6.bölüm/çok erken

63 13 3
                                    

medyadaki şarkıyla okuyun! (davichi - this love)

23 Ocak 2015

"Ha Ru, hadi okuldan kaçalım."

"Delirdin mi? Ara sınavlar yaklaştı."

"Ah! Gel işte," dedim ve kolundan tutarak koşmaya başladım.

"Gerçekten delirmişsin," dedi.

"İlk ne yapsak?"

"Bilmiyorum," dedi surat asarak.

"Oppanla sinemaya gitmek ister misin?" dedim boyuna yaklaşmak için eğilerek.

"Lee Hwan!"

"Kim Ha Ru!"

"Ah, sinir bozucusun," dedi beni bırakıp yürürken.

"Ah, sıkıcısın! Hadi sinemaya," dedim gülerek.

Bana sarılmasını istediğim için korku filmine girmiştik ama hiç de korkmuyordu.

Hatta ben daha çok korkmuştum.

"Oh, korkutucu!" diyerek sarıldım.

"Biri görecek," dedi beni itmeye çalışırken.

"Banane," dedim daha sıkı sarılırken.

"Bunun için geldin sinemaya değil mi?" dedi ve sırtıma vurdu.

"Ben öpüşürüz falan diye de düşünmüştüm ama," dedim sırıtarak.

"Ya!" dedi bağırarak, bir taraftan da beni itiyordu.

"Şaka yaptım, şaka!"

5 Şubat 2015

Ha Ru ile birlikte ders çalışıyorduk.

Benim derslerim daha iyi olduğu için ona anlatıyordum, o ise anlamış gibi davranıyordu.

"Sonuç olarak, x nedir?"

"Harf."

"Ya! Dalga geçmeyi ne zaman bırakacaksın?"

"Ama hiçbir şey anlamıyorum," dedi kafasını masaya koyup.

"Pilotların notları yüksek olmalı, pilot olmak istiyordun değil mi?"

"Vazgeçtim, çöpçü olacağım."

"Çöpçü bir kızla evlenmem," dedim gözlerimi devirerek.

"Peki," dedi sinirle.

"Ah, hiç umursamıyorsun cidden. Bir başkasıyla evlenmeme izin mi vereceksin?"

"Benden sonra hayatına devam etmelisin," dedi gözlerini kaçırarak.

"Senden sonrasıymış, götüm."

"Yalan mı? Olacak."

"Biz hiç ayrılmayacağız ki. Kim bizi ayırabilir?"

"Ölüm."

"Ah, karamsar şey. Kimsenin öldüğü yok. Hem ölsek de, bu ayrıldığımız anlamına gelmiyor ki. Uzun mesafeli ilişki gibi düşün."

Güldü.

"Ben ölürsem, kimseyle evlenmeyecek misin?"

"Bana bak, kim bu aptalı alır ki?" dedim sırıtarak.

"Ben!" dedi ve saçlarımı okşadı.

"Aigoo, aptalım benim," dedim sarılarak. "Ha Ru, bekle beni. Yiyecek bir şeyler alıp geliyorum."

"Tamam," dedi başını sallayarak.

Kantine inerek poşetler dolusu abur cubur aldım.

Geldiğimde Ha Ru uyuyordu.

Birkaç kez uyandırmaya çalışsam da uyanmıyordu. Nefes alışları da kontrolsüzdü.

Kucağıma alıp revire gittiğimde hemşire hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.

Henüz çok erkendi.

Hayır Ha Ru, şimdi değil.

Bugün olmaz.

Saatler geçmesine rağmen uyanmıyordu. Doktor artık hastanede yatması gerektiğini söylemişti.

Okul bitiminde Ji Hyun da gelmişti. Beni görür görmez kolumdan tuttu ve koridorun köşesine çekti.

"Onun yanında olduğun için teşekkürler, işte bu haftalık paran."

"İstemiyorum artık."

"Bir anlaşma yaptık, onunla çıktığın her hafta para verecektim ya."

"Evet ama gerek kalmadı, onu gerçekten sevdiğimi söyledim ya. Anlaşma burada bitsin.

Ha Ru ile para karşılığı çıktığımı kimse bilmeyecek."

"Ne?" dedi arkamdan gelen cılız bir ses.

Ha Ru'ydu bu. Bizi dinlemişti.

"Ha Ru."

farewellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin