9.bölüm/mektup

70 11 1
                                    

medya: ha ru ve hwan

20 Nisan 2015

Zaman geçti.

Herkes hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.

Lee Ha Ru, hiç varolmamış gibi.

Bana ben, o hala burada gibi hissediyorum.

Onu tanımadan önce, gizlice beni izlermiş.

Biliyorum, şimdi de izliyor.

Koridorda bir ruh gibi gezerken, Woo Yong ile karşılaşmıştım. O olaydan sonra onunla hiç konuşmamıştık.

Birlikte bir banka oturduk. İkimizde sessizdik.

"Cenazeye gelmek istedim, ama cesaret edemedim," dedi gözlerini kaçırarak. Yüzüme bakamıyordu.

"Önemli değil."

"Ben ondan gerçekten hoşlanmıştım Hwan," dedi yutkunmaya çalışarak.

"Biliyorum."

"Ama mutluyum, iyiki seninle olmuş."

"Ne?"

"Bu seni mutlu etmeyecek biliyorum ama, o mutluydu Hwan. Hep sizi izledim. Sen onun son zamanlarını güzelleştirdin. Ölmeden önce ona aşkı tattırdın. Bu yüzden, üzülmemelisin."

"Ne önemi var ki, benim yüzümden öldü. Ben öldürdüm onu."

"Böyle düşünme, sen ona güzel anılar bıraktın, o da sana."

"Teşekkür ederim Woo Yong."

"Eminim ki sana kızmıyordur," dedi gülümseyerek.

"Umarım."

Şimdi okulda nereye baksam onunla anılarımız vardı. Bana en iyi anıları bırakmıştı.

Gülerek yaşadığımız anılar.

Tuhaftı, şimdi o mutlu anıları üzülerek hatırlıyordum.

İçimdeki vicdan azabının dindiği gün, gene bu anıları mutlulukla hatırlayabilecek miydim acaba?

Eve döndüğümde Woo Yong'un dediklerini düşünüyordum.

Gerçekten artık bana kızmıyor mudur acaba?

Beni affetmiş midir?

Yatağımda otururken gözüme o gün giydiğim ceket çarpmıştı.

Ha Ru'ya sarılırken üstümde olan ceketti.

O olaydan sonra hiç dokunmamıştım ona.

Belki Ha Ru'nun kokusunu duyarım diyerek ceketi elime aldım.

Ne büyük acizlik.

Ceketi koklayıp, sımsıkı sarılırken bir kağıdın hışırtı sesini duymuştum.

Ha Ru'nun mektubu.

Tamamen unutmuşum, ilk başlarda korkup açamamıştım.

Hala korkuyordum. Ne yazıyordu? Benden ne kadar nefret ettiği mi?

Cesaret edip açacaktım.

Son sözlerini duymam gerekliydi.

farewellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin