir. Ama bu farklı bir şey. Ne olduğunu çözemediğim garip ama güzel bir duygu.
O kocaman gülümsemesi, gamzeleri, koca gözleri, upuzun saçları, herşeyiyle kusursuz. Etkileyici.
Aşk işte olum bunun adı. Ali Mertoğlu aşık oldu!
Defolup git iç ses!
İç sesimi kovduktan sonra ofluyorum. Mutfaktan bi bardak kahve alıp tekli koltuğa oturuyorum.

Selin'in Ağzından:

Sabah birinin hafifçe omzumdan dürtmesi ile uyanıyorum. Gözlerimi açtığımda karşımda mor renk sabahlığı ile Filiz Hanımı görüyorum.
"Günaydın Selincim."
"Günaydın. Şey kusura bakmayın ben geç uyanırım da."
"Sorun değil tatlım hadi gel. Kahvaltıdan sonra alışverişe gideceğiz."
"Tamam."
Kalkıp yüzümü yıkıyorum. Aşağı iniyorum. Yemek masasında takım elbisesi ile Uğur Bey, yazılı bir tişört ve kot pantolon ile Ali'yi görüyorum.
Az sonra kahvaltıya oturuyoruz. Ali söze giriyor.
"Anne, baba. Biz Selin ile size bir şey söylemek istiyoruz."
"Tabi oğlum."
"Biz Selin ile...sevgiliyiz. Birbirimizden hoşlanıyoruz yani."
Ali'ye gülümseyerek bakıyorum. Şakacıktan bir gülümseme tabisi.
Şakacıktan? Emin misin?
İç ses uzatma!
"Öyle mi oğlum? Çok sevindim gerçekten."
Filiz Hanım mutlulukla bizi tebrik ediyor.
"Hayırlı olsun çocuklar."
"Teşekkür ederim Uğur amca."
Kahvaltıyı bitiriyoruz. Uğur amca ve Ali şirkete gidiyor. Filiz Hanım bana dönüyor.
"Hadi Selincim üstünü giyin alışverişe gidelim."
"Tamam Filiz Teyze hemen geliyorum."
Yukarı çıkıyorum. Gri, kısa, salaş bir tişört giyiyorum. Altına siyah dar paça bi pantolonu da geçiriyorum. Saçlarımı tarayıp düz hâle getiriyorum. Tek makyaj malzemem olan kirazlı parlatıcı dan hafifçe sürüyorum. Siyah spor ayakkabılarımı giyip aşağı iniyorum.
Filiz Hanım zümrüt yeşili kalem elbisesi ve yine aynı renkteki stiletto ayakkabıları ile çok şık görünüyor. Saçları hafif dalgalı. Boynunda çok güzel bir kolye ve koyu renk makyajı ile kombinini tamamlamış.
"Gel tatlım hadi çıkalım."
"Tamam Filiz teyze."
Evden çıkıp beyaz bir limuzine biniyoruz. Ön tarafında takım elbiseli bir şoför oturuyor. 15 dakika sonra bir AVM'ye geliyoruz. Filiz Hanım bana soruyor:
"İlk olarak telefoncuya girelim mi tatlım?"
"Olur."
Büyük bir telefoncuya giriyoruz. Ben tuşlu telefonlara yönelirken Filiz Hanım eline İPhone 6 s alıyor.
"Buna ne dersin canım?"
"Bilemedim ki şimdi... çok pahalı bu ama."
"Fiyatını boşver tatlım. Sen hangi rengi istediğini söyle."
"Imm... Beyaz olsun."
Filiz Hanım başını sallıyor. Telefonu aldıktan sonra bana kullanım talimatlarını anlatıyor. Ardından bir kıyafet mağazasına giriyoruz.
Ben üç pantolon, iki tayt ve 4 tane tişört beğeniyorum. Filiz Hanım ise sayısız etek, elbise ve tişörtü bana uzatıyor. Sonra da 5 tane şort seçip hepsini ödüyoruz.
"Aç mısın?"
Filiz Hanıma dönüyorum.
"Yani açıkçası biraz açım evet."
Filiz Hanım ile Burger King den bir mönü söylüyoruz. Yemek yedikten sonra bir ayakkabı mağazasına dalıyoruz.

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin