21 Ekim 2014
Ayak seslerini duyabiliyordum. Adımları yavaş yavaş beni izliyordu. Biraz daha yaklaşsa nefesini bile duyabilirdim. Dakikalarca bu böyle devam etti.
Durdum ve hızla arkamı döndüm. "Ah ne var?" dedim, sesim bıkkınlıkla çıkmıştı.
Arkamda göz kamaştıracak kadar güzel bir kız duruyordu.
"Ne?"
"Şey..."
"Ah, ne istiyorsun?"
"Konuşabilir miyiz?" dedi çekinerek.
"Konuşuyoruz şu an zaten."
"Şey, arkadaşımla çıkar mısın?"
"Ha?"
Her şeyin böyle başlayacağını, hayatımın o günden itibaren değişeceğini bilmiyordum.
Ben Hwan. Hanbok Lisesi, ikinci sınıf öğrencisiyim. O güne kadar bencil, alaycı, egoist birinin tekiydim.
Ta ki o gelene kadar.
"Benim bir arkadaşım var, senden çok hoşlanıyor. Her gün senin fotoğraflarına bakıyor. Onunla çıksan olmaz mı?"
Karşımdaki kız çok güzeldi. Söyledikleriyle biraz hayal kırıklığına uğramıştım.
"Arkadaşın da senin gibi güzel mi?"
"E-evet hatta benden bile güzel," dedi gülümseyerek.
"Güzelse olur. Ama, arkadaşının ağzı yok mu? Neden sana söyletiyor?"
"Onun haberi yok. Ben senden istedim. Ona kalsa ölene kadar sana söylemeyecekti."
"Kim bu kız, göster bana."
"Ah, tamam." Mutlu olduğu belliydi.
Onun arkasından B sınıfına kadar ilerledim. Kapıda durdu. "En önde oturan kız," dedi.
Heyecanla kapıdan kıza baktığımda dev bir hayal kırıklığına uğramıştım.
Gösterdiği kız kısa saçlı, gözlüklü, sivilceli ve diş telleri olan çirkin bir kızdı.
"Dalga mı geçiyorsun?"
Kız da şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Fısıldayarak konuştu."Beğenmedin mi?"
"Ah cidden! Güzel olduğunu söylemiştin."
"Bence güzel," dedi gözlerini devirerek.
"Bidaha gözüme gözükmeyin," diyerek yanından ayrıldım.
"Her şey iç güzellik mi aptal herif?!"
"Evet!"
(***)
28 Ekim 2014
Olaydan 1 hafta geçmişti. Bahçede dolaşırken bu sefer o sinir bozucu kız önüme çıkmıştı.
"Konuşabilir miyiz?" dedi yalvarır gibi.
"Hayır."
"Geçen hafta sana bazı şeyleri söylememiştim. Bugün buraya bir anlaşma yapmaya geldim," bu sefer sesi kendinden emin çıkmıştı.
"Ne diyorsun sen?"
"O arkadaşımın, adı HaRu. Yaklaşık 3 aylık ömrü kaldı. Bu yüzden senden onunla çıkmanı istedim. Son 3 ayını mutlu yaşasın istiyorum."
"Üzgünüm ama, uzaktan hayır kurumu gibi mi gözüküyorum?"
"Eğer onunla çıkarsan haftalık 30.000 Won vereceğim."
"Ne?"
"Az mı geldi?" Geçen haftaki kız değişmiş, bambaşka biri olmuştu.
"Özel okulda okuyan bir öğrencinin haftalık 30.000 Won'a ihtiyacı olur mu sanıyorsun?" dedim öfkeyle. "Dilenci miyim ben?"
"Bursla okuduğunu biliyorum Hwan."
"N-nasıl?"
"Ha Ru, her şeyini araştırdı. Gece gündüz senden bahsediyor. 30.000 az geldiyse 50.000 de yapabilirim."
"50.000 demek."
"Cevabın ne?"
Bu her şekilde kârlı olacağım bir anlaşmaydı.
"Kabul ediyorum."
Ama bilmiyordum ki, hayatımın en büyük pişmanlığı olacaktı bu. Nereden bilebilirdim ki. Böylece hikayemiz başladı.
Ama bu hikayenin mutlu sonla bitmeyeceği belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
farewell
Teen FictionAdım Lee Hwan. 16 yaşındayken, ilk aşkımı öldürdüm. Ben Hwan, Ha Ru'nun katili. •10 bölümlük, kısa bir aşk hikayesi.•