medyadaki şarkıyla okuyun! (kim na yong & mad clown - once again)
"Neden bahsediyorsunuz siz?"
"Her şeyi açık-"
"Benimle sadece para için mi çıktın? Siz, anlaşma mı yaptınız?" dedi gözleri dolu bir halde.
"Evet," dedi Ji Hyun iç çekerken. "Ama-"
"Ha Ru, dinle lütfen."
"Olamaz."
Ha Ru ağlayarak bana baktı. Sonrasında koşarak kaçmıştı.
Peşinden gidecekken Ji Hyun beni durdurdu.
"Gitme, yalnız kalması daha iyidir belki."
"Olmaz."
"Bekle biraz kafasını dinlesin, sonra anlatırız."
Sanırım haklıydı, böylece arkasından gidişini izledik.
Bir kaç saat sonra ondan hala haber alamamıştık.
"Benim Ha Ru'm nerede?" dedi annesi koşarak yanımıza gelirken.
"Özür dileriz, bize sinirlendi ve kaçtı. Ama yakında gelecektir."
"Sen Hwan mısın? Senden çok bahsetti Ha Ru. Kızımı bul lütfen Hwan."
"Böyle olmayacak, Ji Hyun. Gidip arayalım," dedim ayağa kalkarak.
Ji Hyun da başını sallayarak ayağa kalktı.
"Bulacağım onu, siz endişelenmeyin," dedim Ha Ru'nun annesinin elini tutarken.
Ji Hyun'la hastaneden çıktık.
"Sen onun en yakın arkadaşısın, nereye gidebileceğini biliyorsundur. Bende bir kaç yere bakacağım. Onu bulursan ara beni."
"Tamam," dedi ve hastanenin önünden ayrıldık.
Onunla gittiğimiz pek bir yer yoktu. Gizli yerimiz hariç. Koşarak ağaç evin olduğu yere baktım. Ama orada yoktu.
Daha sonra her sokağa tek tek bakmaya başladım. Yoldan geçenlere ağlamadan onu tarif etmeye çalışıyordum.
Hayatımda ilk kez bu kadar çaresizdim belki de.
Sonunda dinlenmek için bir yere oturdum ve Ha Ru'ya mesaj bırakmaya başladım.
"En başında sadece para için çıkıyordum seninle evet, ama sonra gerçekten aşık oldum sana. Ha Ru, geri dön lütfen."
"Hastalığını, az bir zamanımız kaldığını biliyorum. O yüzden, geç olmadan dön."
"Seni seviyorum Ha Ru. Gitme."
Attığım binlerce mesajdan sonra ayağa kalkıp tekrar aramaya başladım. Ji Hyun da arayıp onu bulamadığını söylemişti.
Sonunda hastanenin önünde tekrar buluştuk.
"Böyle olmayacak. Polise gidelim."
"Bence de."
Polise gittiğimizde bizim evimize gitmemizi, onu bulduklarında arayacaklarını söyledi. Ama biz gidemeyeceğimiz için karakolda oturmayı tercih.
Saat gecenin dördüydü. Ha Ru, 8 saattir yoktu.
"Ya başına bir şey geldiyse?"
"Saçmalama. Onu sağ sağlim bulacağız," dedim emin bir şekilde. Ama içimde Ji Hyun'dan daha çok korkuyordum.
O çok hasta, hastanede kalmalıydı. Ya gene fenalaştıysa? Ya bayılıp düştüyse bir yerlerde?
Hayır, güzel düşünmeliyim. Ha Ru'yu bulacağız.
En başından kabul etmemeliydim. Pisliğin tekiyim.
Onu hiç tanımamış olmalıydım. Her şey sadece Ha Ru'nun tek taraflı aşkı olarak kalmalıydı.
Özür dilerim Ha Ru.
Sanırım, gelecek Noel benimle olamayacaksın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
farewell
Teen FictionAdım Lee Hwan. 16 yaşındayken, ilk aşkımı öldürdüm. Ben Hwan, Ha Ru'nun katili. •10 bölümlük, kısa bir aşk hikayesi.•